Memlekette neler oluyor, neler?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Davutoğlu: Alaattin Çakıcı’yla davamız var, adliyeye eskort araçlarla geldi; bizim avukatımızı kenara çektiler

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’yla olan davasında yaşananları anlattı: “Dava günü adliyeye özel eskortlarla geldi. Karşılanmış, şeref odasına götürülmüş. Bizim avukatımız geldiğinde kızı kenara çektiler. Biz dosyaları başka avukatlarla gönderdik.”

Uzun yıllar AKP hükümetlerinde üst düzey görevlerde bulunan, başbakanlıkta bulunduğu sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve parti teşkilatlarıyla yaşadığı anlaşmazlık sonucu istifa eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,bir grup gazeteciye açıklamalarda bulundu.

T24 yazarı Murat Sabuncu‘nun  aktardığına göre siyasetçi, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı‘yla olan davasıyla ilgili detayları paylaştı. 

“Bakın az bilinen bir şey anlatayım size. Alaattin Çakıcı hapisten çıktı. Benim Alaattin Çakıcı ile bir davam var. Bana da hakaret etmiş Erdoğan’a da. Erdoğan davasını çekmiş. Ben kaldım. Ben niye çekeyim?” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Kırıkkale’de dava var. Bizim de Kırıkkaleli genç bir avukatımız var, İl Başkanımız Gülfem Hanım. Gülfem Hanım ‘Ben gideceğim katılacağım oraya’ dedi. ‘Bana yetki verin.’ Dedim, ‘sen gitme.’ Buradan Ankara’dan avukatlar gelir. ‘Yok’ dedi ‘ben katılırım.’

‘KARŞILANMIŞ, ŞEREF ODASINA GÖTÜRÜLMÜŞ’

Ya dava günü Alaattin Çakıcı Kırıkkale adliyesine özel eskortlarla geldi. Karşılanmış şeref odasına götürülmüş. Bizim avukatımız geldiğinde kızı kenara çektiler. Biz dosyaları başka avukatlarla gönderdik. Ne olur çaktırmadan şu arka kapıdan seni alalım diye başka kapıdan aldılar. Ve o anda mağdur olmamak için mahkeme salonuna ayrı kapıdan sokup o kapıdan çıkardılar.

‘BU TABLO ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN ESERİ’

Ya şimdi bu Allah aşkına bu tablo kimin eseri? Bu tablo Erdoğan’ın eseri. Bu tablo Bahçeli’nin eseri. Şimdi onlar o masada. Ve o masanın parçası, onun için saldırıyorlar. Uyuşturucu baronları, imar rantiyecileri bütün bunlar o masada.”

KILIÇDAROĞLU’NA NE DEDİ?

Altılı masada CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi liderleriyle birlikte çalışan Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’e özel bir parantez açtı. Bu isimlerle yaşadıklarından ayrıntıları aktaran Gelecek Partisi lideri, şunları kaydetti:

“(…) Otoriter muhafazakarlık gele gele Tayyip Erdoğan’ın egosuna itaat etmeyi neredeyse dindarlık ölçüsü olan bir yere geldi. Herkes gördü bu limitleri. O altı liderin temsil ettiği ideolojiler bu limitlerin görülmesinden sonra her akımın kendisini reforme etmesinin önünü açmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu ile ilk buluşmamızda şunu söylemiştim kendisine. İlk buluşmadan kastım partiyi kurduk bizi ziyarete geldi hayırlı olsuna.

Baş başa görüşürken ‘Sayın Kılıçdaroğlu’ dedim, ‘yani sizin otoriter laikliği, özgürlükçü laikliğe dönüştürme hızınızla bizim otoriter muhafazakarlığı özgürlükçü muhafazakarlığa dönüştürme hızımız bir yerde buluştuğunda Türkiye barışa kavuşacak.’ Ve şu anda oradayız aslında ve şunu da ifade edeyim sayın Kılıçdaroğlu o anlamda kendi tabanıyla yüzleşerek büyük çaba sarfediyor. Ben bunu görüyorum, bunu takdir etmek gerekir. Tayyip Bey bundan rahatsız.

‘KILIÇDAROĞLU ‘HELALLEŞME’ DİYOR, KENDİ PARTİSİNİ DE DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR’

İstiyor ki Kılıçdaroğlu eski CHP diye tanımlayalım, orada kalsın ve o politikaları söylesin. Kendisi eski CHP aktörleriyle iş tutuyor. İsim zikretmeyeyim. Zaten otoriterlik değişmeyen düşman üzerine yükseliyor. Değişmeyen iç düşman. Hiç değişmiyor onlar. Halbuki Kılıçdaroğlu değişiyor, değiştiğini ifade ediyor. Helalleşme diyor ve kendi partisini de değiştirmeye çalışıyor. Ben bunu tercih ediyorum. Onun için Kılıçdaroğlu ile beraberim. Sayın Erdoğan da Perinçek ile beraber. Çünkü Perinçek değişmeyen düşmanı tarif ediyor.

‘AKŞENER’İ ANINDA ARADIM, ‘SONUNA KADAR YANINIZDAYIM’ DEDİM’

Ben sayın Akşener’i geçmiş siyasi mücadele döneminden tanıyorum, dostluklarımız da var. Ve sayın Akşener’e dönüp o ahlaksızca iftira atıldığı zaman anında aradım ve sonuna kadar yanınızdayım dedim. İftirayı atan ATV’ydi. Meral Akşener Hanım ile mutlak bir güven ilişkisi var aramızda.

‘BAŞAK DEMİRTAŞ’A ‘SİZİN ONURUNUZU ZEDELEYECEK BİR ŞEY OLURSA KAPINIZI BEKLEYECEĞİM’ DEDİM’

Aynı şeyi Başak Demirtaş’a ahlaksızca saldırdıklarında, Başak Hanım’a da söyledim. Sare Hanım ile (eşi) birlikte arıyorum, sizin onurunuzu zedeleyecek bir şey olursa kapınızın önüne geleceğim ve kapınızı bekleyeceğim dedim. Şimdi Sayın Akşener’in de milliyetçiliği demokrat ve özgürlükçü milliyetçiliğe dönüştürme çabasını görüyorum ben. İçinde herkesin içinde eski uhdeleri olan unsurlar olur. Ve bizim içimizde her parti her gelenekten var. Bizim bu açıdan gerçekten biraz yapımız farklı. Yani pür muhafazakar bir parti değiliz. Ama muhafazakarlığı benim eski genel başkan konumum dolayısıyla olduğunda ben de açıkça herkesin takdir etmesini beklemiyorum ama en azından görmesini isterim. Kendi camiasıyla en fazla savaşan benim şu anda.

Sen biliyorsun Kenan Bey neler çektiğimi. Dışlama mı dersin, ötekileştirme mi dersin her türlü şeyle mücadele ediyorum. Yılıyor muyum yılmıyorum. Çünkü haklıyım. Şimdi işte budur bizi yeniden inşa edecek olan. Ve bu okunda ben Kılıçdaroğlu’na Akşener’e de güveniyorum. Ve onların da bize güvendiğini görmekten mutluyum. Ya böyle yol alacağız ya da herkes kendi mahallesine çekilip karşılıklı sloganlar atacaklar. Sayın Akşener’in söylemleri ile sayın Bahçeli’nin söylemlerini karşılaştıralım benziyor mu benzemiyor mu? Benzemiyor. Ve sayın Akşener’in gittikçe değişik kesimlere açılan bir kadrolaşma çabası var takdir ediyorum bunu. Yani klasik bir MHP’li değil kopuş oradan oldu ama orası gibi olmadı. Aynen bizim AK Parti’den ayrıldıktan sonra kadromuzun çeşitlenmesi gibi. Ve beni ümitlendiren başka bir şeyi söyleyeyim. Siz de ümitlenin. Bizim altı liderin anlaşması ne kadar iyi gidiyorsa kadrolarımızın, ekiplerimizin anlaşması da o kadar iyi gidiyor. Yani sadece altı lider anlaşması değil, şu anda bu bizim altı temsilcimiz ortak politika, hükümet metni yazıyor.

‘DÖNÜP ‘TEKRAR BERABERİZ’ DESEM KAHRAMAN İLAN EDİLİRİM’

Dün sordum Feridun Bey’e ‘herhangi bir sıkıntı var mı?’, ‘Efendim çok iyi gidiyor merak etmeyin’ diyor. Şimdi biz böyle yol alacağız. Yoksa gerçekten herkesin mahallesine çekilip slogan attığı bir dünyada bir yere gidemeyiz biz. Şimdi olacağından değil aklınızın ucundan geçmesin de, ben dönüp de kendime ya beraberiz tekrar desem baş tacı edilirim kahraman ilan edilirim. O bana saldıranların hepsi benim ne büyük teorisyen olduğumu, aslında benden ders aldıklarını aslında benimle şu kadar iş yaptıklarını söylemeye başlar. Yarın ölsem de aynı şeyi söyleyecekler biliyorum. Ama yapar mıyım? Yapmam.

‘AKŞENER’DE BİR TEREDDÜT GÖRDÜNÜZ MÜ?’

Sayın Akşener dese ki bugün ben evet cumhur ittifakının teklifini kabul ediyorum. Veya en azından bir sıcak mesaj gönderse önüne nice kapılar açılacak. Ama net tavır sergiliyor değil mi? Kıymetli bunlar.

Akşener’de bir tereddüt gördünüz mü siz? Ne dedi? Kumar masasına oturmam dedi. Cidden kumar masası orası. Şimdi bizim altımız belliyiz. Eleştirecekseniz eleştirecek şeylerimiz belli. Ya karşı tarafta nasıl bir masa var? Bak o masanın aktörlerini bir kere saymıştım. Bir daha sayayım. Tayyip Erdoğan nereden nereye geldiği belli. Bahçeli, Perinçek. Ben Büyük Birlik Partisi’ni koymuyorum. Onlar kendini oraya yamamaya çalışıyor da zaten Bahçeli de söylemiyor. Hemen yanında organize suç örgütleri işte adını saydınız Kürşat Yılmaz bunlar kimin himayesinde? Sayın Akşener’in himayesinde mi? Değil. Bunlar Bahçeli’nin himayesinde. Dolayısıyla Erdoğan’ın himayesinde.”


0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Memlekette neler oluyor, neler?