Valilik ‘nefrete’ izin verdi: İstanbul’da LGBTİ+ karşıtı miting!
Onur yürüyüşleri yıllardır devlet eliyle engellenirken, bugün yüzlerce kişi LGBTİ+’lere karşı ‘nefret gösterisi’ düzenledi. İstanbul Valiliği’nin etkinliğe izin vermesi tepkilere neden oldu.
‘Muhafazakârlık’ iddiasıyla iktidarda bulunan AKP ve çevresinin uzun yıllardır baskı uyguladığı LGBTİ+’lere karşı nefret gösterilerine bugün yenisi eklendi.
İçlerinde tarikatların da olduğu birçok grup, ‘Büyük Aile Yürüyüşü’ adı altında saat 14:30’da Saraçhane Parkı’nda toplandı.
Yürüyüş için Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından bir video hazırlanmış; söz konusu mitingin duyurusu yapılarak ‘dijital çağda LGBTİ+ propagandasının Türkiye’yi ve dünyayı saran bir virüs’ olduğu ileri sürülmüştü; ayrıca “Cinsiyetsizleştirmek, insan neslini azaltmak, aile kurumunu yok etmek isteyen küresel ve emperyalist lobilere ‘dur’ demek istiyorsan, ailemizi, çocuklarımızı ve gelecek nesillerimizi korumak için büyük aile buluşmamıza sen de katıl” gibi ifadelere yer verilmişti.
Açıkça nefret söylemi barındıran ve LGBTİ+’lerin özgürlüklerini kısıtlama propagandası yapılan video, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) internet sitesinde ‘kamu spotları‘ bölümüne konmuştu.
MİTİNGDE NELER OLDU?
Gök kuşağı bayraklarının ayaklar altına alındığına dair görüntülerin paylaşıldığı mitingde LGBTİ+ kimliği, gericiler tarafından ‘dayatma’ olarak nitelendirildi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Yönetim Kurulu (GYK) üyesi Elif Eskin, “Türk sanatçısına yakışan tek bayrak Türk bayrağıdır” sözleriyle konserlerinde LGBTİ+ bayrağı açan sanatçılara tepki gösterdi.
Konuşmalar sırasında kalabalıktan tekbir getirenler oldu.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Meltem Ayvalı, konuşmasında “LGBTİ dayatmasını topraklarımızdan kovacağız” ifadesini kullandı.
Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Dilek Çınar, “15 Temmuz’da hain darbe girişimine karşı nasıl direnseydik bu kültürel, yozlaşmış saldırıya karşı da birlik olup direneceğiz. Üniversitelerde LGBTİ kulüpleri açacaklarmış, üniversitelerde LGBTİ dayatmasına izin vermeyeceğiz. O kulüpleri kapatacağız. Kadın ve erkek
‘VALİLİĞİN İZNİ KABUL EDİLEMEZ’
İfade özgürlüğü bakımından hak olan ‘Onur Yürüyüşü’ engellenirken, evrensel özgürlüklerin kısıtlanması amacıyla düzenlenen ‘LGBTİ+ karşıtı yürüyüş’e sosyal medyada da yoğun tepki var.
Tepkilerin yöneldiği isimlerin başında İstanbul Valisi Ali Yerlikaya geliyor.
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+’lerin hedefe konması nefret suçudur. Bu pazar yapılması planlanan miting endişe vericidir, İstanbul Valiliği’nin izni kabul edilemez. ‘Kamu spotu’ diye yapılan çağrılara RTÜK’ün onay vermesi nefret suçunun kabulüdür. Nefret değil kardeşlik kazansın.
TİP Milletvekili Sera Kadıgil: Bu bir eylem değil, alenen nefret suçudur. ‘Muhafazakar hassasiyet’ adı altında şuna bile ses çıkaramayan sadece insanlığını değil, Anayasasını inkar eder. Hassasiyet anksiyeteniz Anayasa’dan kıymetli hale geldiyse kapatın o dükkanları gidin.
‘AYRIMCILIK SUÇTUR’
Sanatçı Mabel Matiz: LGBTİ+ karşıtı yürüyüş ve söz konusu kamu spotu ile ilgili herkesi LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırıyorum. Uygar bir toplumda böyle bir şeyin yeri yoktur ve ayrımcılık suçtur.”
Sanatçı Gökhan Özoğuz: Kimin haddine Yaradanın yarattığını kendi gibi değil diye yok saymak. Nefret yürüyüşüne hayır.
Sanatçı Füsün Demirel: LGBTİ+ ile dayanışma çağrısına cevap veriyorum. LGBT karşıtları ayrımcılık suçu işlemektedir.”
Sanatçı Aleyna Tilki: LGBTİ+ karşıtı yürüyüş ne ya? Toplumda yarattığınız ayrımcılığın bir karması yok mu zannediyorsunuz? Duygu ve tensel dünyalarımızın protesto edilmesi doğaya aykırı! Zihniyetler çok korkunç.
Sanatçı Edis: Keşke bu yürüyüş ve kamu spotu yaşam hakları, çalışma hakları ellerinden alınan, kanun önünde eşitlik arayan, cinsel yönelimleri sebebiyle tacize istismara uğrayan LGBTİ+ bireyler için olsaydı. Bu kadar tersine istikamet sizin alnınıza kara bir leke. Acil şifalar diliyorum.
Armağan Çağlayan: LGBTİ+ Hakları insan haklarıdır. Nefret yürüyüşüne hayır.
‘YÜRÜSÜNLER Kİ KİM OLDUKLARINI GÖRELİM’
LGBTİ+ ailelerinin oluşturduğu sivil toplum kuruluşu LİSTAG: “Yürüyen yürüsün ama bizim de ifade özgürlüğümüze alan açın. Toplumsal baskılara, kısıtlamalara maruz bırakılan LGBTİ+’ların bir kısaltma değil ailelerinin bir parçası. Yürüsünler, yürüsünler ki kim olduklarını görelim. Kim olduklarını hatırlayalım. Toplumsal ve tarihsel hafızamıza kazıyalım. Ne de olsa artık aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere yazılıyor. Ancak yürümek istediğimizde bizim de demokratik haklarımızı kullanmamıza, yürüyüş ve ifade özgürlüğümüze alan açın, yasaklamayın.” cinsiyetleri vardır” görüşünü dile getirdi.
‘EŞCİNSELLERİN DE KENDİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ ÇERÇEVESİNDE YASAL GÜVENCE ALTINA ALINMASI ŞART’ DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kez iktidara geldikleri 2002 seçimleri öncesinde Abbas Güçlü ile Genç Bakış programına konuk olmuş; burada LGBTİ+lerle ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
“Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde bir defa yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman televizyon ekranlarında onların da muhatap oldukları muamemeleri insani bulmuyorum.”
Kendisi ve AKP kurmayları şimdilerde eşcinselliği ‘sapkınlık’ olarak nitelendiriyor.