-ÖZKOÇ: “VATANDAŞA KOMBİLERİ KISIN DİYERLER, BİN ODALI SARAYIN KOMBİLERİNİ KISIYORLAR MI?”
-“MİLLETE DESTEK VERMEYENLER, ALIŞ VERİŞ İÇİN AKIL VERİYOR”
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, TBMM plan bütçe komisyonu görüşmelerini değerlendirdi. Özkoç, “Bu bütçe en çok kimi ilgilendiriyor? Milletimizi ilgilendiriyor. Çiftçiyi, esnafı, emekçiyi, emekliyi ilgilendiriyor. Peki, bizim bu görüşlerimiz bütçede Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki komisyonda yaptığımız görüşmelerde milletimizin dertlerine ortak olacak, çare olacak bir şey konuşuluyor mu? Hayır. Sizin geleceğiniz ile ilgili, daha rahat yaşamınız ile ilgili hiçbir şey konuşuluyor mu? Bu bütçe çünkü artık iktidarın bütçesi, yani sarayın bütçesi. Bu bütçe çünkü milletin bütçesi olmaktan çıkmış. Neden mi? Bu bütçeyi artık eskiden olduğu gibi sizin bakanlarınız, yani seçtiğiniz milletvekillerinden bakan olan kişiler savunmuyorlar. Onlar kimin bakanı, kimin atadığı bakanlar? Onlar sarayın atadığı bakanlar. O yüzden bütçeyi millete göre değil, saraya göre düzenliyorlar. Biz de milletin vekilleri olarak orada mücadele ediyoruz. Kim için? Millet için. Kime karşı? Milletin olmayan bakanlarına karşı ve üstelik karşımızda bir başbakan da yok. İşte böyle bir ucube sistemin, ucube bir bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşuluyor. Bilim insanları bir araya gelmişler. Artık iktidarın verilerine inanmadıkları için, bilim insanları kendi verilerini derleyip kamuoyuna sunuyorlar. Diyorlar ki, ‘ekim ayı yıllık enflasyonu yüzde 49 olarak hesaplanmıştır’ diyorlar. Ancak TÜİK’in bugünkü açıklamasında enflasyon yüzde 19,9 olarak açıklanmış. Kime güveneceğiz? Saray’ın TÜİK’ine mi, yoksa bilim insanlarının söylediklerine mi güveneceğiz? Kime inanacağız? Bilim insanlarına mı, saraya mı inanacağız? Fiyat neden artar sevgili arkadaşlar? Fiyat, bir ülkede üretim yoksa artar, istikrar yoksa artar. Türk Lirası, bir ülkenin parası değer kaybediyorsa artar. İşte o tam da bu yüzden dolayı Türkiye’de istikrar olmadığı için, üretim olmadığı için, Türk lirası değer kaybettiği için fiyatlar artıyor. Yeşil mercimeği Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçilerden 4 bin 150 liradan alıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi; yetmediği için dışarıdan toplam tonuna 12 bin 160 lira ödeniyor. Nohut: Türkiye Mahsulleri Ofisi tonunu bizim çiftçimizden 4 bin 50 liradan alıyor; yetmedi diye dışarıdan 9 bin liraya ithal ediyor. Yani 2 katına. Yani kim kazanıyor? Hans kazanıyor, Hasan kaybediyor” dedi. Özkoç şöyle devam etti:
BİZİM GÖRDÜĞÜMÜZ ŞEY, YOKSULLUK.
“Bizim gördüğümüz şey, yoksulluk. Gördüğümüz şey, halk bitap düşmüş. Gördüğümüz şey açlık, işsizlik, yakarış duyuyoruz ama saraydan Recep Tayyip Erdoğan bakınca o başka bir şey görüyor. O diyor ki, ‘vatandaşın durumu gayet iyi’. Ya sizin bize söyledikleriniz yalan, ya Recep Tayyip Erdoğan saraydan yalan söylüyor. O diyor ki, ‘vatandaşın karnı tok’ diyor. Bize siz diyorsunuz ki, ‘2 bin 800 lira asgari ücretle yaşayamıyoruz, açız, çocuklarımız aç’ diyorsunuz. Ya Recep Tayyip Erdoğan yalan söylüyor, ya sizin yalan söylediğinizi iddia ediyor. ‘Herkesin arabası var’ diyor. Bir de sınıfsal olarak küçümseyerek, ‘kapıcıların bile arabası var’ diyor apartman görevlileri için. Gerçekten herkesin durumu Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi iyi mi? Ya da şöyle sorayım: Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunun durumu, Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği kadar iyi bir hayat mı yaşıyor? Bence Recep Tayyip Erdoğan kendisine ve saray efradına bakarak bunları söylüyor. Sarayda görünen tablo bu. Meclis’te görüştüğümüz bütçe içinde yardım yok size, destek yok, üretimi teşvik yok, istihdam sorununa çare yok; bir tek şey var: Sarayın sıkıntıya düşmeyeceği konularda beşli çete için, geçmediğimiz yollar için, geçmediğimiz köprüler için bir bütçe oluşturuluyor ama bu bütçede her şey var onlar için, bir tek şey yok, millet yok. Biz size geldiğimiz zaman yoksulluktan, açlıktan bahseden değerli insanlarımız. Sen mi doğru söylüyorsun Recep Tayyip Erdoğan, vatandaş mı doğru söylüyor? Bakın bu vatandaş patates fiyatını geçen yıla göre yüzde 70 pahalı alıyor. Tavuğu yüzde 68, domatesi yüzde 62, patlıcanı yüzde 67… Peki bu vatandaş mercimeği yüzde 51, nohutlu yüzde 46 zamlı alıyor.
MİLLET AKIL DEĞİL DESTEK BEKLİYOR
Karakışta, Kemal Kılıçdaroğlu ‘kara kış fonu’ öneriyor, Emine Erdoğan ne diyor? ‘Alacaklarınızı hesaplı alın. Alışverişe çıkarken tok karına çıkın’ diyor. Onlar milyonlarca liralık gelirleriyle, milyarlarca liralık varlıklarıyla vatandaşa akıl veriyorlar ‘alışverişe çıkarken tok karnına çıkın’ diye. ‘Çocuklarınızı yanınızda götürmeyin’ diyor. ‘Götürürseniz onlar alışverişinizi etkiler’ diyor. Peki, Enerji Bakanı ne diyor? ‘Kombinizi de kısın’ diyor. Şimdi ben buradan soruyorum milletimin gözünün içine baka baka: Sizce bunlar 1000 odalı sarayın kombilerini kısıyorlar mıdır? Sizin ödediğiniz vergilerle, masraflarını karşıladıkları saray giderlerinde tasarrufa gidiyorlar mı? Onlar için milletin açlığı, yoksulluğu itibar değil ama cumhurbaşkanının sarayı, arabaları, uçakları itibar ve oradan asla tasarrufa gitmiyorlar. Emine Erdoğan kürsüye çıkıyor, size ‘tok karnına gidin alışverişe’ diyor. ‘Çocuklarınızı götürmeyin’ diyor. Size akıl veriyor. Enerji Bakanı diyor ki, ‘kombinizi kısın’ diyor. Size akıl veriyor; akıl verenler bir eli yağda, bir eli yağda balda yaşıyorlar ve sizin gözünüzün içine baka baka Recep Tayyip Erdoğan diyor ki size: ‘Siz toksunuz, yalan söylüyorsunuz. Siz araba alıyorsunuz, yalan söylüyorsunuz. Siz telefon alıyorsunuz, yalan söylüyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti’nde aç olan kimse yok’ diyor. Hatta bir milletvekili ‘kuru ekmeğe muhtaç ettiniz’ dendiğinde, ‘iyi ya, kuru ekmek buluyorlar ya’ diye serzenişte bulunabiliyor. ‘Demek kuru ekmek yiyebiliyorlarsa aç değildir’ diyebiliyor.
CUMHUR İTTİFAKI MİLLETLE DALGA GEÇİYOR
Cumhur İttifakı vatandaşla dalga geçiyor. Cumhur İttifakı vatandaşı küçümsüyor. Neden? Çünkü Cumhur İttifakı şöyle düşünüyor: ‘Biz bu millete ne yaparsak yapalım, yani bu ülkenin bütün değerlerini yabancılara satalım, bu millet bize oy verir’ diye düşünüyorlar. Şöyle düşünüyor Recep Tayyip Erdoğan: ‘Ben ne kadar bolluk içerisinde yaşarsam yaşayayım, millet ne kadar fakru zaruret içerisinde ezilirse ezilsin, o millet bana gene oy verecek. Ben gene yemeye, içmeye, yaşamaya devam edeceğim’ diyor. Şöyle düşünüyorlar: ‘Biz Tank- Palet Fabrikasını Ethem sancağı verip, peşkeş çekip 480 milyon doları alıp kaçmasına göz yumarak ama vatandaşımız bizi oya boğmaya devam ederler, bizi tekrar iktidar yaparlar” diyor. Onun için onların güvendikleri kendi politikaları değil, onların güvendikleri, “biz ne yaparsak yapalım, vatandaş bize oy atacak’ anlayışıdır. Oysa vatandaşın artık hali kalmamıştır. Sıkıntı büyüktür. Bir kere daha söylüyoruz: Eğer bu önümüzdeki kış gününde, kış günlerinde doğalgazla ilgili Enerji Bakanı’nın söylediklerini dinleyerek bu kışa girersek, gıda ile ilgili Tarım Bakanı’nın söylediklerini dinleyerek girersek ya da Emine Erdoğan’ın; bu kış millet için zor, saray için refah içinde geçecek. Bu bütçe sarayın kendi bütçesini ayarlayacak ama milletin bütçesine vergiler yükleyecek, milleti çaresiz bırakacak. O yüzden sevgili vatandaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiğimiz bütün milletvekilleri, bu ucube sisteme rağmen muhalefetteki bütün milletvekilleri, bu ucube sisteme rağmen Bütçe Komisyonu’nda Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız sonuna kadar millet için direniyorlar. Onların en büyük güvencesi, milleti. Onlar milletinin şu anda ne halde olduklarını biliyorlar. Bu önümüzdeki ay sabaha kadar bütçe komisyonunda görüşülen konuları Genel Kurul’da milletimiz adına savunmaya devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki, bu yüce millet kendisine sahip çıkacaktır, çocuklarına sahip çıkacaktır, ülkesine sahip çıkacaktır ve 19 yıldan beri süregelen bu kandırılmışlığa karşı bu yüce millet artık bu iktidara hayır diyecektir.”