Yusuf Cinal

Ufukta Viginkler, yürüyelim arkadaşlar?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Sizlere dün, Kanal Avrupa TV’deki buluşmamızdan söz ederek, bir nebze olsun, “Avrupa’daki Türk varlığına” dikkat çektik..
Gerçekten de; ”gözlerimiz Avrupa’ya çevrilmiş, kulaklarımız İsveç ve İngiltere odaklıyken”, konuşacak çok şeyimiz var, yazılacak sayfalar dolusu konumuz var..
Sevgili Kanal Avrupa TV, program yapımcısı ve sunucusu, yılların gazetecisi Tevfik Kara ile buluşmamızı öğrenen Almanya’daki arkadaşlarımızda çıkageldiler..
Mini bir Avrupa masası oluşturarak, Avrupalı Türkleri ve geleceğimizi masaya yatırdık..
“İnanç özgürlüğü” temelinde, Avrupalı Türkler, Almanya’nın hemen her yanına, karşı çıkılmaksızın, “birbirinden güzel kubbeli, minareli camiler” yaptılar.
Bu “cami yaptırma” furyası hala devam ediyor..

DEMEK Kİ, DİNİ İHTİYAÇ VAR?

Demek ki, “bir ihtiyaç var, vatandaşlarımız, bu konuda elbirliği, gönül seferberliği yaparak, yardımlar toplayarak, kendi kültür mabetlerini inşa etmeye büyük özen” gösteriyorlar..
Dikkat ediniz, bu mabetlere, “yerel belediyelerin, eyalet hükümetlerinin yardımı da” sözkonusu!
Bizim, bu “dini hassasiyetlerimiz” kadar, Avrupalıların da, hepsinin olmasa bile “dini hassasiyetleri” olduğunu unutmayalım!..
Ama, gel gör ki, ne Almanya, ne Belçika, ne de başka bir ülkede yeni bir “kilise” yapıldığına ve açılışının yapıldığına tanıklık etmedim!

TARİHİ KİLİSEYE TÜRK KÖKENLİ PAPAZ?
Başkent Brüksel’in en büyük ikinci belediyesi olan Schaerbeek’te ki “Rue Royale Sainte-Marie Kilisesi” 1974’lü yıllarda “cami” olarak kullanılmak üzere, Türklere verilmek istendi.
Atıl ve terkedilmiş olarak duran, bu “Bizans stili kiliseyi” bizimkiler, “masrafı büyük, bu yıkılmaya matuf kilesinin altında kalırız, üstelik bu devasa büyük kilisenin masraflarını karşılayamayız” diye, teklifi geri çevirdiler.
Daha sonraki yıllarda, Schaerbeek Belediyesi, Brüksel Bölge Hükümeti, bu kilesinin onarımını yaparak, kısmen dini toplantılara açtı.
Kilisenin yönetimini ise, Türkiye Süryanilerinden bir temsilciye verildi.

İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ?
Yani, “Belçika ve diğer Avrupa ülkelerinde yerleşik konuma geçen Müslüman veya başka din mensuplarına tahsis edilen kiliseler, yeni binalar, salonlar” var..
Yine Müslüman ülke göçmenleri için, “başta Brüksel olmak üzere, Belçika’nın hemen her yanında, camiler yapıldığını söylememe gerek” var mı?
Bu durum, “Belçika’da böyle olduğu gibi Almanya’da, Hollanda, Fransa, Avusturya ve diğer ülkelerde” böyle..
Geçtiğimiz günler, Almanya’nın Düsseldorf kentinin bir kasabasına uğradım..
“İbadet özgürlüğünün simgesi” olarak, cami kubbesi ve minaresi gösterildi..

KUBBELİ, MİNARELİ CAMİ?
Bu küçük kasabadaki kubbeli, minarele camii beni şaşırtmadı.
Kasabada, hatırı sayılır Türk nüfusu  olduğu için bu cami daha çok yeni yapılmış..
Bundan, “kasabanın yerlileri, yani Hıristiyan ve Protestonların bu duruma hoşgörü ve tolerans çerçevesinde yaklaştığı” anlatıldı..
Şuraya gelmek istiyorum?

İSLAMOFOBİ?
Avrupa’da yeni bir yaşam biçimini tercih etmiş olan insanlarımız, “kendi kültür geleneklerini yaşama ve yaşatma noktasında”, gerekeni yapıyorlar..
Bu bağlamda “islamofobik” olaylarda olmuyor değil!..
“Irkcı ve yabancı düşmanı” kesimlerin kışkırtmaları ile zaman, zaman bu durumun, “kin, öfke” bağlamında olduğu kadar “nefret söylemleri” ile eyleme de dönüşebiliyor!..
İnanın, bu noktada bile “İslamofobik” olayların müsebbibi bizleriz!?

TÜRKİYE’DEKİ GÖÇMENLER,
PARDON MÜLTECİLER?

Bunu daha iyi anlatabilmem için, Türkiye’den bir örnek vermeme müsade ediniz?
“Şu Suriyeli, Afganistan ve diğer ülke göçmenleri” hakkında, yazılanlar, televizyonlara yansıyanlar, söylenenleri, hepimiz biliyoruz değil mi?
Burada da, farklı bir durum sözkonusu değil!..
“Kent hayatına alışmamış, uyumda inat eden, kendi bildiği gibi hareket eden, yasaları hiçe sayanların yarattığı sorunlar”, bazen bu şekilde, geri tepebiliyor!
Demek ki, insanoğlunun tepkisi, ülkeler bazında değişiklik arzediyor..
Bunu,”kültür farkı” olarak görmek mümkün!

İSVEÇ’E BAKA, İSVEÇ’E?
Şimdi bu bağlamda, İsveç’teki “Kuranı Kerim yakma” olayına gelirsek?!
Bu vatandaş, bu provakatör, bu sapık zihniyetli,  bugüne kadar niye beklemişti ki?
“Tam İsveç’in NATO üyeliği, tam Türkiye’de seçimlerin yapılacağı bir zamanlama ile üstelik, bunca Müslüman ülke büyükelçilikleri dururken, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği önünde, eylem yapma kararı” almış ki?
Bu “Avrupa bizi kıskanıyorun” bir başka tepki versiyonu olmasın?
Diğeri ise, bir basın yayın organı, “Türkiye’de seçimlere ramak kala, bir Türkiye analizi “ neden yayımlar?
Haydi yayımladı, bu analizin öznesi olarak, “neden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedefe” koyar?
Daha öncede, şahit olduğumuz  bu tür yaşanmış olaylar, bizi düşündürmeye yetiyor!

SEÇİM PROPAGANDASI YASAK?
Acaba, bütün bunların arkasında kimler, neden varlar?
Bakınız, bir başka kararıda “Avurapa Birliği’nin üç ülkesi, Almanya, Belçika ve Hollanda” aldı..
Türkiye’de yapılacak seçimler ile ilgili olarak, bu üç ülke, kendi topraklarında “Türkiye seçim propagandasına izin veryemeceklerini” açıkladılar?
Niye ki değil mi?
“Avrupa bizi kıskanıyor” ondan mı, acaba?
İşte tam burada, “empati” yapmanın tam zamanı?
Demek ki, bu ülkeleri bir değil, birkaç noktada rahatsız ettik?
Korkuları ne olabilir ki?
Oturup, düşünmek gerek?
Ama, bir ipucu vereyim?

YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR?
Siz, Türkiye’de yapılan seçimler ile ilgili olarak, “Avrupa’da 60 Yılı aşkın bir süredir yaşayanları kullanmaya kalkar, onların içine fitne, fesat tohumları eker, ayrıştırır, ötekileştirir, taraf olmaya zorlarsanız, yaşadıkları ülkelerde huzuru dinamitlerseniz”, olacağı bu!
Dedim ya, lütfen empati!
Ama, bizimkiler, “empatiyi” kulakarkası edip, “Dış güçleri” uyandırmış!?

DİN Mİ ELDEN GİDİYOR, ÜLKE Mİ?
Vay,vay, “din elden gidiyor” naralarını yeni mi duyduk?
Haydi, sabah namazına ve yürüyelim arkadaşlar?
Din de elden gidiyor, ülkede?
Ufukta Viginkler?
Horraaaaaa!
İşte bu anlayış ve provokasyonlarla, koca Lübnan’ın yakılıp, yıkıldığını, Mısır’ın, İsrail karşısında, ne hale geldiğini, Suriye ve Irak’ta ve Filistin’de olup bitenleri, anlamamız mümkün değildir!
Ya Afganistan!?
Yürüyelim arkadaşlar, marş, marş!
Ama nereye?
Yusuf Cinal yazıyor, 24 Ocak 2023 Brüksel

Ufukta Viginkler, yürüyelim arkadaşlar?

Yorumlar kapalı.