Türkiye’de enflasyon çeşitleri!?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Önce kısaca sizlere enflasyonun tanımını yapayım. Sonra da ülkemizdeki enflasyon çeşitlerini anlatayım.
Yazımın sonunda size uyan çeşidi seçersiniz.
Kısaca enflasyon: bir ülkedeki mal ve hizmet fiyatlarının sürekli artmasıdır.
Bizim ülkemizde 1950′ lerden sonra, bu terimle tanıştık.
1970′ lerde ise alıştık.
Sonra mı?
80′ lerden bu yana ise, zamsız yaşayamaz duruma getirildik!. .
Enflasyonun diğer adı da zamdır.
Peki enflasyon oranını ülkemizde nasıl ve kim belirliyor?.
Enflasyon ortalama fiyat artışlarının hesaplanması ile belli olur. Tabi bu artış olan kalemler halkın sıklıkla kullandığı mal ve hizmetlerden olmalıdır. Biz de bu oran halka açıklanırken, halkın hiç kullanmadığı mallar baz olarak alınır. Gerçek rakamlar asla açıklanmaz. Çünkü gerçek rakamlar açıklanırsa, maaşların da bu oranda artması gerekmektedir.
Ülkemizde iki tür enflasyon vardır.
Milletvekili, bakanlar ve cumhurbaşkanının maaşlarına yapılan artış oranı, pazar, marketlerdeki fiyat artışları, akaryakıt istasyon fiyatları, doğalgaz, elektrik, su, internet fiyatları, kamu hizmet ve değerli kâğıtlardaki yükselişler, cezalar.
Bunlara bakarak gerçek enflasyon oranını hesaplayabilirsiniz?.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) halka açıkladığı enflasyon ise; siyasilerin bütçe açıklarını kapatmak için, yani halkı aldatmak için ortaya attığı gerçeği yansıtmayan rakamlardır.
Amaç, halkın sömürülmesi ve sömürünün çaktırmadan yapılmasıdır.
Aslında, halk yaşarken bunu çok iyi hisseder.
Ama hâline şükretmeyi de diyanet vasıtası ile öğrenir.
Bu sayede sakinleşir.
İsyan etmez.
Kadere iman etmek zorundadır.
Sürekli, “uçuyoruz.
Geliştik.
Dünya bizi kıskanıyor”.
Ya da 70 yıldan beri “gelişmekte olan ülke” adı verilerek, halka umut pompalanır.
Ama her defasında hayal kırıklığına uğrayan Türk halkı, son umut olarak dini bir partiyi tercih etmiştir.
Ama daha büyük bir yanılgıya düşmüştür.
Gidişat çok kötüdür.
Enflasyonun yanında yeni tür vergiler icat edilerek, 18 yılın israfı halkın sırtına bindirilmektedir.
Tabi haklı olmanın, uyarmanın hiç bir önemi yoktur.
Benim gibi düşünenler zararlı kimselerdir.
Halk  ve de partiler bizim gibi düşünüp, uyaranları tehlike olarak görür.
Dediklerimizi içten onaylasalar bile, nedense tercihlerde işlerine gelmez.
Halk sürünmeye bayılır.
Zamsız bir yaşam onlara, onlar için ölüm demektir.
Ne yapalım, bu onların tercihi!?.
Her türlü tehlikeyi göze alarak bu işi yapıyoruz. Ama sonuç alamıyoruz. Bir imamın vaazı bile bizim söylemlerimizden daha fazla dikkate alınıyor.
Sosyal medya da bile sadece din tartışılıyor.
Uyanacağınız günleri görmek dileği ile uzaklardan selamlar yurduma!..
Erdal Bıçakcı /Porto/Lizbon 4 Kasım 2019

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Türkiye’de enflasyon çeşitleri!?