SÜLEYMAN MERCÜMEK DAVASI İL İL DOLAŞTIRILARAK ZAMAN AŞIMINA UĞRATILMIŞTI.
KİMSE CEZA ALMADI.
EN BÜYÜK ÖĞRETMEN ERBAKAN.
OKUYUN LÜTFEN Biraz HAFIZA TAZELEYELİM mi ?
KİMSE CEZA ALMADI.
EN BÜYÜK ÖĞRETMEN ERBAKAN.
OKUYUN LÜTFEN Biraz HAFIZA TAZELEYELİM mi ?
Hatırlar mısınız veya HATIRLAMALISINIZ ki, 1992 yılında BOSNA’daki Müslümanların SIRP caniler tarafından işkence edilmeleri ve KATLEDİLMELERİ üzerine, oradaki MÜSLÜMANLARA yardım için, Necmettin ERBAKAN’ın Milli Görüş Teşkilatı tarafından, (MÜSLÜMANLIK adı altında) Türkiye’de ve Avrupa’da büyük yardım faaliyetine girişilmiş ve CAMİ avlularında çok büyük miktarda paralar toplanmıştı ve bu paralar (Savcılık tarafından tesbit edilebildiği kadarıyla 20 TRİLYON lira kadarı) Süleyman MERCÜMEK’in hesabına yatırılmıştı.
1990’lı yıllarda Refah Partisi’nin “gizli kasası” olarak bilinen Süleyman MERCÜMEK’in ve son olarak Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatlığını yapan Faik Işık, Habertürk televizyonunun canlı yayınında şöyle demişti ?
“Bizim arkadaşların BOSNA’ya YARDIM diye TOPLADIĞI PARALAR, rahmetli NECMETTİN ERBAKAN’ın EMRİYLE KÖRFEZ ÜLKELERİNDE REPOYA YATIRILDI. Daha sonra bir kısmı Erbakan Hoca’nın uygun gördüğü yerlere harcandı.
Erbakan Hoca’nın yakınında bu işleri yöneten birkaç kişiye, niçin REPO yapıldığını, bunun HARAM olup olmadığını sorduğumda aldığım yanıt şu oldu: ‘HOCAMIZ TÜRKİYE’de CİHAT KAZANILMADAN BAŞKALARINA YARDIM EDİLMEZ, diyor’. Bana kısaca, sen savunmanı yap, bu işleri sorgulama ültimatomu verdiler.”
Milli Selamet Partisi’nin kuruluşundan beri Erbakan’ın en yakınında yer almış, Hoca’nın vefatına kadar öyle kalmış OĞUZHAN ASİLTÜRK, önce 11 Eylül 2011 Pazar günü Saadet Partisi’nin Bursa’daki ve ardından Konya’daki toplantısında müthiş bir itirafta bulunmuştu:
“BOSNA PARALARINI HOCA DEĞİL, ÇOCUKLARI ZİMMETİNE GEÇİRDİ”
Bunu söyler söylemez toplantıyı canlı olarak veren Erbakancı Konya TV, yayını birden kesmiş ve hemen ertesi gün de Erbakan Hoca’nın sesi olarak bilinen El – Aziz gazetesi Asiltürk’ü, “Kripto Ermeni” ve “münafık” olarak suçlayan yayınlara başlamıştı.
Yani, 36 defa HACI olmuş, memleketin en yüksek makamlarına yükselmiş Prof. NECMETTİN ERBAKAN Efendi, bu paraları kendi hesabına almış ve “Türkiye’de ŞERİAT düzeni tam olarak sağlanmadan başka yerlere para gönderilmez diyerek” ZİMMETİNE geçirmiş ve yani cebine atmıştı.
Ayrıca, bu Necmettin Erbakan, Devlet’in, (kapatılan) Partisi’ne verdiği TRİLYON lirayı da zimmetine geçirmiş ve hapse mahkûm olmuştu.
Bu NECMETTİN öldükten sonra bu paraların ve malların paylaşımında, çocukları (Fatih, Elif ve Zeynep) birbirine düşmüş ve ZEYNEP Kardeş bütün bunları, 2016’da Mahkemeye verdiği dilekçe ile bir bir ve bütün inceliğine kadar anlatmış ve İTİRAF etmiş ve miras MALLARININ kendisinden KAÇIRILDIĞINI iddia ederek hissesine düşmesi gereken 50 TRİLYON lirayı istemişti. Daha sonra araya giren yakınları ve OĞUZHAN ASİLTÜRK bunları barıştırmıştı. Ve paralar da “ÂDİL” şekilde paylaştırılmış ve de bu Kızın sesi kesilmişti.
Bu ZEYNEP, şimdi Amerika’da o paraların bir kısmını yemekle meşgul olmaktadır.
Ne gariptir ki, bütün siyasi hayatı boyunca “ÂDİL DÜZEN” diye yırtınan bu NECMETTİN ERBAKAN’ın adı, Gençlik Parkı’nın önündeki Ulus’a giden meydana ve (sanki ZİMMETİNE geçirdiği için verilen mahkûmiyet kararına İNATMIŞ gibi) Sincan’daki ADLİYE binası önündeki Bulvara verilmiştir.
O zamanlar böyle para toplayıp da ÜSTÜNE YATAN sadece NECMETTİN Efendi değildi ki …
Alamanya’da CAMİ avlularında MÜSLÜMAN Gardaşlarımızdan İSLÂMÎ usullere göre para toplayan KOMBASSAN, YİMPAŞ, DENİZ FENERİ ve bunun gibi bir sürü MÜSLÜMAN şirketler vardı !
Nasıl, HATIRLADINIZ değil mi ?
Zaten, UNUTULACAK gibi miydi ki!
Mümtaz Şahin