Söz hem çok şeydir hem de hiç birşey.Sözü pratiğe yani davranışlara ve karaktere giydirmek bir devrimdir.
Söyledikleri kadar çalışkan,
söyledikleri kadar dürüst,
söyledikleri kadar sistemden faydalanamayan,ülkede yaşayıp,
Faydalandığı sisteme sırtını dönen,söyledikleri kadar da yürekli olsalardı zaten tüm sorunlarımız hallolurdu.Söylediğini yaşamayan,
uygulamayan,ruhuna giyinemeyen insancıklardan oluşan bir toplum, riyakarca yaşar,cahilce ölür..İnsanın hası özü ile sözünü bir ederek,kim olursa olsun acısını içinde hissederek tek bir yüzle varolandır.. İlkelerini kişiye göre,duruma göre inanca göre,çıkara göre çiğnemeyendir. İlkelerini çiğneyen kendini çiğner öncelikle.
Kendini çiğneyen biri de başkalarının paspasıdır.
İlke nedir mi?
İlke vicdan ve adalet duygusudur.
İlke vicdanın bağımsızlığıdır.
İlke amasız konuşmaktır.
İlke hakikatten kopmamaktır.
İlke kararlılık ve tutarlılıktır.
İlke acıyı sevinci yerinde paylaşmaktır.Pratiği olmayan bilgi bir hiçtir. Bilinç ile buluşmayan bilgi, davranışlara giyinilmeyen sözdür yalnızca.Sözü ile davranışlarının bütünlüğünü kazanamamış olanlar hayata karşı her zaman yeniktir. Kendini yenememiştir çünkü.Hani derler ya seni sen değil,bırak başkaları övsün..Biraz insanlıktan nasibini almışsan ki bu da bir şanstır!
O zaman ne kendini satmaya nede iltifata ihtiyacın kalır…Anam rahmetli derdi ki;Pamuk şekeri kendini çok beğenir ama kıçında ki çubuğu unutur..Senin ki de o hesap ne diyelim!!!
Ama acıyı,sevinci paylaşan,alın teri için yola çıkan herkesin yanındayım.
Ben siyasi rakiplerimizi bile siyasetle yenmek isterim.Bazılarının aksine; inançları, görüşleri benden farklı olan insanların ölmesinden ya da hastalanmasından da keyif almam.
Ne olursa olsun, insan ve vicdan!!!
Zuhal Kayhan yazıyor
Ne olursa olsun, insan ve vicdan!!!
Zuhal Kayhan yazıyor