Kıbrıs’ın Kaderinin Değiştiği Gün
Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs İlim Üniversitesi
1950 yılının 15 Ocak Pazar ve 22 Ocak Pazar günlerinde, Kıbrıs Rum Ortodoks
Kilisesinin sadece Kıbrıslı Rumların katılabileceği şekilde organize ettiği Plebisit
(Latince plebiscitum – Anayasayı değiştirme gücü olmayan ama halkın düşüncesini
yansıtan halk oylaması), Kıbrıs adasının yakın tarihinde yer alan önemli bir olay.
Bu Plebisit, Kıbrıs adasında asırladır varlıklarını sürdürmekte olan iki farklı etnik
kimliğe sahip halktan birinin tek yanlı olarak adanın Yunanistan’a bağlanması isteğini
(İlhak- Enosis) büyük bir oy oranı ile ortaya koydu.
Asıl adı Michael Hristodulu Mouskos olan III. Makarios’un 18 Eylül 1950 tarihinde,
mükemmel bir entrika ile en güçlü rakibini tasfiye edip Başpiskopos seçilmesi ve Rum
Ortodoks Kilisesinin başına geçmesi de Kıbrıs adasının yakın tarihinde yer alan
önemli olayların ikincisi. Makarios, Başpiskopos seçilmesine ilaveten Kıbrıs Rum
toplumunun fiili ulusal lideri olan Ethnarh’lık görevini üstlenerek, Kıbrıslı Rumların
siyasi hayatını ve stratejileri belirleyen liderlik makamını da uhdesine aldı. Zaten
Kıbrıs adasında 1950-1974 yılları arasında Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıslı Rumlar arasında
yaşanan etnik sorunlar, silahlı çatışmalar, göçler ve soykırım, Makarios’un
Başpiskopos seçilmesi ile başladı.
Makarios’un hedefi, önce İngilizleri daha sonra da Türk ulusunun bir uzantısı olan
Kıbrıs Türklerini adadan atmak ve Enosisi gerçekleştirmek olduğundan,
Başpiskoposluk yemini ederken dini yeminine ilaveten bir de milli yemin etti ve
yeminini de “Hayatımı Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanmasına adıyorum” sözleri
ile tamamladı.
1951 yılında adaya İngiliz Sömürge Yönetimine başkaldırı araştırması için gelen
Grivas ile başlayan EOKA’nın kuruluş çalışmaları 1954 yılında Atina’da yapılan
toplantı ile resmiyet kazandı ve gerçekleşti. 1 Nisan 1955 gününde de EOKA
saldırılarına başladı. Hedef; Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanması (Enosis) idi.
Önce İngilizlere saldırmaya başlayan EOKA, sonra hedefine Kıbrıslı Türkleri de
koydu.
“Kurucu Ortak”ları Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
bağımsızlığının ilan edildiği 16 Ağustos 1960 günü Kıbrıs’ın yakın tarihindeki önemli
günlerden biriydi zira Türkler ve Rumlar ada üzerinde eşitlik temelli ortak bir devlete
imza atmışlardı. Ancak Kıbrıs Rum halkı tarafından Cumhurbaşkanı seçilen
Makarios, daha ilk günden “Türkiye’yi yok sayarak” Kıbrıs Türklerini Kıbrıs
Cumhuriyeti’nden soyutlayarak, haklarını vermeyerek, yıldırıp göçe zorlayarak bir an
evvel adayı Yunanistan’a bağlamak için kolları sıvadı ve işe koyuldu.
Niyet, Kıbrıs’ı Girit formülüyle Helenleştirmekti. Girit’te, Osmanlı devletine rağmen
Yunanlıların Avrupalı Devletleri arkalarına alıp 130 bin Türk’ün büyük bir kısmını
katlederek, geri kalanları da göçe zorlayarak adayı Türklerden temizlemelerini örnek
alarak Kıbrıs’ta da aynı yöntemi uygulamaya koyma kararını aldı. Bu amaçla 1962
yılının Mart ayında Yunanistan’dan gönderilen subayların strateji ve lojistik
planlamaları ile Akritas Planı hazırlandı ve ivedilikle saldırı hazırlıkları başlatıldı.
Etnarh ve Başpiskopos Makarios, önce Rusların tam desteğini sağlamak için
“Bağlantısızlar Bloku” içindeki siyasi çalışmalarını hızlandırdı. 22 Kasım 1963 günü
ABD Başkanı John F. Kennedy’in Dallas, Teksas’ta suikaste uğraması Makarios için
bulunmaz bir fırsat oldu. ABD Başkanlık makamının, yardımcısı Lyndon B. Johnson
tarafından doldurulması ve Başkanlık seçimlerinin gündeme gelmesi, ABD’nin bu
dönemde Kıbrıs’ta yaşanacaklarla pek ilgilenemeyeceği inancını yarattı Makarios’ta.
Buna ilaveten Kıbrıslı Türklere yapılacak saldırı için en uygun tarihin, Hristiyanlar için
çok kutsal bir gün olan Noel haftası içinde yapılmasının, Hristiyan dünyasından itiraz
görmeyeceğini de hesaplayan Makarios, saldırıların Noel’de başlatılması talimatını
Yorgacis’e iletti.
Saldırılar, Yorgacis’e bağlı sivil paramiliter güçler arkalarına Rum polislerini de alarak
21 Aralık 1963 Cumartesi sabahı erken saatlerde Girne’den Lefkoşa’daki evlerine
dönmekte olan iki arabadaki altı erkek ve dört kadından oluşan Kıbrıslı Türklere
saldırıları ile başladı ve tüm ada sathına yayıldı. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış
Harekatı ile bu saldırılar fiilen son buldu, Kıbrıslı Türkler uzun süre mücadelesini
verdikleri özgürlüklerine kavuştular.
21 Aralık 1963, Kıbrıs’ın yakın tarihinde çok önemli bir gün. Bu tarihin önemi,
Makarios’un, 1997 yılında ölmeden önce yakın dostları ile yaptığı söyleşilerde “En
büyük hatam Türkiye’yi yok saymam ve Kıbrıslı Türklere karşı silahlı saldırılara izin
vermem oldu” sözlerini defalarca dile getirmesinden anlaşılıyor.
Prof. Dr. (İnş Müh), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Akademisyen, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı