Veteriner arkadaşım Eren Ertaş Akhisar’dan beni aradı. Kendisi ile daha önce hiç yüzyüze gelmemiştik.
Tesadüfen facebook’ta tanıştık.
Ama kırk yıllık dost gibiyiz.
Benden çok genç bir arkadaş.
Akhisar’a Düğününe bile davet etmişti.
Gidemediğim için çok üzülmüştüm.
Ama yurt dışındaydım.
Eren bir paylaşımımı okuyup, düşüncelerini ve üzüntüleri anlattı. Onu dinlerken ülke gençliğini düşünerek daha büyük karamsarlığa kapıldım. Ufukta ışık görünmüyordu. Halkın büyük bölümü çok mutsuz ve umutsuzluk içinde. O da gelecekten çok umutsuz. Ülkenin üçe bölünmüş olduğunu yazmıştım. O da “çağdaş insanların bir arada yaşaması” nın daha iyi olacağı taraftarı idi. Ben de artık aynı görüşteyim. Ülkenin doğusu, batısı farketmez; bize bir toprak parçası versinler, biz orayı cennet yaparız. Çünkü; bilgi, deneyim, kültür, sanat bizde var. Onları sırtımızda taşıyoruz. Kendi halinde bırakalım; Somali veya Sudan olurlar. Biz ise gerçek dünya devleti oluruz. Artık sosyal medyada Siyaset yerine, sanatsal, kültürel paylaşımlar yaparız. Ülkeyi ormanlarla, canlılarla doldururuz. Suyun, havanın kıymetini biliriz. Tertemiz suyu olan güller, nehirler yaratırız. Cennet gibi ülke yaratırız.
Bu gidiş iyi değil.
Özellikle gençler gelecekten umutsuz.
Ben yaşadım, tamamladım gidiyorum.
Bu pırıl pırıl çocuklar ne olacak, kimse ne olacağını bilmiyor?.
Kırk yıldır süregelen PKK terörünün silahlı mücadeleye devam ederek biteceğine inanıyor musunuz?
Din devleti kurmak isteyenler laik, sosyal hukuk devletini kısacası demokrasiyi benimseyecek mi?
Ülke çağdaş bir rejime kavuşacak mı?
Çalanlar, götürenlerden hesap sorulacak mı?
ABD ve İngiliz sömürüsü bitecek mi?
Hiç biri sona ermeyecek; zulüm, baskı, zamlar, vergiler artarak devam edecektir..
Tesadüfen facebook’ta tanıştık.
Ama kırk yıllık dost gibiyiz.
Benden çok genç bir arkadaş.
Akhisar’a Düğününe bile davet etmişti.
Gidemediğim için çok üzülmüştüm.
Ama yurt dışındaydım.
Eren bir paylaşımımı okuyup, düşüncelerini ve üzüntüleri anlattı. Onu dinlerken ülke gençliğini düşünerek daha büyük karamsarlığa kapıldım. Ufukta ışık görünmüyordu. Halkın büyük bölümü çok mutsuz ve umutsuzluk içinde. O da gelecekten çok umutsuz. Ülkenin üçe bölünmüş olduğunu yazmıştım. O da “çağdaş insanların bir arada yaşaması” nın daha iyi olacağı taraftarı idi. Ben de artık aynı görüşteyim. Ülkenin doğusu, batısı farketmez; bize bir toprak parçası versinler, biz orayı cennet yaparız. Çünkü; bilgi, deneyim, kültür, sanat bizde var. Onları sırtımızda taşıyoruz. Kendi halinde bırakalım; Somali veya Sudan olurlar. Biz ise gerçek dünya devleti oluruz. Artık sosyal medyada Siyaset yerine, sanatsal, kültürel paylaşımlar yaparız. Ülkeyi ormanlarla, canlılarla doldururuz. Suyun, havanın kıymetini biliriz. Tertemiz suyu olan güller, nehirler yaratırız. Cennet gibi ülke yaratırız.
Bu gidiş iyi değil.
Özellikle gençler gelecekten umutsuz.
Ben yaşadım, tamamladım gidiyorum.
Bu pırıl pırıl çocuklar ne olacak, kimse ne olacağını bilmiyor?.
Kırk yıldır süregelen PKK terörünün silahlı mücadeleye devam ederek biteceğine inanıyor musunuz?
Din devleti kurmak isteyenler laik, sosyal hukuk devletini kısacası demokrasiyi benimseyecek mi?
Ülke çağdaş bir rejime kavuşacak mı?
Çalanlar, götürenlerden hesap sorulacak mı?
ABD ve İngiliz sömürüsü bitecek mi?
Hiç biri sona ermeyecek; zulüm, baskı, zamlar, vergiler artarak devam edecektir..
Erdal Bıcakcı yazıyor
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
