Çetinkaya,”Yerel basın yavaş, yavaş eriyor!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün Bursa’dan çok önemli bir konuğumuz var.
Deneyimli duayen Bursalı gazeteci Mehmet Çetinkaya, İnter- Medya Bürüksel Yayınları’nı ziyaret etti ve aday gazeteci arkadaşlarımız Büşra Karaçalı ve Çağla Aydın’ın sorularını cevaplandırdı.
Gazeteci, Yazar Çetinkaya, İnter-Media Bruxelles Yayınları Ofisini ziyaret ederek, Gazeteci, Yazar ve Vakıf Başkanı Yusuf Cinal ile bir süre görüştü, medya gelişmeleri gündeme getirildi..
Gazeteci, Yazar Mehmet Çetinkaya ile Büşra Karaçalı ve Çağla Aydın’ın yaptığı röportaji paylaşıyoruz:

-Sayın Mehmet Çetinkaya öncelikle hoş geldiniz. Sizleri tanıyabilir miyiz?

Hoş bulduk!
Tabi ki tanıyabiliriz. Öncelikle böyle güzel bir ortam, samimi bir ortam!. Onun için ben teşekkür ediyorum. İsmim Mehmet Çetinkaya Bursa’da yaşıyorum. Uzun yıllar mobilyacılık, muhasebecilik yaparken, gazeteciliğe 1983 yılında yazılı medyada başlayıp, daha sonra uzun yıllar farklı gazetelerde köşe yazıları, röportajlar yaptım..

Şimdi burada Haber yine uygun olan bir kanalda Line 1’de   “haftada bir israfa karşı” bir programımız var.
İşte, Bursa’da Internet gazetesini kurduk, onu bir taraftan yaşatmaya bir taraftan İGF ye destek vermeye çalışıyoruz. Bir taraftan da Avrupa’daki gazeteci dostlarla böyle işbirlikleri yapıyoruz..
Neler oluyor?
Türkiye’den ve Avrupa’da yaşayanlara, seyahat ederek, yazarak takip etmeye çalışıyoruz.

-Evet, tekrardan “hoş geldiniz” diyerek söze başlıyayım. Güzel bir şekilde hayatınızı anlatınız. Gazetecilik yaşantınızla ilgili bizlere daha detaylı bir ayrıntı da bulunabilir misiniz? Rica etsek! Tabii, “gazete demokrasi” anlamında, olmazsa olmazların!. Yani Türkiye de bahsettiğimiz “dördüncü güç” yazılı medya, maalesef birçok sebepten dolayı dijitalleşen dünyadan dolayı, biraz yazılı medya eriyor. Geçen yıl aldığımız istatistiklerde aşağı yukarı yüzde 50 oranda erime vardı. Bu yıl tahmin ediyorum Temmuz ayında açıklanacak istatistiklerde, bu rakamın daha vahim bir hale geleceğini düşünüyorum.
Koronavirüsten dolayı biliyorsunuz özellikle Türkiye’de  bayilerinin kapalı olduğu, insanların dışarı çıkmaya korktuğu bir dönemden, dolayısıyla daha çok internetten insanlar yazıları okuyor, haberleri anında ulaşabildiği için, ama ne olursa olsun yazılı medyada başlayan biri olarak yazılı medyanın kokusu dokunuşunun tadını hiçbir şey vermez.
Bunu mutlaka nostaljik de olsa yaşatmamız lazım.

-Doğru söylüyorsunuz. Teşekkür ederim Bursa yerel basını hakkında durumu  özetler misiniz?

Bursa yerel basını “Küçük Babıali” diye nitelendirir, aşağı- yukarı.. Günlük 14 Gazetemiz var.. Bursa’da her gün yayımlanır bunlar.
Bunun yanında haftalık, aylık bir çok dergi yayınlarına devam ediyor.
Internet sitelerine baktığımızda da, yaklaşık 250 civarında aktif böyle gündemi takip eden siteler var.
Yeni gençler, yeni nesil yetişiyor.
Dolayısıyla Bursa medyası, İstanbul’dan sonra en canlı, en hareketli yerlerden biridir.

-Bu yeni gelişen teknolojik gelişmeler bağlamında biz gençlere özellikle biz gazeteci adaylarına vermek istediğiniz tavsiyeler var mıdır?

Özellikle, bu eriyen yerel basından, her şeyde olduğu gibi önce gençlere tavsiyemiz şu.
Elbette büyük üstatlarımızı işte sizin bulunduğunuz gerçekten çok değerli bir insan Yusuf bey ve yıllarını ömrünü vermiş, temsilcilikler yapmış, her gün yazan bir insan kolay değil, her gün yazmak farklı bir şey.
Bunlardan bir kere örnek, ders almak lazım!. En önemlisi mutlak surette kendiniz olabilmek, yani kopyala- yapıştır değil!? Siz sokakta, ne gördünüz, size göre önemliyse bir insan ağlıyorsa, sorunu varsa, onu bir haber yapabilirsiniz. Gülüyorsa, mutluysa, hayattan memnunsa, haz alıyorsa onu da bir haber yapabilirsiniz.
Yani sizin dokunduğunuz, size ait olan bir düşünce ve görüş açısıyla olayları değerlendirmeniz çok önemli.
Başkasının gücü, arabasının size bir faydası yok. Ama size ait olan mesela, benim ilk aldığım sütün,  etin tadı, lezzetli, daha sonra bir sürü lüks arabalar aslanda,  o ilk lezzeti vermez!. “Habercilik” de öyledir.
Bize ait olan özel bir şiiriniz olabilir, bir hikayeniz olabilir. Mahalledeki yaşayan bir insanın derdini topluma aksettirmek olabilir.
Dolayısıyla hani kopyadan ziyade, kendiniz duygularınız ortaya koyarsanız elbette, istişare yaparsınız, bu eksikleriyle en güzel habercilik buradan ve severek, isteyerek olduğu zaman aşkla şevkle o mesleğin en güzeli gerçekleştirilir.  
Merdivenlerden çıkacağınıza hiç şüphem yok!

-Peki Avrupa’yı sık gelip gidiyorsunuz,  “Avrupalı Türkler” ile ilgili, neler düşünüyorsunuz?

Geçmişe baktığımızda, hatta bizim yaşımızın yetmediği çok küçük olduğumuz dönemlerde Almanya başlamış..
Neredeyse yarım asır olan bir göç akabinde, Avrupalı Türkler, büyük mesafeler aldılar.. İşçilikten patronluğa uzanan bir serüven söz konusu!
Yani belli bir dönemde çok genç yaşta ben de yönetici oldum. Buraya geldiğimizde, insanımızı gördüğümüzde, ya da onlar Türkiye geldiğinde farklılıkları görebiliyoruz.
Bir iş sahibi, işte bir araba  satın almışlar, kiralamışlar ve vatana gelmişler.  Almanya’da yaşıyor, farklı işlerde çalışıyorlar.
Son yıllarda baktığımızda Avrupa’da yaşayan Türklerin siyasete, iş dünyasında ne kadar başarılı olduklarına tanıklık ediyoruz. Bu elbette gurur verici bir durumdur.

İşte gazeteci dostum Yusuf Cinal Belçika’ya geldi, çalıştı, çabaladı, insanı için gazete, dergi çıkardı, radyolarda, televizyonlarda programlar yaptı. İnsanını bilgilendirdi, haberdar etti.. Hala da görevini ve hizmetini sürdürüyor. Bu az şey değil, ama daha farklı alanlarda başarı öyküleri yazanların hikayelerine de tanıklık ediyoruz. Bunlar gerçekten gurur verici gelişmelerdir..
Avrupa’da bir şekilde yerleşmiş, buralara ikinci vatan ilan etmiş, başarıları ile bulundukları ülkelerin insanı ve yetkilileri tarafından kabul görmüş, baş tacı etmiş ülkeleri ve insanlarını, yetkililerini de bu manada tebrik ve takdir ediyorum.
Dünya küreselleşiyor, sınırlar kalkıyor, yeni teknolojik gelişmeler paralelinde buluşuyoruz.. Bu kaynak önemli.. Türkiye bu kaynaktan mutlaka yararlanmalı..
İşte çok örneği var.. Bir şekilde Türkiye’ye gelen iş adamları, sanatçılar, sporcular el üstünde tutuluyor..
Ne mutlu ki, sizleri buralara Erasmus projeleri bağlamında gönderebilen bir Türkiye var.. Tüm sorunlarına rağmen, bölgesinde güçlü, itibarlı bir Türkiye’nin her zaman Avrupa’daki Türkleri de daha geniş manada değerlendireceğine inancım tam.. Bu vesile ile sizleri tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim..
Ayrıca Belçika’da, Türkiye’nin bir gönüllü elçisi konumunda bulunan gazeteci, yazar Yusuf Cinal’a da şahsınızda teşekkür ederim.. Bursa’ya sizleri bekleriz!
Çağla Aydın& Büşra Karaçalı /Brüksel

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Çetinkaya,”Yerel basın yavaş, yavaş eriyor!”