Biraz önce telefonum çaldı.
Arayan Kocaali ilçemize bağlı bir köyden genç bir arkadaşımdı.
“Hocam; size bir durumu anlatacağım. “Ama köyümün isminden hiç kimseye bahsetme, kadının ve çocukların kim olduğu anlaşılır, başımız belaya girer” dedi.
Köyünün başı beladaymış.
Aileler birbirine girmiş.
Herkes çoğundan şüpheleniyor” dedi.
Şaşırdım ve sordum; “ne şüphesi, ne korkusu” dedim.
Anlatmaya başladı: “Hocam son yakalanan Akyazılı şey Fatih Nurullah hazretlerinin köyümüzde taraftarı çoktur.
Örneğin bir komşu kadının yedi kızı vardı. Oğlu olmuyordu. Şeyhe gittikten bir müddet sonra oğlu oldu. Ve çocuk tip olarak aynı şeyhe benziyordu. Bu kadın doğumdan sonra; her hafta kendi cebinden minibüs tutarak, köy kadınlarını şeyhe taşımaya başladı. Ayrıca köy kadınları şeyhin ülke gezilerinde de yer alıyordu. Bir çoğu her hafta şeyhin dergahına gidip, onun hizmetinde bulunuyordu. Şeyhin her türlü ev işlerini, temizliğini gönüllü olarak yapıyorlar. Öte taraftan da köyden katılımlar da gün geçtikçe artıyordu. Fakat şeyh son olayda yakalanınca; işler karıştı. Herkes son dönem doğanların babasının şeyhten olduğu şüphesini duymaya başladı. Şeyhten olduğuna inandığım bir çocuğun babasına DNA testi yaptırmasını önerdim. Adam ikna oldu. Çünkü çocuk şeyhin kopyası gibiydi. Adam sarışın, çocuk; şeyhin rengindeydi. Köy şu anda çok karışık. Ama herkes şeyhe üzülüyor. Hiç kimse düzüldüğünü önemsemiyor” dedi.
Biraz daha detaylar anlatarak telefonu kapadı. Çok üzgündü. Ama diğer taraftan ağlanacak halimize güldük.
İşte arkadaşlar 21.yüzyılda batıda bir Türk köyü. Ve İstanbul’a 140 km uzaklıkta bir ilçedeki dergah.
Bu kaçıncı rezalet?
Bunları kim durduracak?
Din tüccarlarının Atatürk’ü niçin sevmediğini şimdi anlayabildiniz mi?
Çünkü bunların çoğunu astırmış ve yasaklamıştı.
Fakat yine hortladılar?
Bunları kim hortlattı?
Tabi ki; oy deposu olarak görenler. Bakıyoruz. Bir çok şeyh en yüksek makam mensupları ile resimler çektirmiş.
Sorsanız; “tanımıyoruz” derler.
FETÖ’yü de kimse tanımıyordu.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki; “bunlar siyasi bir güç olarak kullanıldığı müddetçe düzülme devam edecektir”.
Erdal Bıçakcı yazıyor
Arayan Kocaali ilçemize bağlı bir köyden genç bir arkadaşımdı.
“Hocam; size bir durumu anlatacağım. “Ama köyümün isminden hiç kimseye bahsetme, kadının ve çocukların kim olduğu anlaşılır, başımız belaya girer” dedi.
Köyünün başı beladaymış.
Aileler birbirine girmiş.
Herkes çoğundan şüpheleniyor” dedi.
Şaşırdım ve sordum; “ne şüphesi, ne korkusu” dedim.
Anlatmaya başladı: “Hocam son yakalanan Akyazılı şey Fatih Nurullah hazretlerinin köyümüzde taraftarı çoktur.
Örneğin bir komşu kadının yedi kızı vardı. Oğlu olmuyordu. Şeyhe gittikten bir müddet sonra oğlu oldu. Ve çocuk tip olarak aynı şeyhe benziyordu. Bu kadın doğumdan sonra; her hafta kendi cebinden minibüs tutarak, köy kadınlarını şeyhe taşımaya başladı. Ayrıca köy kadınları şeyhin ülke gezilerinde de yer alıyordu. Bir çoğu her hafta şeyhin dergahına gidip, onun hizmetinde bulunuyordu. Şeyhin her türlü ev işlerini, temizliğini gönüllü olarak yapıyorlar. Öte taraftan da köyden katılımlar da gün geçtikçe artıyordu. Fakat şeyh son olayda yakalanınca; işler karıştı. Herkes son dönem doğanların babasının şeyhten olduğu şüphesini duymaya başladı. Şeyhten olduğuna inandığım bir çocuğun babasına DNA testi yaptırmasını önerdim. Adam ikna oldu. Çünkü çocuk şeyhin kopyası gibiydi. Adam sarışın, çocuk; şeyhin rengindeydi. Köy şu anda çok karışık. Ama herkes şeyhe üzülüyor. Hiç kimse düzüldüğünü önemsemiyor” dedi.
Biraz daha detaylar anlatarak telefonu kapadı. Çok üzgündü. Ama diğer taraftan ağlanacak halimize güldük.
İşte arkadaşlar 21.yüzyılda batıda bir Türk köyü. Ve İstanbul’a 140 km uzaklıkta bir ilçedeki dergah.
Bu kaçıncı rezalet?
Bunları kim durduracak?
Din tüccarlarının Atatürk’ü niçin sevmediğini şimdi anlayabildiniz mi?
Çünkü bunların çoğunu astırmış ve yasaklamıştı.
Fakat yine hortladılar?
Bunları kim hortlattı?
Tabi ki; oy deposu olarak görenler. Bakıyoruz. Bir çok şeyh en yüksek makam mensupları ile resimler çektirmiş.
Sorsanız; “tanımıyoruz” derler.
FETÖ’yü de kimse tanımıyordu.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki; “bunlar siyasi bir güç olarak kullanıldığı müddetçe düzülme devam edecektir”.
Erdal Bıçakcı yazıyor
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
