Sayın Sedat Peker,
Son bir ayda sosyal medyada yayınladığınız beş videoyu milyonlarca kişi gibi ben de izledim.
Size yapılan türlü suçlamalar ve bunlara karşı sizin yapmış olduğunuz sarsıcı savunmalar üzerinde duracak değilim. Bunu şu anda yapan onlarca gazeteci, televizyon yorumcusu bulunmaktadır.
Sayın Sedat Peker,
Bir türküde ya da bir şarkıda belirli aralıklardan sonra tekrarlanan bölüme “Nakarat” denilir.
Sizin beş videoda yapmış olduğunuz konuşmaların tümünde de şu ‘Nakarat’ yer almaktadır:
Biz bu vatanın fedaileriyiz!
Biz bu vatanın serdengeçtileriyiz!
Biz bu vatanın delileriyiz!
İşte, bu mektubumda sizin bu Nakarat bölümünüzü irdeleyeceğim.
Sayın Sedat Peker,
Son 35 yılda, Özelleştirme adı altında, Vatanın Varlıkları, yani Türk Milletinin birikimleri ve zenginlikleri yabancı-yerli şirket ve kişilere satıldı.
Vatanın yer altı ve yer üstü madenleri yağmalanırken siz kimlere FEDAİLİK YAPIYORDUNUZ?
Vatanın fabrikaları ve işletmeleri yabancı ve yerli kişilere peşkeş çekilirken siz kimlere karşı SERDENGEÇTİLİK yapıyor, yani Kelle Koltukta savaşıyordunuz?
Bodrum’da Yalıkavak Yat Limanı’na Mehmet Ağar’ın “çökmüş” olduğunu iddia ederek uzun uzun hesap soruyorsunuz. Peki, vatanın tüm limanlarına yabancılar “Çökerken” görünür bir DELİLİK yaptınız mı, yani vatanı delicesine sevdiğinizi dosta da düşmana da gösterdiniz mi?
Sayın Sedat Peker,
Vatanın tarım toprakları yabancıların eline geçerken siz kimlerin FEDAİLİĞİNİ yapıyordunuz?
Türk çiftçisinin yerli tohum kullanması yasaklandığında, başta Siyonist İsrail devleti olmak üzere yabancı ülkelerden ithal edilen, DNA’sı değiştirilmiş kısır tohumlar Türk çiftçisine dayatıldığında kimlerin adına SERDEN GEÇTİLİK yapıyor, yani Kelle Koltukta savaşıyordunuz?
Türk bankaları birer birer yabancıların eline geçerken, vatanın DELİLERİ olarak ortaya çıktığınızı gören oldu mu?
Sayın Sedat Peker,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin malı, yani Türk halkının varlıkları Konya Şeker Fabrikasına, Amasya Şeker Fabrikasına, Kütahya Şeker Fabrikasına ve Adapazarı Şeker Fabrikasına, sizin deyiminizle, ÇÖKTÜLER!
Neden o zaman, “Biz bu vatanın fedaileriyiz” deyip ortaya çıkmadınız?
2003 yılında, Türk halkının malı olan dev kuruluş Petkim’e ÇÖKTÜLER!
Biz bu vatanın serdengeçtileriyiz diyerek ayağa fırlamanız gerekmez miydi?
Haziran 2003’de, Türkiye’de en çok ciro yapan, en çok para kazanan ve devlete en çok vergi veren, her yıl Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde birinci sırayı alan, 4 bin işçinin çalıştığı, Türk halkının malı, dev kuruluş Tüpraş’a ÇÖKTÜLER!
Biz bu vatanın delileriyiz, Vatanımızı deliler gibi severiz, varlıklarımızı kimseye kaptırmayız deyip neden ortaya çıkmadınız?
Sayın Sedat Peker,
Şubat 2019’da, yani bundan iki yıl önce, “VATANI SATANLAR” adlı kitabım yayımlandı.
Bu kitabımın kapağında 76, içinde ise yaklaşık 300 Vatan Satıcısının adı bulunmaktadır.
Toplam sayıları yaklaşık 400’ü bulan bu kişiler sıradan kişiler değildir! Bu kişiler Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı ve Bakanlık yapmış kişilerdir.
Devletimizin en üst yönetiminde bulunmuş bu kişilerin birer Vatan Satıcısı olduğunu doğruluğu tartışmasız BELGELERLE ortaya koydum.
Sizin saygıda kusur etmediğiniz Devlet Bahçeli, kitabımdaki kişilerden biridir!
Sizin ağır biçimde suçladığınız Mehmet Ağar, Berat Albayrak ve Süleyman Soylu, kitabımda adları geçen Vatan Satıcılarıdır!
Sayın Sedat Peker,
Kitabımda adları Vatan Satıcıları olarak geçen dört eski bakan Yargıya koştular: Namık Kemal Zeybek, Abdüllatif Şener, Sadettin Tantan ve Rıfat Serdaroğlu.
Bu dört eski bakan Yargıdan şunları talep ettiler: Kitabın baskısı hemen durdurulsun, ülke genelinde kitaplar toplatılsın ve kitabın yazarı hapse atılsın!
Sonuç ne oldu biliyor musunuz? Yargı tüm iddia ve talepleri REDDETTİ.
Ancak bu kişiler bağlantılarını kullanarak kitabımın dağıtımını ve satışını engellemeye çalıştılar, bu çabaları sürmektedir…
Sayın Sedat Peker,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Recep Abi” demektesiniz.
Kişiler arasındaki dostluklara elbette karışma hakkım yok.
Ancak size, “Recep Abiniz” hakkında biraz bilgi sunmak isterim.
Vatanı Satanlar kitabımda kendisine 25 sayfa ayırdım, sattığı vatan varlıklarının listesi o denli uzun yer aldı!
Şimdi size sormam gerekiyor: Vatanın Varlıklarını satan “Recep Abinizin” karşısına dikilebilir misiniz, ‘Ben bu vatanın fedaisiyim’ deyip ondan hesap sorabilir misiniz?
Çok önemli bir konu daha var:
Dünyadaki en büyük, en zengin Bor madenleri Türkiye’dedir. Başta Amerika olmak üzere çok sayıda ülkenin gözleri Bor madenlerimizdedir.
Bakın ne oldu: Bor madenleri, Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Fonun başında da Recep Tayyip Erdoğan var! Sizin dilinizle söyleyeyim: Bor madenlerimize “Tayyip Abiniz” ÇÖKTÜ! İstediği zaman, istediği kişilere, istediği fiyata satabilir!
Bu çok önemli konuyu da “Vatanı Satanlar” kitabımda, ayrı bir bölümde, belgeleriyle okurlara sundum.
Bu konuda size sorum şu olsun: “Tayyip Abiniz” bu Vatanın, bu Milletin varlığı olan Bor madenlerini yabancılara satmaya kalkışırsa, bir Vatan Fedaisi olarak, bir Vatan Serdengeçtisi olarak, bir Vatan Delisi olarak, karşısına dikilebilecek misiniz?
Sayın Sedat Peker,
Kişinin aynası, yaptığı işlerdir, söylemleri değil!
Söylemleriyle tozu dumana katan, vatanseverliği, milliyetçiliği kimseye bırakmayan bir kişiye hemen inanıp kanar mıyız, yoksa dönüp somut olarak ne yaptığına, ortaya ne tür yapıtlar bıraktığına mı bakarız?
İşte, ben öyle yapıyorum.
Söylemlerinizdeki Nakaratı ele alıyor ve Vatanımız Satılırken neden ‘Vatanın fedailiğini’ yapmadığınızı soruyor, sorguluyorum!
Vatanın Varlıklarına yerli ve yabancılar ‘çökerken’ niçin ‘vatanın serdengeçtisi’ olduğunu göstermediğinizi soruyor, sorguluyorum!
Vatanın Varlıkları birer birer yerli ve yabancı sömürgecilerin eline geçerken neden ‘vatanın delisi’ olduğunuzu haykırmadığınızı soruyor, sorguluyorum!
Sayın Sedat Peker,
Siz, konuşmalarınızda şu iki kavrama, haklı olarak, çok önem veriyorsunuz: Dürüst olmak ve Namuslu olmak. Size suç atanlara, tüm karşıtlarınıza “Dürüst olun!”, “Namuslu olun!” diye parmak sallıyorsunuz.
Şimdi ben de size, ama parmağımı sallamadan uygarca sesleniyorum:
Dürüst olun, namuslu olun!
Siz bugüne kadar ne bir vatan fedaisi, ne bir vatan serdengeçtisi ne de bu vatanın delisiydiniz!
Siz, adlarını kitabımda verdiğim bazı VATAN SATICILARINA, türlü biçimlerde UŞAKLIK yapmış bir kişisiniz!
Henüz 50 yaşındasınız, yani gençsiniz.
Eğer bundan sonra dürüst ve namuslu davranırsanız gerçek bir vatansever olamaz mısınız?
Ben, kişilerin geleceği hakkında her zaman olumlu düşünmeyi yeğlerim…
Yılmaz Dikbaş
19 Mayıs 2021, Çarşamba