Tarikatlar, Cemaatler gölgesinde AKEPE?..

Bu günlerde, ülkemiz gündeminde ön plana çıkan, (sözde) din adamları görüntülerinden sonra,

aklıma, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed zamanında ; “Ya Muhammed…Bu bir tane mescit, artık çoğalan cemaate cevap vermiyor. Bir tane daha açalım,” diyenlere, kuşkuyla, “Peki” dedikten sonra, açılan mescidin, fitne ve fesat yuvasına dönmesinden sonra ise, “Yıkın..! Bu, Küfre Hizmet Eden Mescidi” diyerek yıktıran, Peygamberimizin Mesci-i Dırar dediği, cami aklıma geliyor…

*

Acaba diyorum, o günler, bugünlerde, gelinen ve yüce dinimize zarar veren günleri mi işaret ediyor..?

*

Nitekim, çevremde yaşadıklarım, gördüklerim ve duyduklarımla, Mescidi Dırar’a dönüştürülmek istenen camilerimiz ve İslam Dinini, iktidar gücünü korumak, ilelebet sürdürmek amacıyla, her türlü desiseyi, fitne fesadı kullanarak, sürdürmek isteyen Muaviye, oğlu Yezid ve şehit edilen Peygamber efendimizin göz bebekleri torunları Hasanla Hüseyin’in katledilmeleri aklıma geliyor…

*

Ve bugün, Atatürk ve silah arkadaşlarının, canları pahasına, bizlere teslim ettiği, “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin,” devletine, iktidarına, bakanlıklarına, önemli kurumlarına Jandarmasına bile sızmaya çalışan,dünün Fetullah Hoca Efendisi, bu günün ise (Fetö) olmuş mevzilerine,Menzil tarikatı diye bir tarikatın egemen olduğunu, üzülerek de olsa, Türk Milleti görüyor…

*

Millet, geçmişte, halkının uyutulmaya çalışılmasına karşı, korkusuzca karşı duran, başta rektör ve aydın bilim

insanlarının yerine, bu gün akıl havsalamızın almadığı düzeyde, çapsız, biat kültürü ürünü rektör ve

profesörlerini de, ibretle seyrediyor…

*

İşte sizlere, buz dağının, görünen yüzünden, bir kaç örnek… Harran Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ramazan Taşaltın denilen zat diyor ki ; “İslami olarak, Cumhurbaşkanına itaat etmek, farz-ı ayındır. Karşı gelmek de,

harpten kaçmak manasında haramdır.” safsatasını, çekinmeden söyleyebiliyor…

*

Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Gönüllü de ; “Peygamber efendimiz, yabancı bir kadınla tokalaşmanın, ateş tutmaktan daha korkunç olduğunu, haber vermiştir.” yalanını, hadis diye, söyleyebiliyor…

*

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Ahmet Ağırakça diyor ki ; “Rektör ve akademisyenler için

kep değil, sarık daha uygundur.” “Erkeğin arzusunu yerine getirmeyen kadın, Allah’a isyan etmiş sayılır. Mürtedin (Dinden ayrılan)cezası, eğer, tövbe etmezse ölümdür” diyebiliyor, utanmadan, sıkılmadan…

*

Süleyman Demirel Üniversitesinde Profesör olan Ahmet Faruk Özdemir ise ; Sosyal medya üzerinden Suna Varol

isimli kadına ; “Senin zihniyetindeki kızlar, senin zihniyetindeki öğretmenler tarafından, üniversiteye gelene kadar, ortaokul ve lisede, patlatılarak geliyor ve hiç dile getirilmiyor.Bir düşün bakalım.”diyebiliyor…

*

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde Profesör olan Atilla Girgin denilen ucube ise, kıyafetini beğenmediği

öğrencilere şöyle sesleniyor. “O…musun,pavyon mu burası?”

*

Ve, bütün bu rektör ve prof. ünvanlı (Sözde) bilim adamları, “Tek Adam Rejimi” tarafından bilerek, isteyerek, kasten bu görevlere getirilmişler ve görevlerini sürdürüyorlar… Kısaca ; Tarikat ve cemaatlerin gölgesindeki

AKEPE,”Ne istedin de vermedik” yalvarmalarıyla Okyanus Ötesinden büyük bir aşkla çağırdıkları Fethullah

Efendi lastiği patlayınca, bugün de, Halfeti, Rufai, Melami, Menzil gibi tarikatlar ile, “Durmak Yok, Yola Devam” derken, “Cumhuriyetle ve Kemalist devrimle” hesaplaşmasına ve 150 yıllık modernleşmeye itirazını, Cumhurbaşkanlığı sözcülüğü gibi en üst mevkilerden, hem de, yüksek sesle söylemeye devam etmektedirler …