Yusuf Cinal

Türk Alperenlerini anmak?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Türk Milleti’nin tarihi destansı kahramanlıklarla doludur..
Asya bozkırlarından, Tanrı dağlarından, Anadolu’ya uzanan coğrafya’da birçok devlet kuran ve hümükranlığını ilan eden “Türk Alperenlerini” tanımak, anmak mecburiyetimiz vardır..
Eğer bir millet, “millet olmanın bilinci” ile  tarihine, yani geçmişine önem vermiyor, bu geçmişi genç nesillere öğretmiyor, anlatamıyorsa, burada bir sorun vardır!
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve “bu milletin azim ve kararı ile kazanılan zafarlerin” ardından ilan edilen “milli bayramlarımızı” layıkı ile kutlamak, hem devlet erkanının, hem de siyasi iradenin, boynuna borçtur..
“Türk” kelimesinin birçok kurum ve kuruluşun tabelalarından indirildiği bu günlerde, kimse çıkıpta “milli bayramlarımızı layıkı ile kutluyoruz” diyemez!
Elbette bunları da tarih yazıyor!
Bunlarda bir kenara not ediliyor!
Bunlarda unutulmayacaktır!..

KANLA,İRFANLA!..
Siyasi iktidarın bir programı, bir anlayışı, bir görüşü olabilir..
Ama, hiçbir siyasi parti, kendi görüş ve düşüncesini, “bu milletin kanla irfanla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin  temellerini sarsacak, temel değerlerini aşındıracak, insanımızı şüpheye, ayrılığa düşürecek icraatlarda ve girişimlerde” bulunamaz..
Bunları elbette, devletin kurum ve kuruluşlarındaki “Türk ve Atatürk” isimlerinin çıkarılması, bazı yanlışların ortaya konması nedeni ile söylüyorum..
Uydurduğum bir şey yok!
Her şey ortada ve  gözlerimiz önünde gerçekleştiriliyor..
Kimse, sağduyu sahibi insanlarımızı “aptal” yerine koyamaz ve kimse de bu milletin asil evlatlarından “biat” kültürü beklemesin!
O dönem “Atatürk Türkiyesi” ile son buldu..
“Kula, kullak devri”, artık tarihin tozlu sayfalarında kaldı!..
Saltanat heveslileri bilsin ki, bu millet Atatürk Türkiyesi ile “özgürlük ve bağımsızlığın şiarı” olanları unutmaz!
Onunu içindir ki, Atatürk bu milletin yüce kalbinde yerini almıştır!
Silmek mümkün değildir!
“O aşk, bileklere, gönüllere, kalplere ve hatta ülkenin her yerine ilmek ,ilmek” işlendi..
Silemezsiniz?

ECDADIMIZI ANMAK?
Bakınız, Bizim Sakarya Gazetesi’nde yer alan haberi birlikte okuyalım:
“Adapazarı’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 101’inci yılı birçok etkinlikle kutlanacak.
Başkan Mutlu Işıksu, “Ecdadımızın emaneti Adapazarı’mızı daha güzel yarınlara hep birlikte taşıyor ve kıymetli hemşehrilerimizi kurtuluş etkinliklerimize bekliyoruz”
diyor..
Katılmamak, alkışlamamak ne mümkün!
Haber içeriğinde ise Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu,” “Biz çok büyük, çok güzel bir aileyiz ve her bir hemşehrimizi ailemizin ferdi olarak görüyoruz. Sokakları gayretle ve alın teriyle yoğrulmuş, sevgide ve muhabbette birleşen Adapazarı’mızda hayat var diyerek, bu güzel şehri bizlere miras bırakan kahraman ecdadımızı yâd edecek ve aziz hatıralarına saygı duruşunda bulunacağız. Kurtuluşun 101. yılında şehrimizin çeşitli noktalarında gerçekleşecek etkinliklerimize tüm Adapazarı sevdalılarını bekliyoruz” diye devam ediyor..
Bunlar güzel açıklamalar..
Ama, bütün bunları yeterl bulmak mümkün değildir!

TARİHİ GERÇEKLER?
Şu acı bir gerçektir, Sakarya’nın kurtuluş tarihi bile insanımıza tam manasıyla anlatılamamış, bu konuda yetkin insanlarımız dinlenmemiş, tarihi gerçekler, genç nesillere anlatılamamıştır..
“Kurtuluşa” giden yolda, o tarihlerdeki Adapazarı, ilçeler ve köylerde durum nedir?
Kurtuluşun asıl kahramanı Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kurtuluş etkinliklerinde nereye kondu?
Bu Kurtuluşun eşsiz komutanlarından Ali Fuat Cebesoy, bu kurtuluş etkinliklerinde nerededir?
Bu kurtuluş etkinliklerinde Adapazarı’na gelerek, “eşkiya ruhunu” temizleyen Çerkez Ethem ve arkadaşları nerededir?
Bizim Sakarya Üniversitesi öğretim üyelerinden bu konulara kafa yoran yokmudur?
Hangi konularla meşguldürler?
“Güzel kuşum kanaryam,
Vatan millet Sakarya’m”
,öyle mi?

TAVUKLAR KÖPRÜSÜ NASIL YAKILDI?
İnsanımızın başkaca özelliklerine kafayı takanlar, o yıllarda Tavuklar Köprüsü’nün nasıl yakıldığına,düşman nasıl karşı koyulduğunu bize anlatabilir mi?
Sözde aydın ve kendi taraftarlarını Adapazarı’na getirip, konuşturan, bizlere “birlik ve beraberlik”  gösterisi taslayanlar, bu memleketin has evladı Prof.Dr. Sebahattin Öncel Hocamızdan bunları öğrenme lütfunu neden göstermezler?
Büyük Önder Mustafa Kemal’in, o yıllar Sakarya’ya verdiği önemi kim anlatacak?
Muhterem Annesi Zübeyde Hanım ile buluşmalarını nereye koyacağız?
Adapazarı esnafı ile buluşan ve Orhan Camii’de Cuma namazı kılarak,halka “Kurtuluşu” anlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Adapazarı’nda bir hafta kaldığını bilenimiz varmıdır?

DÜŞMAN’I İZMİT’E KADAR KOVALAYANLAR?
Adapazarı ve çevresinden düşmanı söküp atan, İzmit’e kadar kovalayanların öyküsünü bilenimiz varmıdır?
Salt birkaç yerel kahramanın önünde asıl kahramanlarımızı yadetmek, anmak, hatırlamak hepimizin görevidir..
Sadece kentte “mehteran yürütmek “ ile bu işler anılmış olmaz!
“Kurtuluşun asıl destanını” nesillerimize anlatmak için, günü kurtaracak etkinliklerle yetinmek neyin nesidir?
Bu gerçekleri bilen, tarihi gerçek yönleri ile anlatacaklar neden ihmal edilir ki?
Adapazarı’nın Düşman İşgalinden kurtuluşunun 101.Yılı sadece bir iki ilçede mi kutlanacaktır..

İLÇELERDE DURUM?
Bu dönemde, Akyazı’nın, Hendek ve Geyve ilçelerimizin, Pamukova’nın Sapanca’nın, Karasu’nun, Kaynarca’nın rolü nedir bilen varmıdır?
“İş olsun, torba dolsun, gün kurtarılsın” anlayışı ile tarihi kanramanlarımız anılmaz!
Bir iki türkü, şarkı ile tarihi kahramanlarımızı anacağız öyle mi?
Bugün bu etkinlikleri düzenleyenler, dün Sakarya’da düzenlenen “21 Haziran Kurtuluş Şenlikleri’ne” bir baksın, neler yapılmış öğrensin?..
Eğer biz gençlere gerçekleri analatamazsak, bu tarih bizi yarın afetmez!
Milli şuuru gençlere vermek, hepimizin ve daha çok siyasi iradenin görevidir..
Bilmem anlatabildim mi?
Yusuf Cinal yazıyor, 17 Haziran 2022 Brüksel

Türk Alperenlerini anmak?

Yorumlar kapalı.