Zeki Al, emekli olmuş bir öğretmen..Aynı zamanda çok iyi bir halk bilimcisi ve Türk Halk Müziği yorumcusu..Yıllara rağmen, hep memleket sevdası, doğup büyüdüğü Giresun, yaylalar ve ormanlar için kafa yormuş, oraları dert edinmiş bir Ormancı evladı..
O bir Giresunlu ama, İstanbul’da yaşıyor.. Bir emekli, bir vatandaş olarak, kanser hastalığı ile mücadelenin peşinde!..
Bugün İstanbul’da sağlık kontrolü vardı..
Köşesine, “Doktorumuz Trabzon’da kar mahsuru olarak kaldı..” diyerek, Türkiye şartlarını da irdelemeden edemiyor..
Ama asıl derdi bir başka?..
Burası Türkiye olunca, kimi inanır, kimi inanmaz!..
O halde gelin Zeki Al’in bugün köşesinde yazdıklarına bakalım:
“DEVLETTEN MAAŞ ALAN 4 MİLYON;
** İlahiyatçı,
** Dinayetci,
** İmam,
** Müezzin,
** İmam Hatip HOCASI var..
11 yılda fuhuş % 760 artmış.
Bu görevliler 5 kişiye doğru ahlakı, dinini, dahası aldığı görev hakkında bilgi verse, bu çöküş bu kadar olur muydu?
Türkiye’de 1995 yılında 500 öğretmen şehir, köy, kasaba ve mahalle okullarında görev alır, ahlak çöküntüsü de bu kadar yazılıp, çizilmezdi..
İlkokuldan sonra öğrenciler de Lise, Üniversite bitirir, hemen görev alır, maaşına, mutlu yuvasına kavuşurdu..
Demek ki bu kadar din görevlisi devletten boşuna maaş alıyor. Topluma hiç faydaları yok.. İşsizlik tavan yapmış. Üniversite bitirenler, kahvelerde, sokaklarda..
Köyler boşaltıldı.
Gelenek, Görenek, Misafirperverlik, Sevgi, Saygı, KÜLTÜR, Tarım da dibe vurdu..
RESMEN ÇÖKTÜK..”
Bu sözlerin üzerine,laf mı olur!
Anlayan ve ders çıkaran varsa,ne mutlu!
Bu yüzle de tanımak gerek vatanı!