Belçika’nın ve Avrupa’nın Başkenti Brüksel’in ünlü tarihi meydanı Grand Place’a ( Büyük Meydan ) bugün sizleri götürüyoruz:
Grand Place, Brüksel’in en ünlü ve hareketli meydanı, 17. yüzyılın son dönemlerinden günümüze gelen Brüksel’in merkezi meydanıdır. Dünyanın en güzel meydanlarından birisi olduğu düşünülmektedir. Bu meydanı farklı kılan özelliklerden birisi ise üç mimari tarz olarak barok, gotik, ve Louis XIV’nin bir arada kullanılarak yapılmış olmasıdır.
1998 yılında UNESCO Dünya Miras listesine girmiş bir yapıdır. Bu meydanda bulunan en dikkat çekici iki yapı, Belediye Binası ve Brüksel Şehir Müzesi, Kral’ın evidir. Meydanı çevreleyen lonca evleri bulunmaktadır. Meydanın yakınlarında; çikolata, dantel ve bira müzeleri bulunmaktadır.
Meydanda bulunan Belediye binası bütün ihtişamıyla 1402 ve 1455 yılları arasında aşamalı olarak inşa edilmiş ve Ortaçağdan kalan tek binadır.
KRAL EVİ
Kral’ın evi, 12. Yüzyılın başlarında ekmek satılan bir ahşap binaymış, bu bina ekmekhane olarak kullanılıyormuş. 15. Yüzyılda Dük’ün evi, 16. Yüzyılda ise Kral’ın evi olarak kullanılmaya başlanmış. Meydanın en ihtişamlı yapısı olduğu söylenebilir.
İŞEYEN ÇOCUK HEYKELİ
Şehrin en ünlü eseri ve simgesi olan Manneken Pis ( İşeyen çocuk heykeli ), meydana yakın bir konumda yer almaktadır. Çeşmenin 1619’da, Jerome Duquesnoy tarafından yapıldığı söylenmektedir.
Meydanın etrafı oldukça hareketli, şık kafeler ve alışveriş merkezleri bulunmaktadır. Çikolata, bisküvi ve waffle oldukça fazla tercih edilmektedir. Geçmiş yıllarda meydanın Pazar olarak kullanılması sebebiyle, meydana çıkan sokaklara yiyecek isimleri koyulduğu dikkatlerden kaçmıyor.
İZLENİMLERİM
Belçika’ya ilk geldiğim günden itibaren merak ettiğim başkent Brüksel’deyim.. Bitişik düzenli binaların arasından sıyrılarak, ünlü tarihi doku Grand Place adlı meydana doğru yürüyorum.. Hava açık, bulutlu ,sıcaklık iyi durumda. Taş kaldırımlar beni tarihi dokuya doğru sürüklüyor. Brüksel’in merkez belediyesi sınırları içinden geçerek meydana ulaşmayı hedefliyorum. Ünlü 9.Caddeden geçerken görkemli, ihtişamlı mağazalar dikkatimden kaçmıyor.. Korona salgınından kent etkilenmiş gibi.. Ünlü tarihi Gare Du Nord (Kuzey Tren Garı) etrafından, yer yer kepenk indirmiş mağazaları görüyorum.. Kent içinin bir kısmı trafiğe kapatılmış.. Ünlü tarihi borsa binası yeniden restore ediliyor. Bir ara sokaktan, Grand Place adlı meydana yürüyorum. Ne büyüleyeceği bir ortam.. Dikdörtgen bir alan ve çevresinde gerçekten tarih kokan ve o tarihin izlerini taşıyan süslemeler ile yapılar insanı büyülüyor..
Fotoğraf çekmeye başlıyorum. Benim gibi bir yığın insan telefonlarıyla fotoğraf çekiyor. Bazıları ise rehberlerin etrafında kümelenmiş, meydan ile ilgili bilgileri alıyor..
Meydanın havasını soluyorum.. tarihin derinliklerine gidiyorum.. Acaba benim gibi kaç kişi bu meydana gelip, hayaller kurdu ve geçmiş ile yüzleşti..
Sonra Brüksel’in sembol heykellerinden işeyen çocuk heykeline doğru adımlarımı sıklaştırıyorum. Bir küçük çocuk heykeli, çişini yapıyor.. İnsanlar önünde fotoğraf çektiriyorlar.. Hani bir ara sokak dedim ya, sokağın iki tarafı da, incik boncuk diye tabir ettiğimiz türden hediyelik eşyalar satan mağazalar, dondurmacılar, Waffle satan yerler, kızarmış patates satış noktaları, bizi buyur ediyor.
Çok vaktimiz yok, ama bu kadar da olsa sizleri bilgilendirmek istedim.. Brüksel’e geldiğinizde bu tarihi dokuyu mutlaka, ama mutlaka görmelisiniz diye düşünüyorum..
Gizem Yavuz/Brüksel.
