İNANMAYACAKSINIZ AMA GERÇEK…!!!
Bir mahalle bakkalı, bir iki kişinin borcunu ödememi kabul etmedi…!
Emek civarında oturuyorum. Yürüyüş yaparken bazen mahalle içine dalıp, hem çevreyi öğreniyorum, hem de yürüyüşün monotonluğundan kurtuluyorum. İşte böyle bir yürüyüşte bakkal dikkatımi çekti. Markette her zaman bulamadığım sıgaramı sordum. Var deyince, karton veriyormusunuz diye teklif ettim. Olur dedi. Bende bittikçe gidip alıyordum. Bir gün yine gittiğimde; orada bulunan bir beyle siyaset konuşuyorlardı. Bende espiri yoluyla sohbete katıldım. Sonraki gidişlerimde de bu espirili siyaset kısa kısa devam ediyordu. Tabi benim iktidar ile ilgili espirili taşlamalarım bazen ciddiyete dönüşüyordu. Öylesi durumlarda gülerek son sözümü söyleyip çıkıyordum.
Dün oturduğum sitede yürürken birden aklım o bakkala gidip gücüme göre bir iki kişinin borcunu kapatmaya karar verdim. Bakkala girdiğimde üç kişi vardı. Kasaya yaklaşıp , bulunan sutunu da siper alıp sessizce bir şey sormak istediğimi belirtim.Tabi buyurun dedi. Düşüncemi söyledim. Aniden, sizden kesinlikle almam dedi. Önce şaka sandim ve gülerek neden acıdın mi bana? dedim.
Hayır dedi. Bırakın şakayı , getir defteri bakalım dedim.
Söyledim size almama diyerek ciddileşti.
Neden ama dedim?
İşte öyle dedi, ben soruyu yineledim, o yine “ işte öyle” diye yanıt verdi.
Sorun ben miyim, benden mi almak istemiyorsun dedim.
Evet dedi.Ben, yine neden ama diye üsteledim. Aynı yanıt. İşte öyle dedi. Sinir katsayım tavan yaptı.Sizin yaptığınız doğru bir davranış değil dedim. Bir de gerekçesini söylerseniz… Gerekçe yok. Almam dedi.
Şöyle mi anlamalıyım; ben iktidar yanlısı değilim diye mi sıkıntınız. İşte dedi. Artık kendime hakim olamadım…Buna ahlaksızlık dendiğini biliyor musun? Üstelik burada sizi ilgilendiren bir durum da yok. Alış-veril yaptığımda paramı alıyordun. Buna da bencillik dendiğini de biliyorsun değil mi dedim dedim…daha yüksek sesle tekrar; Ahlak yoksunusunuz ahlak… diyerek çıkarken , arkamdan; biz Osmanlı torunuyuz sizin gibi… lafını geveleyince , aniden geri dönüp evet evet devam et bakayım… deyince susup öyle baktı. Daha önce Osmanlılar’ın kim olduğu konusun da espri yoluyla bir ders vermiştim. Demekki içinde tutmuş. Ben de çok yüksek tonda, ben de Türküm ve Atatürk torunuyum. Hadı konuş da göreyim seni diyerek bağırdım. Çıt yok. Üç de müşteri var öyle bakıyorlar. Onlara dönerek , Müslüman olduğunu iddia eden bu zat var ya; bir-iki kişinin borcunu kapatmama müsade etmedi. İşte bu yüzden tartışıyoruz açıklamasında bulundum.Ve ekledim, cehalet ve vicdansızlik böyle bir şey…şunu da bil, ben Allah rızası için yapmıyorum böyle şeyleri. Yani bana yararı olsun diye bencil davranmıyorum ki. Allah’ın buna ihtiyacı da yok. Sadece, birilerin lokmasına minnacık katkıda bulunur muyum diye düşünmüştüm.Yine yüksek bir tonda anlıyor musun??? diye çıkıştım…Kimseden yine çıt çıkmıyor. Sfenks gibi herkes yerinde çakılı öyle duruyorlardı… sahtekar pis yalakalar… Utanmadan secdeye gidip Allah huzuruna çıkacaksınız. Ve kendinizi mutlu müslüman addedeceksiniz …İslah olunmaz zavalılarsınız … sinirime hakim olamıyordum… Son olarak; tabi karnın tok. Açın halinden anamıyacak kadar merhametsiz ve yobazsınız diyerek yürüyüp çıktım…
Türkan Aras (Bursa Emek mah.)