Tilkinin, dönüp dolaşıp geleceği yer?

Sevgili okurlar,
Dün sizlere Brüksel’den yazdım..
Bugün Brüksel’de ikinci günüm..
Türkiye’de tatilini yapan vatandaşlarımız, yine geldikleri “kürkçü dükkanına” döndüler..
Hani bizde hep söylenir ya,” Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer, kürkçü dükkanıdır” diye!
Aynen öyle!
İnsan bazen yaşadığı hayattan uzaklaşarak daha farklı yerlere gider. Gittiği bu yerlerde çalışır, eğlenir ya da gezerek vakit geçirir. Fakat tüm bunlar sona erdiğinde, önünde sonunda yine geri döner.
Bizimkisi de aynen bu!
Bizimkisi diyorum, elbette Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızı da kastediyorum..
Evet, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanından kalkan uçağımız,
Brüksel için havalandı..
Koca uçak ful dolu..

ALAMANCI,YABANCI?
Şöyle bakıyorumda, Belçika’da yaşayan vatandaşlarımızdan benim gibi bir iki emekliden başkası kalmamış!
Yani “gurbet kuşları” hep dönmüş?
Avrupa’da “yabancı”, Türkiye’de “Alamancı” olanlar bunlar..
Geldikleri yere dönüyorlar..
Hikaye farklı ya, genç nesil, ya da şu “Z Kuşağı” dediğimiz kesim bu “ gurbet kuşlarının” ya da, “Alamancıların” haydi onu da söyleyelim “ yabancıların” hikayesini biliyor mu?
Anlatsak, onları bu hikayeler ikna eder mi?
Sahi niye gitmişlerdi, niye dönmüyorlar?
Hani 20 Yılda Türkiye’de çok değişiklikler olmuştu..
“Köprüler, yollar, tüneller, hastaneler, okullar, adliye sarayları..” yapılmıştı..

ALMANYA ACI VATAN!
İnsan sırf bunlar için bile dönmeyi göze  alabilir mi?
Bir “habbe ekmek parası,  köyde birkaç dönüm tarla, bir traktör ve rahat bir hayat için yurtdışına gönderdiklerimiz” bunlar!
“Almanya Acı vatan” filminin başrollerini paylaşan Hülya Koçyiğit ile Rahmi Saltuk’un filmini de izlemediler?
Nereden izlesinler?
Artık gençliğimizin öncelikleri de başka?
Dizi filmlere kafaya yoranlar, “O Ses Türkiye’de” gelecek arayanlar, söyleyelim yani, “geleceği yurt dışında arayanların ülkesi Türkiye’de, o köprünün altından çok sular” geçti!
İstanbul-Brüksel uçağı mı?
Tıklım,tıklım drolu..
Hepsi yabancı!
“Yabancı” dedimse, Belçikalılar yani!
Niye mi gelmişler?
Nasıl gelmesinler?

DIŞ GÜÇLER, SİZİ GİDİ SİZİLER?
“Ülkede 100 Dolar, 100 Euro bozdurup  1800 Türk Lirası” cepte..
Ah bu “Dış güçler” yok mu?
Paramızı da pul eylediler?
“Sizi gidi, Avrupalılar,sizi?”
Bu sözü bir yerden hatırladınız mı?
Merhum “Milli Görüş” geleneğinin ustası Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamız söylerdi..
Son günlerinde, Türkiye’nin geleceği ile ilgili nasihatları çok önemli..
Dinlememişseniz, şu kontrol altına alınacak olan “sanal ortama” gidirin ve izleyin?
Neyse, yine ucağa dönelim!
Uçak mı?
Tıklım, tıklım dolu..
İnanın yer yok..
“Saç diktirmişleri” pardon “saç ektirmişleri” hemen tanımak mümkün!
Ya dişlerini yaptıranlar?
Onları da,” gülümsemeleri” ele veriyor..
Hani eskiden “altın dişi” olanlar, şöyle sırıtır,”altın dişini” gösterirdi ya, aynen öyle?
“Altın dişli yarim” diye türküler yakmadık mı?
Şimdilerde,artık “implant” moda?
Yani ağız sağlığı için, artık yapma dişleri çeneye vidalıyorlar?
Ancak böyle tarif edebildim!..

BİLİMADAMLARI?
Sevgili Sakarya Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Akın kusura bakmasın?
Hocam, ancak böyle tarif edebildim!
Siz, sırf öğrencilerini, geleceğe iyi yetiştirmek için imkan ve mekan talep edenleri, siyasi havuzunuza çekmek isterseniz, o zaman ülkeden tornistan edenlerin sayısı artmaz mı?
İşte allem, kallem ettik, Prof.Dr. Hakan Akın’ı Sakarya’dan uzaklaştırdık?..
Zihniyet bu?
“Giderseniz gidin” demedik mi?
Sırf, bir “araba, lüks hayat,iyi bir gelecek ve daha da önemlisi bir araba” için yurtdışına gidenlere ne dedik?
Söylemeye dilim varmıyor?
Ama, merak edenler de mi yok?
“Bu yetişmiş, ülkemizi için hizmet üretecek, verecekler” neden yurtdışına birer, birer giderler?
Hani,” köprüler, yollar, tüneller, saraylar” yapmıştık?
Demek ki, bir şeyler eksik kalmış?
“Anlayışlar değişmiş, hedef saptırılmış ,bozulma ve çözülme başlamış”, ülkeden kaçan kaçana?
Bir kesim ise gündem değiştirmelerde?

KADININ SAÇI, BAŞI!
Kadının saçı, başı, erkeğin dizlerdeki pantalonu?
Ülkede “Burkini”(Burka) ile dolaşanlar, neyin modasını yarattılar ki?
Kadını tekrar, çağdışı anlayışlarla “kara çarşafa”, yetmedi “burkaya” sokma çabaları bunlar!..
1960’lı Yıllarda insanımız “ işgücü” olarak yurtdışına gönderilişinin, yıldönümlerinde yaşanan manzara, insanı üzmüyor, gelecek kaygısına düşürüyor!..
Anlatmak istediğim bu!
Ülkede kalıp, direnenler yok mu?
Olmaz mı?
İşte onlar, işin farkına varan gençlik, “bu çöküşü, bu çörümeyi, bu çözülmeyi” durduracaktır..
Bu düzen içinde “bana dokunmayın yılan bin yaşasını” diyenler kadar,  “ülke geleceği için mücadele edenleri de” unutmayalım..

ORTA DİREK TÜRKLER?
Öyle ya, rahmetli Turgut Özal’ın,” orta direği” gitti, yerine, “ballı kaymak” düzenden nemalananlar geldi..
Bir kesim çok fakir!
Bir kesim, çok zengin!
Ekonomik olarak ta ayrıştık?
Türkiye, “tıkırı yerinde olanlar ülkesi” oldu?
“Nasıl Belçikalı, Almanyalı, Bulgar, Rus bu ucuz ülkeye gelip, yan gelip yatmasın,  denizin, güneşin, kumun, dağların, yaylaların keyfini çıkarmasın, alış-veriş” yapmasın?
Gel ustam, gel, ucuzluk cenneti Türkiye!
Hatırladınız mı?
Kara gözlüm, efkarlanma gel gayri?

ALMANYALI YARİM!
Bir de “Almanyalı Yarim “ filmi  vizyondaydı..
Ne çok severdik, Yeşil Çam filmlerini..
Filiz Akın, Kadir İnanır’ın başrollerini paylaştığı filmi izleyenleriniz var mı?
Gerek varmı ki?
Siz asıl Türkiye’deki, filmleri izleyeniz?
“Patates, domates, soğan”, nerede, hangi pazarda, markette ucuzundan..
Dolar, Euro, kaç Törküş Lirası olmuş?
Bankalar promosyonda, emekli maaşlarına göz dikildi!..
Nerede ucuzluk, nerede fırsat ,haydi oraya?
İstanbul-Brüksel uçağı tıklım, tıklım!..
Üzümü yiyen yer, elimizde kalır salkım!
Bugün de bu kadar yetişir, yarına Allah kerim?
Yusuf Cinal yazıyor, 13 Ekim 2022 Brüksel