Sevgili okurlar,
Belçika seçimini yaptı..
8 Milyonu aşkın seçmen, sandık başına gitti ve oylarını elektronik ortamda kullandı..
Belçika,” uzlaşma siyasetinin” başta gelen ülkelerindendir..
Bir dönem, “Avrupa’da, demokrasinin olmazsa, olmazı olan bu uzlaşma rejiminin duayen siyasetçileri” vardı?..
Onlar gitti, sıkıntı başladı..
“Sosyal, ekonomik ve siyasi sorunlar” ile birlikte, Avrupa’da artık “aşırı sağın sesi” hissedilir bir şekilde duyulmaya başlandı.
Avrupa’da böyle de, Türkiye’de öyle mi ki?
Değil elbette?
Bakınız, “en köşesinden bile işi ele alsanız, ülkenin mülteci deposu haline getirilmesi, siyaseten büyük prim” yapıyor..
Ama, “Türkiye ile Avrupa kıyaslamasını” karıştıranlar, “söz kalabalığı arasında emsal gösterenler” yok değil?
Evet, şunu teslim edelim ki, “Türk iş gücü”, Avrupa ülkelerine belli anlaşmalar çerçevesinde, yasal çalışma hakları bağlamında gönderildiler..
Neymiş efendim?
Bakın, burası çok önemli?
Sadece, Belçika için söylüyorum; “Belçika’ya Türk iş gücü, 1964 Ankara anlaşması ile güvence” altına alındı..
Bunun başka izahı var mı?
DAVUL-ZURNA İLE KARŞILAMA?
Üstelik, yine Belçika için söylüyorum, halen hayattadır, Allah sağlık ve afiyetler versin, ailemizin önde gelenlerinden Ali Öztürk, o yılları şöyle anlatır?
“Brüksel hava alanına indiğimizde, bizi davul ve zurnalar ile karşıladılar. Yiyecekler, elbiseler ve birçok eşyalar ile Belçika halkı, “Türkler geliyor” diye hava limanına koştular!”
İşte size resmi bilgi ve yaşayan tanık!
Kaldı ki, Belçika’ya, o ilk gidenler arasında olan Sakaryalı, Akyazılı yakınlarımız, hemşerilerimizin torunları hala Belçika’da, yeni bir yaşamı benimsemiş olarak, ülkenin gelişmesine katkı yapıyorlar..
Gelelim, Türkiye’ye?
Şu, ” Iraklılar, Suriyeliler, Afganlılar”, hangi gerekçe ile ülkeye doluştular ki?
Bunlara, “sınır kapılarını açan, hangi siyasi anlayış ve zihniyettir”, bilenmez mi?
Bakın, “bu işin KDV’si olarak Ruandalılar ‘da” ülkeye uçuyorlar!
Gözünüz, aydın olsun!
Şimdi, bu insanlar, bu mülteciler, sığınmacılar, güya Ensar ilan edilenler, hangi hakla, hangi yasal çerçevede Türkiye’ye geliyorlar ki?
Bilenen gerçekler var?
Ya bilinmeyenler?
SIĞINMACI MI, MÜLTECİ Mİ?
İşte, “Avrupalı Türkler ile Türkiye’ye gelen sığınmacı mı dersiniz, mülteci mi dersiniz, Ensar mı dersiniz, bu insanları aynı kefeye koymak” akla ziyandır!
Bakınız, yasal çerçevede Avrupa’ya gelen Türkler, diğer yabancılar, yaşam içinde, “siyaseten sorun” ilan edile bilinir!
Yarın, “Türkiye’ye elini kolunu sallayarak gelenlerin, ne gibi sorunlara, anlaşmazlıklara sebebiyet vereceğini”, artık, sizler tahmin ediniz!?
Biz, bugüne ve geleceğe analiz yapıyoruz..
Bunlar, tarihi gerçekler..
Bu tarihi gerçeklerin, üzerini kimse örtemez!
Buradan, “Belçika seçimlerine”, gelecek olursak, şunu görürüz ki, diğer AB(Avrupa Birliği) ülkelerinde olduğu gibi Belçika’da da seçimler, “aşırı sağın zaferi” ile tamamlandı..
Buradan hareketle, “aşırı sağın bu zaferi, iyi değerlendirilmeli, okunmalı ve buradan mutlaka dersler” çıkarılmalıdır!
“Seçimlerde, çoğunluğu elde edemezseler de, yavaş, yavaş iktidara yürüyen bu kesim, artık ürküntü vermeye” başladı!..
MİLLETVEKİLİ OLDULAR?
Seçimlerde, Türk kökenli adaylardan, “Funda Oru, Ayşe Yiğit, Özlem Özen, Şevket Temiz, Hasan Koyuncu, İbrahim Dönmez, Yusuf Yıldız, Sadık Köksal, Burak Nallı, Kemal Bilmez ile Zuhal Demir”, başaranlar olarak, adlarını tarihe yazdırdılar..
Halen, oyların sayımı ve tasnifi sürüyor..
Bu bağlamda, bu kazananlara yeni eklenenler olabilir..
Seçimlere katılmak kadar, kazanmakta önemliydi..
Hem Türk kökenli adaylar, hem de Türk kökenli seçmenler, siyaseten büyük bir başarıya imza attılar..
Siyasetin içinde olanları, tebrik ederiz..
Artık, geleceğe bakmanın da zamanıdır..
Hayırlı olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 11 Haziran 2024