Son günlerde her nedense bir tiyatrodur gidiyor..
TC uyruklu ama Belçika’da özellikle kendi bölgelerinin insanlarının, amca,dayı
yeğen ilişkisi ile oylarını almış, siyaset yapan beylerin arasında! Sadece seçimler de amca, dayı ziyareti yaparak,ve yerel gazeteci ordusuyla yediğini, içtiğini, özellikle camilerde yapılan hiç bir etkinliği kaçırmadan reklam yapan bu abiler; Yedi sülalesinin geldiği ve doğduğu topraklardaki yaşanan sorunları dert etmeyen ve ‘’Biz Belçika siyaseti yapıyoruz’’ canım diyen, amca, dayı ilişkisi ile oy almış, aylık maaşları 4-5 bin Euro’yu geçen ve ayrıca siyaseti kendi menfaatleri için birde ticarete yansıtarak hayatlarını sürdüren bu sevimli abiler !
Camiden “ciao bella” okunur; araştırmadan aman ülkem işgal altında derler, camilerde sokaklarda “dombra” okunur, ohhh burada sosyalist partisine kendi çıkarları için oy veren, ülkesinde RTE yandaşlığı yapan, seçmenleri oy versin diye günlerce yazarlar sayfalarında ..
Onca kadın öldürülür çocuklar tecavüze uğrar, halk suçsuz yere içeriye tıkılır, anneler artık yemek toplanır diyerek, mahalle, mahalle dolaşır, geldikleri yerlerdeki akrabaları neredeyse açlık sınırını geçmiş umurlarında olmaz, işsizler hastalar herkes perişan tık yok bu abiler de!!
Sözüm ona sosyalist partisinden seçilmişler bunlar ki, hep sormuşumdur bu adayları hangi kriterlere ve hangi alt yapıya göre seçer sosyalist partisi??
Burada sosyalist enternasyonel’e üye bir partinin etkinliklerine çağırırsın korkarlar “yok biz Belçika siyaseti yapıyoruz, gelemeyiz” derler ama, kendi ülkesindeki reis beyin burada yaptığı, diyanette, camilerde, her yerde, her faaliyette bulunurlar,
camiden, diyanetten çıkmazlar..
AKP nin gençlik kolu, kadın kolu bilmem ne kolunda çalışanlarının hepsini çalışma ekiplerinin içerisine alırlar, adamlar sosyalistliğin hiç bir harfini kabul etmezler, kolayını bulmuşlar bölgecilik yaparak oy toplarlar, sonra da Amerika da ölen bir siyah derili için(ki insan olarak ilk tepkiyi koyanlardanım) ;çok komik bırakın tepki vermeyi 😂diz çökerler..
Gazeteciler fotoğraf karelerinde,” ohhhh çok duyarlı bir hareket” diye yazar, şakşakçılar “bravo adam gibi adam” diye yorum yazarlar ki, diz çökmenin anlamını anlamaya gerek duymadan..
Kendi ülkelerinde insanlar kendi dillerini konuşamaz,öldürülürler..
Burada camilerde siyaset yaparlar, evlerine arabalarına Türk bayrağı asarlar, kendi
müziklerini insanları rahatsız edici şekilde arabalarının camını açarak gece yarıları çalarlar, demokrasi ve insan haklarının, sosyal yardımların iyi işlediği ülke de tuz zaten kuru..
Bu abiler bununla siyaset yapıyorum zannederler.İ
şte alt yapı olmayınca, üst organlarına etkisi böyle yansıyor maalesef!…
Ben soruyorum şimdi, kimin için diz çökersiniz ??
Kendi ülkeniz de ölen insanların bir siyah deriliden farkı ne??
Tecavüze uğrayan çocukların, arabaların arkasına bağlanıp sürüklenen cesetlerin, kendi dilini konuştuğu için öldürülen gencin, aç sokak da dolaşıp artık yemek isteyen annelerin, ülkesinden zorunlu çıkarılmış küçük bir lastik botta canını kaybeden mültecilerin haksız hukuksuz işini ekmeğini kaybedenlerin, suçsuz yere tek kişinin emriyle içerde çürüyenlerin farkı ne???
Hangilerinin önünde diz çökersiniz?
Siz hangi insana nereye hizmet edip diz çökersiniz???
El insaf ya!!!!
Zuhal Kayhan yazıyor