Sevgili okurlar,
Ülkemizde yine bir “İşçi Bayramı” sendromu yaşandı!
Üzülmemek, elde değil?
İşçilerden, neden korkulur ki?
Efendim, “marjinal sol gruplar terör” estirecekler?
Bu “terör belasından” ülkemizin, insanımızın, siyasilerimizin, devletimizin” çektiği nedir?
Kim bu, marjinal gruplar?
Devletin hafızasında, bunlar kayıtlı değiller mi?
“Bu ülkenin istihbaratı, güvenlik güçleri, askeri, bu marjinal gruplardan, ülkeyi koruyacak durumda” değil midir?
Bütün dünyada coşku ile birliktelik içinde kutlanan ” 1 Mayıs İşçi Bayramını” Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, “barış içinde, kardeşçe, el, ele, kol, kola”, neden kutlayamıyoruz ki?
CANAVAR EFSANESİ?
Ülkede, “öyle bir öcü canavar efsanesi” yaratıldı ki, “sol, sağ kavgasına” gencecik, bıyığı terlememiş gençleri kurban verdik!
Ne adına?
Sağ ve sol!
Peki nedir, “bu sağ, sol kutuplaşması”, çekişmesi, kavgası?
İşte, “insanımızı, ülkenin işçi sınıfını, bir kesimini birbirine düşürenlerin, iç barışı, kardeşliği, güzelliği, geleceği, nasıl dinamitlediğinin” ta kendisidir bu?
Türkiye ne çekmişse, bu ayrışmadan, ötekileştirmeden, hizipçilikten, ayrılıktan, gayr ılıktan çekmiştir..
Dün öyleydi, bugün böyle!?
Taksim’e çıkmak, yasak be kardeşim!?
Günler önceden, tavır kondu..
Taksim’e çıkmak, yasak be kardeşim!?
ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ?
Diğer taraf ise, “Özgürlük, demokrasi adına, Anayasal haklar adına, illa da Taksim, Taksim” diye diretiyor?
Bilmeyenler için söyleyelim?
“Taksim”, İstanbul’da bir semt adı..
İşçilerin, “1 Mayıs İşçi Bayramı’nı ” kutladığı, en önemli meydanlardan biri..
Yaşasın, 1 Mayıs!
Yaşasın, İşçi Bayramı!
1 Mayıs 1977 Tarihinde, 34 Kişinin hayatını kaybettiği ve 136 Kişinin yaralandığı yer Taksim!
Tam, tamına 47 Yıl önce, “yaşanan bir olayın sendromu” hala devam ediyor!
Bir türlü aşamadık, “bu hizipçi, ayrımcı siyasal anlayışı”, bir türlü yıkamadık?
Barış için de uzlaşmayı, kardeş olmayı, birbirimize tahammülü başaramadık!
DİLE KOLAY?
“Bütün bu sorunların üstesinden gelmek için, iktidara gelenler de, bu gidişatı, bu anlayışı”, tersine çeviremedi?
Yasak be kardeşim, Taksim, size yasak?
Kim, “bu siz” dediklerimiz?
İşçiler, emekçiler, onların temsilcileri, siyasiler?
Ülkenin bir kesiti değil mi, bu kesim?
Niye karşılarına, yasak ile tel örgü ile polis ile tank ile top ile toma ile cop ile dikildik ki?
İçimizde, yıllarca kardeşliğimizi, birlikteliğimizi, iri, diri ve bir oluşumuzu fişekleyen “kontrgerilladan mı” korkuluyor?
Dile kolay?
47 YIL SONRA, NE DEĞİŞTİ?
Tam 47 Yıl geçti, “hala Taksim, İşçi sınıfına ve sol anlayışa” yasak?
İstendiğinde bir kesime, “Sirkeci, Eminönü, Galata köprüsü, Karaköy”, pekala açılabiliyor?
İstendiğin de?
Ne var yani, insanlar, kol, kola, el, ele, “işçisin sen işçi kal” şarkıları eşliğinde, Taksim’e doğru yürüse, ne olur?
Cem Karaca’nın, o meşhur şarkısını, hep birlikte söylesek kıyamet mi kopar?
Hükümet mi düşer?
O koca, heybetli, tarih sahnesinden, bugünlere getirdiğimiz, “Türk Devleti’nin” sonu mu olur?
Nedir, bu korku?
İLLA DA TAKSİM?
Ya da ,“İlla da Taksim” diye diretmenin anlamı nedir?
“İşçiler, emekçiler Taksim’de buluşsa, davul, zurna eşliğinde işçi bayramını, bahar bayramını kutlasa” ne çıkar?
Hatta, “Cav Bella” şarkısı söylense, dış güçler sendromu mu yaşanır?
Mezardan hortlayanlar mı, olur?
21.Yüzyılda, bu korku?
Yeni bir Yüzyılın eşiğinde, yasaklar?
İstanbul’da hayat durdu!..
Yollar kapalı, Taksim’e çıkışlar tutuldu..
Metro, metrobüs, gemi, vapur ve ulaşım kilitlendi..
Köşe başlarını polisler tuttu..
“İlla da Taksim inatçılarının”, yolları kesildi..
YASAH BE KARDEŞİM?
Bugün 1 Mayıs 2024 ,Taksim’e çıkmak, yasah be, kardeşim?
Bugün kuşlar bile uçmasın?
Martılarla arkadaşlık bile yasak?
Hele, “Doldur meyhaneci,
Benim derdim çok..
İçelim arkadaş,
Derdime çare yok” şarkısını ünlü merhum sanatçımız, Adnan Şenses’ten dinlesek, “dezenformasyon yasasını” dilmiş olur muyuz?
FERDİ TAYFUR ŞARKILARI?
Yok, yok, devrin mesajlarını,” bir Ferdi Tayfur şarkısına yükleyip, paylaşsak” ne olur?
Mesela, “Susadım çeşmeye gelmez olaydım,
Elinden bir tas su, içmez olaydım..
Yolum düştü, Taksim’e, geçmez olaydım..”
Şu hallerimize bakar mısınız?
İşçi, emekçi, çalışan, köylü, emekli perişan, ekonomi dibe vurmuş, Taksim yasak?
İktidar, bir tek Taksim’i kurtarma derdinde?
Yine moda ya?
Bir Ferdi Tayfur şarkısı ile yazımızı noktalayalım..
“Yaktı beni, yaktı beni, yaktı!..
Yasakların karası, oldu gündem yarası!”
Her şeye rağmen, “1 Mayıs İşçi Bayramı” kutlu ve sağlıklı güzelliklerin yaşanmasına vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 2 Mayıs 2024
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici