Eğitimci, Gazeteci, Yazar, Sanatçı Zeki Al dualarla uğurlandı..

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

20 Yıl Öğretmenlik yaptığı Akyazı Kuzuluk beldesinde toprağa verilen  Zeki Al’ın cenazesine Giresunlu hemşerileri yanında Akyazılı dostları da katılarak, Al’ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Aslen Giresunlu olan ve uzun bir süre Akyazı Kuzuluk İlköğretim ile Konuralp İlköğretim okulunda görev yaptıktan sonra gazetecilik mesleği ile birlikte Türk Halk Müziği çalışmalarına kendini veren  Eğitimci, Gazeteci, Sanatçı, Yazar Zeki Al,dualarla son yolculuğuna uğurlandı.
Tedavi gördüğü Yalova Ata Hastanesi’nde hayatını kaybeden Zeki Al’ın cenazesi önce evine getirildi.Burada alınan helallik ten sonra Akyazı Gazi Süleyman Paşa Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrası Al, görev yaptığı okula çok yakın Kuzuluk Şose Mahalle Kabristanlığı’nda toprağa verildi.
Al’ın cenazezine İstanbul merkezli Giresun dernek,birlik ve federasyon temsilcileri Sıtkı Ada, Bahtiyar Memi, Ethem Bakar, Rasim Bakaraçoğlu, Kemalettin Kılıçarslan, Hüseyin Melikoğlu,  Mehmet Fengın, Ali Kaplan,Ahmet Karasakal, Şenol Çakır ile  İstanbul ve Giresun’dan gelen Al Ailesi fertleri yanında Gazetemiz yazarlarından Yusuf Cinal,Nazım Aktürk, Sakarya Amatör Spor Kulüpleri Başkanı Yaşar Zımba, Akyazı Alaağaçspor Başkanı Aydın Birincioğlu, Akyazı Belediye Meclis üyesi, Kızılay Başkanı Mustafa Birincioğlu ile vatandaşlar katıldı.
Cenaze de bir araya gelenler Eğitimci,Yazar,Gazeteci,Sanatçı Zeki Al’ın durmak bilmeyen koşturmalarını dile getirirken,yakın dostu Sıtkı Ada,” Zeki Al,düşünceleri ile,çalışmaları ile hem Giresun’a,hem Sakarya’ya ve hem de İstanbul’a kültür bakımından büyük hizmetler verdi. Yazıları,haberleri hep eğitici mahiyetteydi. Son yıllar Giresun türkülerine hayat vermesi,yeni türkülere imza atması,bunlara klip çekmesi ve seslendirmesi ise her şeye değer”diyerek, Giresun sevdasının büyük bir değerinin kaybedildiğini üzüntü ile söyledi.

Öte yandan Zeki Al’ın çok sevdiği torunu İlayda’nın cenazenin evlerine gelmesi sırasında kaza geçirmesi büyük üzüntüye neden oldu.
İlayda kaza sonrası Akyazı Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı ve durumunun iyi olduğu öğrenildi.
ÜÇ GÜNDE DÖRT CENAZE CENAZE

Öte yandan Zeki Al ile birlikte Akyazı Alaağaç Köyü’nde üç günde dört  kişinin hayatını kaybetmesi büyük üzüntü yarattı.
Ağaç İşleri Derneği eski Başkanı Rıfat Yalçın, Akınspor ve Alaağaçspor ile CHP Akyazı Teşkilatı  eski Başkanı İrfan Özmert, Kuaför Sebahattin Karacan ve  Ahmet Doğan’ın vefatları yanında Alaağaçlıların büyük dostu olan Zeki Al’ın da ölümü köyde yas havası oluşturdu.

ÇAL DAĞI DEDİ, GİRESUN’UN ARKASI YAYA DEDİ!
Zeki Al Giresunluydu..
Giresun’u ne çok severdi ama, hep Giresun’dan uzak yaşamak zorunda kaldı..
Babası ormancıydı, onun peşinde ailecek, oradan, oraya görev için koştular..
Sonra küçük Zeki okudu, öğretmen oldu..
Mini, mini öğrencileri vardı..
Onlara A, B, C’yi, yaşamı, kültür değerlerini, insanlığı, dostluğu, arkadaşlığı, sevmeyi, sevilmeyi ve saygıyı öğretti..
Yolu Sakarya’ya düştü..
Akyazı Kuzuluk beldesinde öğretmenliğe başladı..
Öğrencileri, öğretmen arkadaşları, komşuları oldu..
Son yıllarını Akyazı merkezde Konuralp ilkokulunda geçirdi..
Birbirinden güzel, sosyal kültürel etkinliklerde görev aldı..
Sonra emekli oldu, eline kalemi ve fotoğraf makinesini aldı..
O maç senin, şu haber benim Akyazı’da, Sakarya’da bir başka koşturmanın içinde buldu kendini..
Bu arada Akyazı’da gençlerin folklör öğrenmesi için adaşı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Tuncer Kalkan ile birliktelik yaptı..
Ne çok severdi Giresun karşılamasını, Vakfıkebir, Beşikdüzü kız horonunu..
Sazı ve sesi de güzeldi, güzel türkülere hayat verdi..
Çal dağı dedi, Giresun arkası yayla dedi..
Pınarlar gibi çağladı..
Hemi de 70’inden sonra diyenler oldu!
Akyazılı gençlerin elinden tuttu, onları sosyal kültürel ve spor alanlarına yönlendirdi..
Sonra emekli günlerinin bir bölümünü İstanbul’da, kızları Canan, Derya ve muhterem eşi ile geçirdi..
El sanatlarına, logo çizimi , grafik işlerine kızları ile merak saldı..
Birbirinden güzel çizimlere imza attılar..
Kızları, hep onunla idi..
Eşi bu süreçte hastalandı, damadı vefat etti!..
“Kader” dedi çıktı içinden!
Bin bir çile içinde emekli maaşı ile baş, başa yaşamaya çalıştı..
Giresun ve İstanbul’un Sakarya’nın, Akyazı’nın sorunlarını yazdı..
Kahretti bozuk düzene, sesini yükseltti..
Yazılar yazdı, Akyazı’nın Sesi’nde, Sakarya Gazetesi’nde, Belçika YeniHaber’de, Taka’da, Giresun Gündem’de..
Spor üzerine programlar yaptı Mavi Karadeniz’de..
Dalga, dalga heyecan yüklü, bilgi yüklü Zeki Al Hocam!
İşte bu süreçte hastalandı..
Kanser teşhisi ile Çapa yollarında ömür tüketti..
Bu süreçte ciğerinin yarısı da gitmişti..
Nefessizdi Hocam, son demlerinde!
Bu süreç içinde arkadaşları, dostları ona kol kanat gerdiler..
Karınca, kararınca yardıma koştular, moral verdiler..
Dertleşdiği dostu Yusuf Cinal gurbetten geldi..
Alıp onu dağlara, zirvelere çıktı..
Hoş sohbetler yaptı, yorulurcasına..
Türkülerini topladığı kitabını Cinal’a imzalayarak verdi..
Cinal’ın son kitabı ” Hakikatin Peşinde Bir Ömür” için matbaa bulunmasına ön ayak oldu..
Telefon ile hal hatır sormalar, ziyaretler ardından Zeki Al Hocamız, o mutlak sonun geldiğini anladı..
Doktorlara güveni yoktu..
Hastaneye gitmek istemiyordu..
Onu Dr.Yaşar Yılmaz, Yılmaz Çetinile birlikte ikna ettik..
Akyazı, Sakarya ve nihayet yolun sonu Yalova’dan o acı haber geldi..
Ağlamaklı sesin sahibi kızı Canan idi..
“Yusuf Amca babamı kaybettik” diyebildi!..
Yıkılışın bir başka anıydı bu!
Yıkılışın, tükenişin!
Giresun’da çal dağı..
Giresunlu Musti Cici, Ömer Cinel ve Sıtkı Ada, daha birçok dostu geride bıraktı..
Dönülmez bir akşamın ufkunda, Zeki Al Hocamızı ebediyete uğurladık!..
Şimdi dostları için görev zamanı..
Bugün onu çok sevdiği Kuzuluk’tan uğurlayacağız..
Ardında birçok güzellik bırakarak, arkadaşımız Berzah alemine yürüdü..
Ardında birçok güzellik..
Ah be Hocam, nasıl da birbirimize doyamadık!..
Yıllar bizi nasıl ayrı düşürdü?
Ah be yalan dünya!
Önce Ağabeyim Mehmet Cinal,
Sonra Amcaoğlu İrfan Özmert,
Sonra bir büyük dost Rıfat Yalçın ve şimdi Sen..
Üzüntümüz, acımız büyük..
Zamanı durdurmak mümkün değil!..
Saatleri durdurmak ise ne mümkün?..
Güle, güle dost, güle, güle!..
Seni hep bir tespih tanesinde, bir nazar boncuğunda, bir Giresun türküsünün notalarında, Giresun karşılaması oynayan kızların dansında, umutların asılı kaldığı incir dallarında, üzüm asmalarında!..
Sevgili Hocam seni hep hatırlayacağız!..
Seni unutmayacağız!..
Mekanın gül bahçeleri, cennetin olsun!
Allah geride kalan sevdiklerine sabırlar versin..
Güle, güle dost!
Yusuf Cinal yazıyor, 27 Eylül 2021 Pazartesi,www.bizimsakarya.com.tr

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eğitimci, Gazeteci, Yazar, Sanatçı Zeki Al dualarla uğurlandı..