Hürriyet bir okul, bir akademi ve Türkiye’dir…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hürriyet, Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da en çok okunan gazetelerimizin öncüsüdür..Bir “Amiral Gemisi” olarak görülür, bilinir..
Hürriyet Gazetesi’ne ilk defa İstanbul’da uğradım..Lise yıllarında sevgili merhum Ahmet Aktuna  ile birlikte sevgili merhum Sezgin Burak’ın çizdiği  “Tarkan” adlı resimli roman çizgilerini bizzat götürdük.
Hemşerim, ressam ve tarihi roman ustası Sezgin Burak’ın o yıllar Tarkan adlı resimli romanı çok tutuluyor ve okunuyordu.. Biz,o zamanlar Sezgin Burak’ın İstanbul Taksım Sıra Selviler’de bulunan ofisinden çizgiler içinde bulunduğu zarfı alıp, Çağaloğlun’a getirdik..
Koca matbaaya girdik..Ahmet Aktuna bizi gezdirmeye kalktı..Kendimizi yemekhanede bulduk..Hürriyet bu,yemek saatinde gelenleri kesinlikle yemeğe alırlardı..Orada gördüklerimden Oktay Ekşi’yi hatırlıyorum..
Gazetecilik ateşi o zamanlarda içime düşmüştü..
Yıllar sonra Hürriyet’te çalışmaya başladım..Yıl 1993 Yılı idi..Sevgili merhum Hürriyet Brüksel Büro Şefi Şerif Sayın, beni Hürriyet’e teklif etmiş..
Ertesi sabah Sevgili merhum  Çetin Amaç telefon ile aradı.. Bana önemli bir haber görevi verdi..
O haberdeki başarı beni Hürriyet kapısından içeri attı..
2010 Yılına kadar Hürriyet’te güzel işler yaptık.. Bir ara Hürriyet Belçika’nın Charleroi kentinde basıldı..Orada da baskıya gidip nezaret ettiğim günler oldu..
Yıllar sonra YeniHaber Belçika ve BelgoTürk’ün baskısı için tekrar Hurriyet’in kapısını çaldım.. Derhal kabul edip,gazetemiz basıldı.
Gazeteleri almaya giden arkadaşımızı yemeğe alıp, gazeteleri kendisine teslim etmişler..
Kim ne derse desin Hürriyet Ailesi, çalışanın hakkını veren bir gazete olarak ben de yer etmiştir..
Gazetecilik mesleğinin en büyük akademisi şüphesiz Hürriyet’tir..
Keşke el değiştirmeseydi..
Yusuf Cinal

Ayaktakiler: Yılmaz Övünç, Korkut Pulur, Yalçın Bingöl, İsmail Atlı, Ertuğrul Akçaylı, Nezih Akkutay, Ertuğ Karakullukçu (Yurtdışı Baskılar Müdürü)  Şener Apaydın, Mine Çokbilir, Suat Türker (Köln), Çetin Emeç (Genel Yayın Müdürü), Mehmet Demirel (İtalya), Yıldız Kafkas (İsveç), Erdinç Ispartalı (İsviçre), Rodolfo Bella (İtalya), Şerif Sayın (Belçika) Metin Doğanalp (Stuttgart), Sait İşler, İlhan Karaçay (Benelux) Tuğrul Cebeci, Ahmet Külahçı, Orhan İnci.
Oturanlar: Nusret Özgül (Belçika), Kamil Yaman (Avusturya-Berlin-Frankfurt), Ziya Akçapar (Yunanistan), Faruk Zapcı (İngiltere), Tevfik Dalgıç (İrlanda), Serdar Koçak (Münih), Ziya Melikoğlu (Düsseldorf), Ayhan Aydın (Berlin), Adnan Celepoğlu (sonradan Atik soyadını aldı), Abdullah Anapa (Stuttgart)

Bu da Hürriyet’in 1982 Hollanda kadrosu

Yavuz NUFEL yazdı… 

Hollanda’ya göçün 50. Yılını kutlamaya hazırladığımız şu günlerde sizi 30 yıl öncesine götürecek bir fotoğraf…

Bu Fotoğrafa iyi bakın, belki de yıllarca görmediğiniz aşina bir yüz vardır içinde…
Mutlaka bir tanıdığınız vardır ve görür görmez “ Vay be!” diyeceksiniz…
Fotoğrafı yılların gazetecisi, Hollanda’daki gazetecilerin ağabeyi İlhan Karaçay’dan aldık…
Biz kendisini tanıdık, ortada top sakallı olan… Sağında Yasemin ve Ünal Öztürk  çifti…
Altta ve size göre baştaki yağız Anadolu delikanlısı kim biliyor musunuz?
Yıllar ne kadar acımasız olursa olsun o yağız delikanlının simsiyah saçlarından bir tek telini bile dökmeye yetmemiş ama gümüş rengine boyamış. O delikanlı Muhlis Ayboğan…
Daha kimler mi var bu fotoğrafta?
Okuyunuz o zaman.
Öndeki sıra soldan sağa:
Telat Sağıroğlu (Haarlem), Turan Gül (Rahmetli oldu-Zaandam), Ünal Öztürk Yasemin Öztürk (Büro menajeri), İlhan Karaçay ( O zamanki kaptan) ( ??? ), Adil Aracı (Den Haag),  Mustafa Koyuncu (Gorinchem), Ergür Dinçkal (Deventer), Muhlis Ayboğan (Venlo),
Orta sıra soldan sağa:
Ahmet Denk (Rotterdam-Rahmetli oldu), Kemal Özen, Hüseyin Torunlar (Zwolle),
(Leiden ???), Nizam Sunguroğlu, Ramazan Ardıç,   (Heerlen ???)
Arka sıra soldan sağa:
Yahya Yiğittop, Necati Çavuşğlu (Utrecht), Şenol Ocaklı (Hoorn),  ( ???),
Ali Esmer,
İlhan Karaçay’dan tebrik teşekkür yorumu:
Sevgili Yavuz Nufel bizi tam 30 yıl önceye götürerek yaramızı deşti.
Öyle ya, fotoğrafta gördüklerinizin kimisi vefat etti, kimisi Türkiye’ye göçtü, kimisi de mesleği bıraktı. Ama bizi yine de mutlu eden gelişmeler de oldu. Fotoğraftakilerin bir kısmı gazetecilik mesleğini başarıyla sürdürmeye devam ediyorlar.
Bu başarıda  naçizane ‘usta’nın da rolü var ama, ‘gazeteci olunmaz, doğulur’ lafı da çok geçerlidir.
Doğuştan gazeteciliğe yatkın olan meslektaş kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Tabii ki Yavuz kardeşime de teşekkürler…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hürriyet bir okul, bir akademi ve Türkiye’dir…