Belçika denilince ilk akla gelen Manço ailesidir.
Değerli sanatçımız Barış Manço’yu rahmetle anıyorum.
Kedisini vefatından iki ay önce Brüksel’de Sablon antika pazarında
görmüş ve kısa bir sohbet etmiştik. Sonrasında Hakk’ın rahmetine
kavuştu. Bütün sevenlerini yasa boğdu.
Savaş Manço, Barış Manço’nun ağabeyin vatan sevgisi, insan sevgisini
burada ne kadar anlatsam yetersiz kalır.
Savaş ağabey ile birçok toplantılarda bir araya gelip sohbet ederdik.
Sevimli, cana yakın, alçak gönüllü bir beyefendi olarak Barış kardeşi
gibi gönlümüzde taht kurdu.
Çok fotoğrafı vardı. Arşivleri karıştırdım bir türlü resimleri
bulamadım. Üzüldüm. En son Brüksel’de Kuvayı Milliye Ruhu adında
düzenlemiş olduğumuz konferansta eski Devlet Bakanımız Sayın Sadi
Somuncuoğlu ve eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Sayın Prof. Dr. Yusuf
Halaçoğlu konferansımıza geldiğindeki resmi bulabildim.
Konferans bilgisini kendisine ilettiğimde kesinlikle geleceğini
söyledi ve konferans yerine geldiğinde konferansçıları salondan içeri
alıyordum. Telefonla aradı ve tam o sırada kapı önünde arabasıyla
durdu. Misafirleri içeri arkadaşlar alırken Savaş ağabey: “Ahmet park
bulamadım ne yapayım?” dediğinde oğlum hemen ilgilendi ve özel park
yerine aracını park ettikten sonra konferansa katıldı.
İçeri girdiğinde onu bir sürpriz bekliyordu. Öğrencilik yıllarında
destek olduğu iş adamı Selçuk Bilici’nin yanına oturttum ve çok mutlu
oldu. Konferans arasında sohbeti koyulaştırdılar.
Konferans bitiminde kendisini konuklarımıza taktim ettim. Sohbet
ettiler ve resimleri o sırada çekildi.
Ertesi gün facebook sayfasında şu yorumları yaptı:
“Sabah sabah “İYİ” geldi ‘Baba bizi eversene’ filminden alınan buram
buram insanlık kokan bu konuşma… Yeri geldi, haber vereyim: dün
akşam Brüksel’de, sağolsunlar, İYİ partinin ağır topları sayın Sadi
Somuncuoğlu ve sayın Yusuf Halaçoğlu binlerce kilometre yoldan gelip
bizlere “Kuvay-ı Milliye Ruhu” konulu ve buram buram insanlık kokan
çok başarılı bir konferans verdiler: kendilerine, İYİ parti dava
arkadaşlarına ve bu toplantıya aracı olan dostlara candan teşekkür
ederiz. Beni ayrıca mutlu eden bir olay da dün orada bulunan konuşmacı
ve dinleyicilerinin türlü nedenlerle, kardeşim Barış Manço’yu anmaları
oldu. Herkese sevgilerimle.”
Konferanstan sonra defaten telefonla görüştük.
Diğer konferanslarımıza maalesef rahatsızlığından dolayı gelemedi.
Telefon açtı özrünü beyan etti. Yine bir sohbetimizde görüşelim sohbet
edelim, demişti, ben kendisini davet ettim: “Biraz iyileşirsem mutlaka
ailecek misafirin olurum.” Demişti.
Sonrasında sosyal konularda çok faal olan soyadına yakışan ve
Belçikalılarca sevilen oğlu Altay Manço ile yazıştık ve Fransızca
olarak yazmış olduğu kitabını imzalayıp postayla bana gönderdi. Bende
kitaplarımdan birisini göndermiştim.
Altay Manço ile son görüşmemizde babasının rahatsız olduğunu
iyileşince birlikte davet ettim. Nisan ayı gibi misafirim olacaklardı.
Bu konuşmadan sonra Savaş ağabeyi aradığımda rahatsızlığı geçerse
mutlaka geleceğini ve konuşacağımız çok şey var demişti.
Bazen benim paylaşımlarımı takip eder özelden çok önemli bilgiler verirdi.
Sabah kalktığımda telefonumda değerli iş adamı Selçuk Bilici’nin
mesajı vardı. Savaş ağabeyi kaybettiğimizi yazıyordu. Ardından
oğullarım da onu çok severlerdi onlarda bana mesaj attılar ve çok
değerli bir insanı kaybetmenin hüznüyle efsane isim ile olan
hatıralarım gözlerimin önüne geldi.
Korona sebebiyle evden ayrılmıyordum. Brüksel’e gitmem gerekiyordu ve otomobile biner binmez müzik açıldı ve tesadüf Barış Manço duygulu sesiyle yüreğimi yine burktu.
Bir müddet otomobilde hareket etmeden durdum. Duygularım gözlerimin
buğulanması ve güzel insanın güzel ata binip uzaklara gitmesi…
Seni ve Mançoları asla unutmayacağız, unutulmazsınız efsaneleştiniz,
mekanınız cennet olsun güzel insanlar.
Ahmet Aytaç yazıyor