Sevgili okurlar,
Şüphesiz yaz mevsimi ile birlikte, “bir takım etkinliklere” tanıklık ediyoruz..
“Bahar Festivalleri” şeklinde devam eden, “bu etkinlikler, aynı zamanda sportif alanda da” düzenleniyor..
Mesela, sportif etkinlikler içinde en büyük olmasa bile,” Kırkpınar etkinliğinin” yeri başkadır..
Yurdun dört bir yanında düzenlenen, farklı adlardaki buluşmalar, “atasporu güreşin ana mihenk taşını” oluşturur..
“Yağlı, çayır güreşinin efsane isimleri, bu er meydanlarına adlarını yazdıranların izinden gider, dualarını yapar, güçlerini, becerilerini”, belli kurallar çerçevesinde gösterirler..
Yılları delip gelen,” Altta düştüm diye erinme, üste çıktım diye sevinme” düsturu, hep kulaklara küpedir..
Burası “er meydanıdır”, söyleyecek sözün varsa, burada söylemelisin?
KIRKPINAR-AKYAZI?..
İşte, “Kırkpınar ile birlikte gerçekleştirilen Akyazı Akbalık ve diğer güreşlerde sergilenen, bu yılların güreş birikimi ve kültüründen”, başka nedir?
Sadece, koca yiğitler, o gün er meydanına çıkmazlar..
Bulgur pilav pişirilir, etler kızartılır, keşkekler kaynar, yerel kültürel kıyafetler giyilir, bir başka bayrama hazırlanılır..
Davullar gümbür, gümbür vurur, zurnalar cenk havaları çalar..
USTA-ÇIRAK GELENEĞİ?
Usta, çırak ilişkisi içinde güreşler tutulur, “bu bazen bir saniye,bir dakika, bir saat ve bazende kırk gün” olur..
Türk Milleti’nin, bir başka sınav günüdür, o gün..
Mizan kuruluru, kantarlar hazırlanır..
Ne oyuna, ne pişirilen aşa, keşkeke, ne de satışa sunulanlara, hile karışmaz, o gün!..
Sakarya’mızda da buna benzer etkinliklerimiz vardır..
“Bahar” ile başlar ve Sonbahar bitimine kadar devam eder..
Eskiden “panayır” dediğimiz bu etkinliklerin adı, bu yıllarda,” festivale” döndürülmüşse de, bu işin özü, “eski geleneklerimizin, örf, adetlerimizin yaşatılması ve yaşanması” noktasında düğümlenir..
İşte, bu etkinliklerimiz, “bugünde tartışmalara”, vesile olmaktadır..
Bu etkinlikleri, “salt bir eğlence buluşması olarak görenler ile görmeyenler arasında bir tartışmadır ya”, siz, hangi yandansınız bilemem?
YAYLA ŞENLİKLYERİ HA?
Bu tartışmaların odak noktasında yer alan, “yayla şenliklerinin tartışmaya açılması”, gerçekten manidardır?
Bunu da, “siyaset içindeki bir seçkinin yapması ” düşündürücüdür..
Kendi saraylarında içli kahkahalar atanların, “başkalarına hükmetmesi, onların üzerinden elini çekmemesi, onları sözde, yas adına, olup bitenler adına frenlemesi, kullanmaya,etkilemeye kalkması..” ne demektir?
Elbette, adını söz koyunuz?..
Hendek Karadenizliler Derneği yöneticilerinden “Gönül Dostu” mahlaslı, sunucu bir kardeşimiz, “bu durumu kendi özel sayfasında”, çok güzel izah etti..
ONLARA VAR, BİZE YOK MU?
Ksaca, “onlara var, bize yok mu” noktasından hareket ederek, “köy(mahalle) yaşamı içinde olanların da yayla şenlikleri” düzenleme hakları olduğunu, kendi kültür geleneklerini yılda bir defada olsa yaşayabileceklerini”, ne güzel izah etti..
Daha da ileri gitti, “etkinlikleri düzenleyeceklerini ve gölge edilmemesini” istedi..
Konuşmasında, medya suçlaması kabul edilemez tabii ki?
Neyse, gelelim Adapazarı’na, Serdivan’a..
Hem, Adapazarı merkezde ” Sakarya Kültür Sanat Festivali” hem de Serdivan sınırları içinde, ” 5. Rumeli-Balkan Kültür Festivali” gerçekleştiriliyor..
İkisini de yakından takip ettim, “hatta Serdivan’da kitaplarımı sergileme ve imzalama imkanı da” buldum..
BİR ADSIZ KAHRAMAN?
Nurdoğan Kocacık ve muhterem eşlerinin düzenlediği, sevgili arkadaşımız Özcan Yemişçi’nin sunuculuğunu yaptığı etkinliğe, “96 Esnaf girişimçimiz katılarak, ürünlerini sergilerken, Rumeli ve Balkan kültürünün temsilcileri ikiz kardeş sanatçılar Orhan ile Kemal ve İzmir’den kitapları ile çıkagelen, sanatçı, söz yazarı, astrolog Sevil Sevil’de” bizimle idi..
Bu etkinliği maliyiciler, iki kere denetlediler..
Gördüler ki, etkinliğe katılan esnaf, işlerini yasalar çerçevesinde yapıyor..
Çekip gittiler..
Serdivan zabıta ekipleri, hep oradaydı..
Uçan kuşa bile, göz açtırmadılar..
Ancak, “bu etkinliğe Serdivan Belediyesi, daha fazla katkı sunsa, hezmet etse” diye düşünmedim değil..
Neden mi?
KÜLTÜR ELÇİLERİ?
Bir genç adam çıkıyor, ilçenin boş bir alanını temizliyor, oraya esnafı ve vatandaşları,”kültür, dayanışma, birliktelik” adına topluyor..
“Moral değerlere, kültüre, yaşama, başka nasıl hizmet” edilir ki?
Üstelik, “belediyenin kasasından beş kuruş çıkmadan al sana festival” diyor!
Ülkede, “kuru görültü çıkaran, tenekelerin sesine” kulak vermeyiniz!
“Bu işleri bedavaya getirenleri, çaba gösterenleri, elini taşın altına koyanları” alkışlayınız!
Onlar ki, “serbest ekonominin”, bir başka dişlileri ve carklarıdır..
Onlar, “bir başka adsız, kültür elçilerimizdir”, ödüllendiriniz!
Bu vesile ile kitap standımı ziyaret edenlere, hatırlayanlara teşekkür ederim.
Yusuf Cinal yazıyor,25 Ağustos 2025
