Sevgili okurlar,
İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) ve Marmara Belediyeler Birliği Başkanı, CHP Cumhurbaşkanlığı aday adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Şubat 2025 Tarihinde,” Şafak Operasyonu” ile gözaltına alınmasının yankıları ve tepkileri sürüyor..
Sadace İBB Başkanı değil, diğer ilçe belediye başkanları, çalışanları da, bu süreçte gözaltına alındı..
Suç sayısı, gerçekten büyük!..
Suçlamalar, o denli çok!..
“Terör ile iltisaklı olmak,
İhaleye fesat karıştırmak,
Yolsuzluk yapmak,
Devletin imkan ve kabiliyetlerini israf etmek,
Haksız kazanç elde etmek,
Devlet Valisine ve bakanına hakaret etmek,
Sahte diploma almak için, yatay geçiş yapmak..”
Bunlar aklıma gelen ve basında yer alan bilgiler elbette..
Vay baba, vay!
Daha neler, neler, “maydanozlu köfteler”, sadece eksik!
Hani, o söz aklıma geldi..
“Demokrasinizi sevsinler!”
Gerçekten öyle!
Bütün bu gelişmeler, “demokratik ülkelerde”, tezahür eder mi?
İSTANBULLULAR!
Bir taraftan İstanbul Barolar Birliği yönetimi fesh ediliyor..
Bir tarafta,Türk Tabipler Birliği üyesi sağlıkçılarda ayakta..
“Demokrasiye ve Millet iradesine sahip çıkıyoruz” diyerek yürüyorlar..
Ya, İstanbullular?..
Türkiye, ayakta!
Onlarda verdikleri oyların peşine düşerek, İBB Binası önünde, yani Saraçhane’de bir araya geliyorlar ve tepkilerini haykırıyorlar..
Bir araya gelenlerin ortak düşüncesi “geleceğimizi kimseye teslim etmeyeceğiz” diye, verdikleri oyların peşindeler..
Öte yanda Ankara’da siyasi partiler, sendikalar, sivil örgüt temsilcileri “hep beraber” sloganı altında seslerini duyuruyorlar ve düzene karşı tepkilerini dile getiriyorlar..
Ya, İzmir, Mersin, Adana, Muğla, Sakarya, Düzce, Rize?…
Hep ayakta!..
CUMHURİYET VE ATATÜRK TÜRKİYESİ?
İlçelerde bile, tepkiler sel oldu..
Bütün bunlar, “sadece 19 Mart 2025 Şafak operasyonu bağlamında değil, bugüne kadar biriken hukuksuzluk, eşitsizlik, liyakatsizlik, cumhuriyet ve Atatürk Türkiyesi kazanımlarının ayak altından kayması, adaletsizliklerin artması ışığında, bir hak arayışı ve başkaldırılışının” ayak sesleri..
Her yerde eylem ve protestolar, “ülkenin bekası ve insanımızın geleceği için endişe ve kaygı”, yaratmıyor mu?
Neler oluyor, gerçekten?
Öte yanda ise, “Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde”, siyasi irade, geri adım atmıyor..
“Güvenlik tedbirleri, yasak kararları”, birbirini izliyor..
“Barikatlar kuruluyor, toplantı ve gösteri yasakları ilan” ediliyor..
NE GÜNLER YARABBİ?
Sadece Valiler, işbaşında değil..
Siyasiler de, “bu manada, tehditvari mesajlarını, kamuoyu ile paylaşmaktan” vazgeçmiyor!
Hatta, “bu tehditler, yandaş sözde basın mensuplarından” bile geliyor!?..
Ne günler yarabbi, ne günler?..
Ya, öğrenciler?
Onlar da ayakta!..
Üniversiteli öğrenciler, İstanbul’da, polis barikatlarını aştılar..
“Güvenlik tedbirlerine rağmen, kalabalıkları, ne polis jopu, ne gaz sıkmaları, ne de tomalardan su sıkmalar” durdurabiliyor..
Halk, verdiği oyun peşinde!..
Ülkede herkes, “birlik ve beraberlik, huzur, güven, adil, liyaketli yönetim ve yanlışların düzeltilmesini” bekliyor..
İktidar, koltuk ve bildiğim bildik!
“Demokrasiden uzaklaşılması, baskı ve yasakların birbirini izlemesi karşısında, hak arayışları sokaklara, alanlara” yansıyor..
TÜRKİYE, BU ANLAYIŞ İLE NEREYE?
“35 Yıllık diplomaların iptallerine, kimse akıl, sır” erdiremiyor?!..
Ne oluyoruz, Allah aşkına!?
Bu gidiş, nereye?
“Türkiye, bu siyasi anlayış ile nereye” diyenlerin sesi her yerden yükseliyor!?
“Kurtuluş yok, te başına! Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!, AKP, halka hesap verecek, hükümet istifa…” sloganları, tarihe mal olurken, bir başka gelişmede, CHP bünyesinde yaşandı..
“Kayyum korkusu!?”
Kayyum atanmasına karşı, alel acele kurultay kararı alındı..
Bir yandan, CHP Cumhurbaşkanı aday, adayı oylamısındayken, diğer yanda 6 Nisan’da Kurultay kararı alarak, bir başka oyunu bozmanın hazırlıkları yapılıyor..
“Algılar, yanılgılar, suçlamalar, iktidar ile muhalefet arasında bir başka çılgın kin ve öfkeden arınmamış bir yarışı”, açığa çıkarıyor ya?
Gözaltılar ve beş gün süren dava süreci..
Yat, kalk, uygulamalara karşı çık!
LÜTFEN İTİDAL!
Olan, Türkiye’ye oluyor!..
Bu aziz ve yüce millete oluyor!.
Pretetso hakkı, hukuk içinde en temel haktır..
Yargı karşısında, kimse dokunulmaz değildir..
Ama yargının da tarafsız, bağımsız, şeffaf olması esastır..
Bu hakkı kullanırken, haksız duruma düşmemek gerek..
“Siyaset, iş dünyası, sanat, sosyal hayat üzerindeki baskılar tahammül sınırlarını aşarsa, bu eylemler, tepkiler kaçınılmaz olur”diyenler haksız değiller..
Lütfen, itidal!
Lütfen, sukunet, metanet!
Türkiye, bu ayıplı durumdan biran önce çıkmalı, çıkarılmalıdır..
Geldiğimiz nokta, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının bir kısmı tutuklandı..Bir kısmı tahliye sevinci yaşadı..
Hayat bu ya, devam ediyor..
Mücadele, mücadele, mücadele!..
Nereye kadar?
Yusuf Cinal yazıyor, 24 Mart 2025