Korona kadar Tehlikeli olan Sensin?!…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
(Korona Kadar Tehlikeli Olan)
SENSİN..!
Anwar isimli bir Afganlı arkadaşımla
birlikte kalıyorduk, yüksek öğrenimim
sırasında, İstanbul Fındıkzade’deki
Sakarya Öğrenci Yurdunda…
*
Bu arkadaşım, iki ülke arasındaki
kültür Anlaşması gereği, Afganistan
kontenjanından girmişti
Cerrahpaşa Tıp Fakültesine…
*
Benim okul, hem, devam mecburiyeti
olmayan, hem de, sene sonunda,
iki ay gibi, çok sıkı çalışmayla
sınıf geçebilecek bir okuldu…
( İktisadi ve Ticari İlimler Akademesi)
*
Anwar ise ; en incesi, bin sayfa,
üstelik, Latince olan tıp kitapları
arasında, büyük bardaklı, şekersiz
içtiği çay ve hiç söndürmeden,
devamlı içtiği sigarayla, bu ağır
yükün altından, kalkmaya çalışıyordu…
*
Yalnız Anwar, çok tembel ve
gözü, sorunlar karşısında, pek de
keskin olmayan, bir arkadaşım
olduğu için, keşke, sizin okulu
tercih etseydim, deyip duruyordu…
Nitekim Anwar, Tıbba devam
edemedi, kayboldu gitti…
*
Bu sebeple, yaşamım sürecinde
nerede bir doktor görsem,
yaşadığım öğrenim sırasında
gördüğüm ağır ve sıkı çalışmaları
ve bu kadar büyük yükün altından
kalkarak doktor olmaları sebebiyle,
kendilerine müthiş saygı duyuyordum…
*
Hele de, Karasu’da, para pula
bakmadan, insanların dertlerine
derman olarak, 1958 yılından,
vefat ettiği 2015 yılına kadar,
yarım asırdan fazla, “aşk” ile
hizmet eden, (rahmetli) Emin
Babalıoğlu ve en az onun kadar
Karasu Halkına hizmeti, Hakka
Hizmet düsturu ile sürdüren,
(Rahmetli) Abdulkadir Kılıçarslan
gibi doktorları yakından tanıyan
bir kişi olarak, bugüne kadar
tanıdığım tanımadığım tüm doktorlara
saygı duymaktan, kendimi alamadım…
*
Bir de, Halkının arasına, hiç
yüksünmeden katılan, onunla
kahvede pişpirik oynayan, açtığı
muayenehanede, doktorlar, en az
şu kadar vergi verecek, kuralı
sebebiyle, ödeyeceği vergi parasını,
hastadan para almadığı gibi,
fakir fukaraya cebinden ödediği
ilaç paraları sebebiyle, dayanamayıp,
muayenehanesini kapatan Doktor
Haluk Erülgen gibi doktorları tanıdıkça
(Yazımı yazarken dahi duyduğum
saygıdan) önümü iliklemek gelir…
*
90 lı yıllarda ise, gazlı bez alacak
kadar imkanı olmayan Karasu
Devlet Hastanesini, arabalarının
anahtarlarını, masa etrafında
toplanan fedakar 3-5 Karasu
gönüllüsü insanın önüne atarak,
“işte bizim yapabileceğimiz katkı da
Budur” diyerek, her türlü ameliyatın
yapılabileceği bir hastaneye
dönüştürdükten sonra, 10-15 yıl
gibi uzun süre, oluşturdukları müthiş
ikili ile, acil vakalara bıçak atarak
onlara şifa olan, Operatör Doktor
Şemsettin ve geçen seçimlerde
çıtayı biraz daha yükselterek,
bütün Karasu’nun tüm sorunlarına
çare olmak için, Belediye Başkanlığı
gibi ağır bir yükün altına kafasını
koyan, Operatör Doktor Kerem’i tanıdıkça,
yine, son zamanlarda raydan çıkmış
Karasu Halkına, bıkmadan, usanmadan,
20 yıldan bu yana hizmet eden,
Doktor Sami Bey aklıma geldikçe,
saygım, katlanarak büyüyordu
bu sağlık emekçilerine karşı…
*
Bu günlerde ise, “Korona Belası”
sebebiyle, evlerine gidemeyen,
çocuklarına hasret, fedakar ve
artık tükendik, çaresiziz,ölüyoruz
diye feryat eden ve yönetenleri
uyaran sağlık emekçilerine karşı,
adındaki “Milliyetçilik” gibi yüce
kavramla hiç de özdeşleşmeyen
(MeHaPe) liderinin, bu memleketin
en akıllı evlatları olan doktorlara
karşı söylediği yakışıksız sözler,
toplumu yaralamakta ve bu kadar
önemli koltuğu temsil eden
politikacının meğer, çıtasının
ne kadar da düşük olduğunu
Türk Halkı üzülerek seyretmektedir…
*
Ne diyor bu “Çıtası Düşük Politikacı”,
çökmekte olan sağlık sistemine
dikkat çekmek isteyen doktorların
“Ölüyoruz..!”
“Tükendik..!”
“Çaresiziz..” uyarılarının dikkate
almalarını sağlamak adına
taktıkları siyah kurdele için ..?
“Bunlar, korona kadar tehlikelidir.
Kurdukları birlik, derhal kapatılmalı
ve yöneticileri de yargılanmalıdır..!”
*
Doktorlara karşı bu kadar ağır
sözleri söyleyen kişi olarak
“Sen..!”, bu salgın belasına canları
pahasına karşı duran ve
yüksünmeden mücadele eden
toplumun en saygın kurumu
Türk Tabipler Birliğinin başındaki
Türk kelimesinin, bunlara, fazla
geldiğini söylersen, o zaman
sana da derler ki ;
Ülkenin, en önemli kurumlarını
özelleştirme adına, uluslararası
sermaye ve onların yerli işbirlikçilerine
satıp yok eden…
Gözlerinin önünde havuzda bulunan
beş yandaş müteahhide tüm (Ballı)
yatırımları, çıkardıkları kendilerinden
yana ihale kanunlarıyla, peşkeş çeken…
Türk Ordusunun şerefli subaylarına
kurulan kumpaslarla, darmadağın
edilen Türk Silahlı Kuvvetlerine…
PKK ve FETÖ pazarlıklarını gizli
odalarda yürüten ve bunları
kullanarak kazandıkları seçimler
vasıtasıyla dünyada benzeri
olmayan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi” gibi ucube bir sistemi getirerek,
ülkeyi uçurumlara doğru götürenlere
verdiğin destekle, zaten kaybettiğin
o yüce duygu “Milliyetçilik” unvanı,
sanki sana çok yakışıyor da
SEN tabiplerin birliğinin önüne
koydukları “Türk” kelimesine maydanoz
olmaya kalkıyorsun…
*
Yani, stepnelik yaptığın AKEPE
iktidarının söylediği “Ya taraf
olacaksın, ya da, bertaraf olursun”
korkutmasına karşılık, sen de,
“Ya Bizden Ol..! Ya da Sus Ulan..!
diyorsun öyle mi..?
*
Son söz olarak ;
Korona Kadar Tehlikeli Olan
Türk Tabipleri değil, SENSİN..!
Bahçeli Efendi, SENSİN..!
Muzaffer Tatlı yazıyor/Karasu-Sakarya

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Korona kadar Tehlikeli olan Sensin?!…