Fikri Sağlar : “Türbanlı bir hâkimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var,” diye konuşmuş; gördüğü haklı tepkiler karşısında da, “Türban ile ilgili eleştirilerim herhangi bir inancı aşağılamaya ya da küçük düşürmeye yönelik değil, türbanı kullanarak İslam dinini siyasal amaçlarına alet edenlere yöneliktir. Sözde “özgürlük sembolü” haline gelen türban, ne Kur-an’da ne de İslamî gelenekte yeri olmayan bir ideolojik simgedir,” diye bir açıklama yapmış.
Bizden dediğimiz kişiler öyle bir konuşuyorlar ki zannedersiniz, İslam dinini siyasal amaçlara âlet etmenin tek aparatı türbandır. Türban ortadan kalksa; misal Kur’anda türbanın yeri olmadığı iddiası bütün İslam âleminde kabul görüp,bütün müslüman kadınlar başını açsa sorun ortadan kalkacak. Peki badem bıyıkları, çember sakalları ne yapacağız??? Kafanın dışında değil, içinde ne olduğudur önemli olan… İçi aynı kaldığı sürece, dışına istersen en modern Fransız şapkaları tak; sonuç değişmez. Tıpkı o dine inanan milyonlarca insan için başını örtmek inancının gereği olarak kabul gördüğü sürece,senin Kur’an’da yeri yok falan fişmekan diye ferman buyurmanın hiçbir anlamı olmadığı gibi…Kendininkine karışılmasını istemiyorsan, kimseninkine karışmayacaksın. ‘’Sen benim mini eteğime laf söyleyemezsin; ama ben senin başörtüne istediğim zaman dil uzatırım,” demek,en hafif tabirle hadsizliktir.. Neymiş efendim, türban siyasal İslamın sembolüymüş de onun için başörtülü bir kadın hâkim gördüğünde âdil yargılanacağından şüphe duyuyormuş..kimse kusura bakmasın. Isıtıp ısıtıp bu mevzuyu gündeme getirmeleri ise tam bir acizliğin ve aptallığın göstergesidir.Öyle bir acizlik ve aptallık ki güdük zihinleri bir türlü yaşananlardan ders çıkarmalarını, bu tür söylemlerin ne kadar ters teptiğini anlamalarını sağlayamıyor; asla tam bir özgürlük fikriyle rabıta kuramıyorlar…
Yazık!..