Sevgili okurlar,
Bugün 29 Ekim 2022..
Yani bundan tam 99 Yıl önce, “Türkiye Cumhuriyetinin” temelleri atıldı..
“Az zamanda çok işler yaptık..Türk Milleti zeki ve çalışkandır, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak sizlersiniz, Ne mutlu Türk’üm diyene” mesajlarıyla, Türk Milleti’ne büyük bir hedef gösteren, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarını iyi anlayabildik mı?
Gerçekten, o eşsiz komutan, eşsiz lider ve başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunu kavrayabildik mi?
Sadece düşmanı deniz dökmekle kalmayan, kovalayan, haddini bildiren ve yerine, “halk iradesine dayanan” bir sistem getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Benim naciz vücutum elbette bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pahidar kalacaktır” diyerek, kendisinin kutsanmasını, daima ileriye, geleceğe bakılmasını önermiştir..
ÜLKEMİZİN GELECEĞİ?
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin “Muassır medeniyetler seviyesine yükseltilmesinde” gören, o sarı saçlı, mavi gözlü insan Atatürk’ün çizdiği, açıkladığı vizyonu anlamak için, bugünlere bakmak, 99 Yılı iyi incelemek, anlamak gerek..
Aziz ve Yüce Türk Milleti’nin, Büyük önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, büyük çoğunluğun anladığından, ona bağlılığından, ona sevgi ve saygıda kusur etmemesinden olduğu kadar “Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmasından” anlıyoruz..
SAĞLAM TEMELLER ATILDI
Bu ülkenin temellerini sağlam atan, iç ve dış düşmanları işaret eden, kulu, kulluğun yerine, bireyin özgürlüğünü, halkın iradesini önemseyen, liyakati, bilimi önceleyen, geleceği çağdaş dünya ile uyumda gören, inanç özgürlüğü temelinde şeyhlere, müritlere, tekke ve zaviyelere mesafeli olan, hurafeleri yasaklayan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’in vizyonu ve misyonu hala geçerli..
O yoksul, o fakir, o çaresiz yıllarda, düşmanı dize getiren, Osmanlı’nın küllerinden yeni modern Türkiye Cumhuriyeti’ni, arkadaşları ve Türk Milleti ile birlikte inşa eden edenleri, saygı ve minnetle anmak gibi bir görevimiz olduğu unutulmamalıdır..
NE MUTLU TÜRKÜ’M DİYENE!
Bugün “Ne mutlu Türk’üm” bile diyemeyenlerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün heykellerine kafa takanların, onun inanç özgürlüğü temelinde, din taasubuna karşı bayrak açmasını hazmedemeyenlerin, son yıllarda işi çığırından çıkardıkları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, sarsılmaz temellerine saldırdıklarını üzülerek görmekteyiz..
99 Yılda elbette Cumhuriyet hükümetleri, “Büyük ATA’nın izinde” gerçekten görkemli eserlere imza attılar..
Bu memleketin geleceğine bir çivi çakanları da hatırlamak, yaddetmek bir başka görevimizdir..
YANLIŞLAR, ÜZÜNTÜ KAYNAĞIMIZDIR!
Ancak, “Atatürk” adını silmeye kalkmak, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden, “T.C” harflerini, devletin kurum ve kuruluşlarının alnından kaldırmak, Türkçe’ye lanet okumak, kılıçlı hilafet gösterileri sergilemek, duada bile adını anmamak, cehalete bayrak açmak isteyen, siyasetçi, akademisyen ve her kesimden insanların ortaya koydukları, elbette bizleri gelecek adına endişelendiriyor..
Anlatılacak,işaret edilecek elbette çok şey var..
Bu önemli günde, siyasilerimizin milletimizin hassasiyetlerini, milli duygularını daha iyi anlamalı ve ona göre toplu kutuplaştırmadan vazgeçmelidirler..
HALKIN GELECEĞİ?
Gelin, bu coşkulu Bayram gününde, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’a kulak verelim:
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü, halkın geleceğini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir” ifadeleriyle, 29 Ekim 1923 tarihinde, bundan tam 99 Yıl önce kahramanlık dolu büyük bir mücadele sonucu şanla, şerefle ilan edilen Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünü, kutlamanın gururu içerisindeyiz” diyerek, şöyle devam eden Sakarya
AYNI ÜLKÜ,AYNI GAYE?
Valisi Çetin Oktay Kaldırım, “Cumhuriyetimiz; Aziz Milletimizin her türlü hakkının korunduğu ve kendisini doğrudan ifade edebildiği müstesna bir Devlet yapısı ve idare sistemine sahiptir. Cumhuriyetimiz aynı zamanda toplumun farklı kesimleri arasında herhangi bir fark gözetmeden, onları aynı ülkü, gaye ve değerler etrafında buluşturan, idare edenlerle idare edilenleri ulusal egemenlik çatısı altında ve demokrasi çizgisinde bir araya getiren yegâne yönetim biçimidir.
İÇ VE DIŞ TEHDİTLER?
Türk milleti olarak bizler, bu idareye çok büyük zorluklar, fedakarlıklar ve kahramanlık dolu mücadeleler sonrası kavuşabildik. Vatan toprakları üzerinde sahnelenmeye çalışılan iç ve dış tehditlere karşı el ele, omuz omuza, gönül gönüle kader birliği oluşturarak dünya tarihinde eşine rastlanmamış bir Kurtuluş Savaşı başlattık ve şanlı tarihimize altın harflerle yazdığımız bir mücadele örneği vererek tam bağımsız Cumhuriyetimizi kurduk. Bugün yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyetimizin simgesi olan al bayrağımız, rengini bağımsızlık ve hürriyetimiz uğruna can vermiş Kahraman Şehitlerimizin kanından ve Aziz Milletimizin şanlı direnişinden almaktadır.
100.YILA DOĞRU
Bizler bu anlamlı günde vatanın bağımsızlığı için gözlerini kırpmadan canlarını verenleri hiçbir zaman unutmadık ve ebediyete kadar da unutmayacağız.
2023 yılında büyük bir gururla 100. Yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizi, belirlenen yüksek gaye ve hedeflere ulaştırmak ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için üstlenmiş olduğumuz her görevi layıkıyla yerine getirmek uğruna birlik ve beraberlik içerisinde bıkmadan, usanmadan, yorulmadan büyük bir azimle çalışacağız” diye konuşmasını sürdürdü ve vatandaşlarımızın bu önemli milli bayramlarını kutladı.
YAZI TAMAMI?
Yazının tamamına Bizim Sakarya Gazetesi( www.bizimsakarya.com.tr” adresinden ulaşabilirsiniz..
Bu önemli, mutlu ve coşkulu günde, geriye dönüp baktığımızda, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin katettiği mesafenin önemi ortadıdr..
GELECEK GENÇLİKTE?
“Sen ve ben kavgasına” tutuşmadan, insanımızı kutuplaştırmadan, ayrıştırmadan, milli ve dini bayramlarda buluşmamız, kenetlenmemiz, aynı zamanda içte birlik ve beraberliğimizin pekişmesine ve dışta ise düşmana gözdağı verecektir.
Büyük ATA’nın Gençliğe hitabesinde yerine bulan şu sözleri “ Ey Türk Gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini ve Cumhuriyeti ilelebet müdafa ve muhafaze etmektir” diyerek, görevlendirdiği gençlik, geleceğimizdir, varlığımızdır, gözbebeğimizdir..
Onların sesleri stadyumlardan, sokaklardan, caddelerden, bulundukları kentlerden yankılanırken, kendimizi daha emin ve güvende hissediyoruz..
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasan Atatürk, Yaşasın Türkiye Cumhuriuyeti..
Yusuf Cinal yazıyor, 29 Ekim 2022 Brüksel
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.