Bir Memleketin Türk İslam şehri olduğunu önce adaletinden sonra okunan ezandan anlarım. Eğer adalet yoksa, o memlekette sadece İslam’ın adı vardır kendisi yoktur” diyen Fatih Sultan Mehmet Han’dan hiçbir ders almamış, adalet ile yönetilmemiş bir şehirde yaşıyoruz.
Bunun sonucu olarak 1994’ten günümüze kadar yönetimde bulunanlar sayesinde Sakarya şehir olarak çözülmesi çok zor kör bir düğüme dönmüştür.
Alt yapıdan ulaşıma kadar birçok kurumda Liyakat, Adalet ve Vizyon eksikliği nedeniyle yapılan hatalar ve yanlış uygulamalar sonucunda, olağanüstü güzellikler ve zenginliklere sahip olmasına rağmen bölgesinin değil Türkiye’nin son sıralarında ancak yerini alabilmiştir.
Bir gün doktor arkadaşlarla bu şehrin yöneticilerinin neler yaptıklarını tartışıyorduk.
Bir arkadaşım, şehrin önde gelen siyasilerinden birinin eski stadın ışıklandırılmasını proje diye anlatınca,
Sakarya’nın neden son sıralarda yer aldığının cevaplarından biri olduğunu açıklar gibi algıladım.
Bu şehrin yetkiyi elinde bulunduran vekilleri ve yöneticileri görev süreleriniz boyunca veya emekli olduktan sonra gece yastığa başınızı koyunca rahat uyuyor musunuz?
Yahu 1999’dan bugüne 21 yıl geçmesine, her an deprem olabilecek zaman aralığına girmemize rağmen depreme yönelik hiçbir köklü projeyi Sakarya’ya kazandırmadınız! Bu vebali nasıl ödeyeceksiniz?
Çok merak ediyorum.
Şehrin merkez mahallerinde ve bir çok bölgesinde alt yapısı tamamlanmamış, maalesef kanalizasyonların açıktan akarak ciddi sağlık sorunu oluşturduğu mahalleler olduğunu yerinde tespit etmiş bir kişi olarak yapılan israf dolu harcamalar nedeniyle çok üzülüyorum.
Bir şehirde yöneticilerin öncelikli hedefi Adalet, Liyakat, Şeffaflık ve Erişilebilirlik olmalıdır.
Adaletten kastımız eşit hizmet değildir.
Adaletli yönetim; Şehrin bakımsız bırakılmış hizmet götürülmemiş Van Mahallesi gibi bölgelerini şehir merkezi ve ilçe merkezleri seviyesine çekebilmek daha sonra Sakarya’nın her köşesine eşit olarak hizmet götürebilmektir.
Ulaşmak istediğimiz hedefimiz ise;
Şehrimizin en mağdur mahallerindeki çocuklarımız ile en gelişmiş mahallerindeki çocuklarımızın eğitimden, sağlığa, sportif ve kültür faaliyetlerine kadar birçok alanda eşit olarak aynı imkanlardan yararlanmalarını sağlamaktır.
Sakarya’da hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini, kışın üşümemesini temin etmektir.
Kimsesizlerin kimsesi olabilmektir.
Gençlerimizin geleceğe umutla baktıkları, hayaller kurdukları bir şehri görebilmektir.
Şehri yönetenlerin çevreleriyle birlikte zenginleşmeleri değil, bugünkü varlıklarından eksiye düşmeyi başarabilmeleridir.
Böyle bir şehrin, dünyanın en mutlu, huzurlu, barış ve kardeşlik şehri olacağına emin olabilirsiniz.
Size tavsiyem,
Bir stadın ışıkları değil insanların yüreklerinin, hayallerinin ve umut dolu geleceklerinin ışıkları olmayı deneyin.
Yarın arkanızdan saygıyla minnetle anacak, dua edecek bir halkın olması size ölümsüzlüğü tattıracak ve yaşatacaktır.
İşte talip olunması gereken makam koltuk değil, sizlerin gönlündeki ölümsüzlük tahtıdır.
Sağlıklı bol bereketli bir hafta diliyorum.
Cihan Colip yazıyor
Cihan Colip yazıyor