İktidara ‘Ekomomi’ Çıkışı! ‘Turpları Bilmem Ama Heybe Kasa!..’
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, iktidara sert eleştiriler getirdi. Dervişoğlu, ekonomi yönetimine yönelik “Her zaman kasanın kazandığı, turpları bilmem ama heybenin kasa olduğunu gayet iyi biliyorum. Kasanın büyüğünün nerede olduğunu da çok iyi bilmekteyiz. Bu kumarhane ekonomisine mahkum olmayacağız” dedi.
İYİ lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İktidarın ekonomi yönetimine sert eleştiriler getiren Dervişoğlu, “Her zaman kasanın kazandığı, turpları bilmem ama heybenin kasa olduğunu gayet iyi biliyorum. Kasanın büyüğünün nerede olduğunu da çok iyi bilmekteyiz. Bu kumarhane ekonomisine mahkum olmayacağız.” dedi.
CHP içinde dönen ‘ön seçim’ tartışmalarına ilişkin de konuşan Dervişoğlu, şu uyarılarda bulundu:
“Mesele sandığın milletin önüne getirilmesi meselesi değildir. Mesele kişiler değildir, o cumhurbaşkanı olsun, bu cumhurbaşkanı olsun da değildir. Erdoğan karşıtlığı üzerinden kendi hevesini devam ettirmek, halka yalan söylemek anlamına gelir.”
![İktidara 'Ekomomi' Çıkışı! 'Turpları Bilmem Ama Heybe Kasa' - Resim : 1](https://img.gercekgundem.com/rcman/Cw820h574q95gm/storage/files/images/2025/02/12/aa-20250212-37028804-37028800-iyi-p-to4b.png)
‘EKONOMİ MASALLARI DİNLEMEYE GÜCÜMÜZ YOK’
Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
AKP’den ekonomi masalları dinlemeye artık ne gücüm ne zamanım var. Bunlar bile isteye yaşama geçirilen politikalardır. Fakirleşme, sarayın milleti disipline etme siyasetinin ana fikridir. İnsanları borç batağına düşürme bu sadaka ekonomisinin bir parçasıdır.
Her zaman kasanın kazandığı, turpları bilmem ama heybenin kasa olduğunu gayet iyi biliyorum. Kasanın büyüğünün nerede olduğunu da çok iyi bilmekteyiz. Bu kumarhane ekonomisine mahkum olmayacağız.
Onların kurguladığı bu kumarhane düzenini bozacağız, bu ekonomiyi onların elinden kurtaracağız.
Üç günlük ömrümüz var o üç günün biri açlık, biri yoksulluk biri de ölüm. Bu yüzden gün el ele verip omuz omuza verebilme günüdür. Hakkımız olanı geri almak hakkı haklıya teslim etme günüdür.
Artık vatandaşın üzerine düşen görev ve sorumluluk bu iktidara güle güle demektir. Eğer bunu yapamazsak, bu rakamların da önümüzdeki dönem üç katını, beş katını önümüzdeki dönem telaffuz etmek mecburiyetinde kalacağız.
![İktidara 'Ekomomi' Çıkışı! 'Turpları Bilmem Ama Heybe Kasa' - Resim : 2](https://img.gercekgundem.com/rcman/Cw820h571q95gm/storage/files/images/2025/02/12/aa-20250212-37028804-37028793-iyi-p-xu8u.png)
500 LİRALIK BANKNOT ÇIKIŞI
MB verilerine göre, Ocak 2025 sonu itibariyle 100 ve 200 liralık banknotların oranı piyasadaki kağıt paraya oranı yüzde 96’dır. Bu oranın yarısından fazlası, 2010’da 140 dolar alınabilen bugün ise anca 5 dolar anca eden 200 TL’dir.
Cebinde 5 lira olan var mı? 10 liraya ekmek alınamıyor. 20 lira zaten bozuk para oldu. 50 lirayı hiç gören yok. 100 lirayı artık çocuklar bile harçlık olarak kabul etmiyor.
Şimdi sonunda 500 liralık banknotlar basacaklarını öğreniyoruz. Bunun sebebi suçlu ve arsız olabilme yetenekleridir. Sebep itibardan değil vicdandan yaptıkları tasarruftur. Ama Sarayda yalanlar içerisinde yaşayanlar, kimse kendilerine ‘kral çıplak’ demesin diye. Vatandaşı aç ve çıplak bırakanlar bir çuval parayla alışverişe çıkılmasından gocunmadılar.
Kendi vatandaşını yardım alacak noktaya getiren Saray iktidarı en iyisi olmak konusunda dünyada birincidir. Bir tek kendi vatandaşlarının açlığı, işsizliği, yoksulluğu, okulsuzluğu ve hastanesizliğini umursamaz. Dışarıda ise eli oldukça açıktır.
Türkiye’nin Türk milletinin iyiliğini sağlığını ve refahını düşünenlere ihtiyacı vardır. Türkiye’nin İYİ’lerin yani sizlerin iktidarına ihtiyacı vardır. Türkiye’nin hazinesine kumarhane kasası muamelesi yapanlara değil onu beytülmal görenlere ihtiyacı vardır.
‘DAHA BETER CEHENNEM ATEŞLERİ HAZIRLIYORLAR’
Yüzde 35’le yüzde 65’i gasp etmek sadece bugünü değil geleceğimizi çalma oyunlarıdır dedik. Sonra akıllarında dolaşan kırk tilkiden en olmazını ortaya saldılar. Vatan hainine, terörist başına el uzattılar. Aylarca günlerce bu delirmişliği tartıştık. Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi susuyorlar. Ama emin olun daha beter cehennem ateşleri hazırlıyorlar.
İKTİDARA ‘AHMED ŞARA’ ELEŞTİRİSİ
Adamımız dedikleri, takım elbisesinin etiketini bile çıkarmaya vakit bulamamış Colani bile artık ilk durak olarak ABD ve İsrail dostu Körfez ülkelerine gidiyor. ‘Suudilere gittim diye o kadar buruldunuz ki dönerken size de bir uğradım’ diye neredeyse teselli ziyaretinde bulunuyor Türkiye’ye.
Kendi ülkesinde anayasayı kaldıran, gökten zembille devletin başına geçirilen adam kahraman muamelesine tabi tutuluyor. Bu arada Türkiye’deki milyonlarca kaçak bu karton kahramanlık hikayelerinin içerisinde bu topraklara kök salmaya devam ediyor. Belki yarın öbür gün seçmen yapılmak üzere iktidar tarafından bekletiliyorlar.
‘MUHALEFET AKLINI BAŞINA ALMAZSA…’
Bugün vatandaşın haklı erken seçim arzusunu dillendirerek bunun talebini yaratmanın umuduna yaslananlara da sesleniyorum. Erdoğan bir daha seçilmeyi, ölene kadar seçilmeyi adım adım planlamaktadır. Kural anayasa kanun tanımamaktadır. Milletten utanmamakta, Allah’tan da korkmamaktadır.
İktidarsız bir an bile nefes alamayacak, kaybedecek çok şeyi olan bir dikta rejimi karşısında geçmişte yaptığınız gibi ‘bunlar atı alıp Üsküdar’ı geçerken el sallamaya’ hazırlananlara sesleniyorum. Umut safdilce ayakta tutulamaz. Muhalefetaklını başına almazsa, önümüzdeki seçim süreci demokratik bir ülkenin olağan şartları içerisinde milli iradenin tecelli ettiği şekilde olmayacaktır. Sizin zatı muhtereme ‘gel gel’ yaptığınız yer onun kurallarını keyfince uydurup değiştirdiği top sahasıdır. hakem düdüğü, kronometre ondadır. Muhalefetin toplumsal gücüne rağmen kuralları belirleme imkanı Erdoğan’a verilmemelidir. Sanıyorsanız ki milli irade galip gelecek, onun milli iradesi sizin milli irade sandığınız şey değildir. Milli iradede seçimle gelen seçimle gidenler vardır. Türkiye’de milli iradenin millisi gitmiş geriye sadece iradesi kalmıştır.
Mesele sandığın milletin önüne getirilmesi meselesi değildir. Mesele kişiler değildir, o cumhurbaşkanı olsun, bu cumhurbaşkanı olsun da değildir. Erdoğan karşıtlığı üzerinden kendi hevesini devam ettirmek, halka yalan söylemek anlamına gelir. Bu ülkenin asli sorunlarının göz ardı edilmesine katkı sunmaktır sahnelenen tiyatro. Herkes bilsin ki bizim derdimiz bizim mücadelemiz kişilerle değildir, mücadelemiz kişiye zimmetlenmeye çalışılan bir devlet anlayışına, kişiselleştirilen bir anayasa düzenine karşıdır.
Gerçek Gündem,Haber Merkezi
![](https://belhaber.be/wp-content/uploads/2025/02/Musavat-Dervisoglu-2-1024x660.jpg)