Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, 17 Ağustos Marmara depreminin 24. yılı vesilesiyle bir açıklamada bulundu.
Başkan Altuğ açıklamasında şunları dile getirdi; “Deprem ülkesi bir coğrafyanın insanları olarak belli aralıklarla deprem gerçeğini yaşıyoruz. Bu süreci kayıplarla yaşıyor olmak büyük acı… Kronolojik olarak geriye doğru gittikçe ülkemizin hemen her bölgesinde deprem gerçeği karşımıza çıkıyor. Hem ülkemizin hem ilimizin tarihi hafızasında deprem mutlaka var. Biz depremzede bir kentiz. 99 yılından sonra her depremde enkaz altından insanları kurtarmanın telaşıyla “sesimi duyan var mı? diye seslenen o kent biziz. Şehir olarak tüm kimlikleriniz güncellenip yenilense bile “Depremzedelik” silinmiyor.
Yaşadığı depremin etkilerini 24 yıl sonra bile hala silememiş olan bir şehir olarak deprem gerçeği ile yaşıyoruz, ancak varlığını kabul etmenin ötesinde uygulanabilir, insanı yaşatabilir aksiyonları hızlandırmamız gerekiyor. Bir doğa olayı olan depremlerin engellemesinin mümkün olmadığının fakat afet risklerinin azaltılmasının sağlıklı ve sürekli bir gelişmenin en can alıcı unsuru olduğunun bilinci ile hareket etmeliyiz. İlimizde de olası bir depreme hazırlık için gerekli çalışmaların ve hazırlıkların yapılması da deprem sonrası müdahaleler kadar önemlidir.
İlimizde depreme hazırlık; şehrin depreme hazır olmayan yapı stoğunun ıslah edilmesi, alansal bazlı kentsel dönüşümün hızlanarak devam etmesi, bu konuda yasal ve mevzuat açısından yapılması gerekenlerin tespit edilmesi önemlidir. Şehrimizde deprem de risk oluşturacak 4 ve 5 katlı eski riskli yapıların bir an önce dönüştürülmesi gerektiğini her platformda dile getiriyoruz.
Şehrin gelecek ile ilgili stratejik imar planlarının, sağlam zeminlerde yapılması da çok önemli. Şehirde zemin araştırmalarına göre yapılaşmada deprem kuvvetlerini en aza indiren bölgelere şehri yönlendirecek şekilde gelecek imar planları hazırlanmalı. Bu şekilde şehir zaman içinde, deprem açısından daha az tehlikeli bölgelere nüfus yoğunluğu taşınarak riskler azaltılmalı.
Bu duygu ve düşüncelerle 6 Şubat Depremi ve 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, geride kalan vatandaşlarımızın her koşulda yanlarında olduğumuzu ve acılarını paylaştığımızı belirterek, hafızalarımıza büyük yıkımlarla kazınmış böylesi felaketlerin bir daha yaşanmamasını diliyoruz.”