ÖLÜMDEN ACIDIR
“YALNIZ” ÖLMEK!…….
Bakın, köylerde kimse yalnız ölmez!
Mega kentlerde ise…
Öldüğünden gün geliyor, kimsenin haberi bile olmuyor…
Apartman yaşamı komşuluğu tarihe gömdü…
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanlarındaki gibi…
Pencereden pencereye…
“Huuu Aysel, n’apıyorsun?” diyen yok artık…
Oğlunun eline bi’fincan tutuşturup…
“Git, Emine Teyze’nde şeker varsa biraz versin!” diyen…
Apartman sakini de kalmadı…
Aslında o bi’fincan şeker bahane…
Komşu iyi mi, tuvalete giderken düşmüş filan olmasın…
Dümenidir o…
Yalnızlık acı kaderdir…
Ama…
Yalnız ölmek, ölümden de acıdır…
Sonbahar ya…
Yeşilçam Çınarı’ndan yapraklar dökülüyor habire…
Türk Sineması’nda…
Esas oğlanın sadık dostu rollerinde…
Sevecen tiplemesiyle…
Milyonların sevgilisi olan Süleyman Turan…
83 yaşında…
Yapayalnız öldü…
İşin en acı yanı…
Ünlü aktörün kalp krizinden hayatını kaybettiği…
İki gündür…
Kapıdaki gazeteleri almadığı için…
Şüphelenen komşularının polisi aramasıyla ortaya çıktı…
Çilingir geldi, kapı açıldı…
Polisler ve komşuları “Süleyman Abi”nin cesediyle karşılaştı…
Cenaze evden çıkarılırken…
Komşularından biri şöyle dedi:
“En son bir hafta 10 gün kadar önce görüşmüştük…”
Neden “komşuluk sizlere ömür” dedim, işte bundan!
Kader, bazen ağlarını çok garip örüyor…
Yakınlarının dışında pek kimseler bilmez…
Yıl; 1970…
Neredeyse 50 yıl önce…
Seyahat etmeyi çok seven Süleyman Turan…
Hawaii’ye giden uçağı 15 dakika geciktiği için kaçırıyor…
O uçak iki saat sonra Büyük Okyanus’a çakılıyor…
Kurtulan olmuyor…
Ne garip di’mi?
Yarım asır önce Azrail’e çalım atan ünlü aktör…
Dünyaya gözlerini açtığı İstanbul Kadıköy’deki evinde…
Yapayalnız ruhunu teslim etti…
Aslında, şunu da bilenlerin sayısı azdır…
Süleyman Turan…
Bir Kore Gazisi’dir…
Yedek subay olarak askerlik yaparken Kore Savaşı başlamıştı…
Gönüllü olarak Türk birliğine katıldı, Japonya’ya gitti…
Kader bu ya…
Aklından artistlik geçmeyen bir genç düşünün…
Japonya’da bir gece kulübüne gidiyor ve…
Sular, seller gibi İngilizce konuştuğunu gören yönetmen…
“Şu bar sahnesini seninle çekmek istiyorum” diyor…
İşte bak!
Dönüyor Türkiye’ye…
Üçüncü sınıfta ara verdiği…
İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi bölümüne devam etmiyor…
Çünkü, aklı-fikri tiyatroda…
Bir oyunda küçük bi’rol buluyor…
Ancak hayatını da kazanması gerekiyor…
At yarışlarında bilet satmaya başlıyor…
O tarihlerde (1963) Ses Dergisi “Sinema Yıldızı” yarışması açıyor…
Balıklama dalıyor…
Ajda Pekkan ve Ediz Hun birinci seçiliyor…
Yarışmanın hatırına…
“Sayın Bayan” filminde minik bir rol veriyorlar…
Matrak bi’şi daha var…
Afişe sığmaz diye…
Gerçek soyadı “Başturan”ı kısaltıp “Turan” yapıyorlar…
Biz O’nu bugüne kadar hep…
Bu yüzden “Süleyman Turan” olarak tanıyıp, sevdik…
52 yıl boyunca durmadan film çekti…
Sanat hayatı boyunca bi’kez olsun…
Esas Oğlan, yani “jön” rolü yakalayamadı ama…
Biri Adana Altın Koza’da…
Diğeri Antalya Altın Portakal’da…
“En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini topladı…
“Dikkat Kan Aranıyor” filmindeki…
Akıl hastanesinden kaçan deli rolündeki performansı…
Türk Sineması’nda…
Hala “Oscar”lık rol olarak konuşuluyor…
70′li yılların ortasında…
Yeşilçam’da seks furyası başlayınca…
Tasını tarağını topladı, köşesine çekildi…
Dergi ressamı olarak ekmeğini taştan çıkardı…
Yıllarca çizgi romanları gazetelerde yayınlandı…
Mizah dergisi Akbaba’da karikatürleri baş tacı oldu…
Film afişleri çizdi, kitapları resimledi…
Durmadan senaryo yazıyordu…
Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinden…
“Dönme Dolap”, “Baş Belası” ve “Sevgili Dayım”ın senaryolarında…
Süleyman Turan imzası ışıldar…
Bitiriyoruz…
Görün bakın, bugün cenazede herkes…
“O’nu çok arayacağız” diyecek…
Ben de diyorum ki…
“Eee, arasaydınız o zaman… Arasaydınız da böyle sessiz ve kimsesiz veda etmeseydi sevenlerine…”
Şimdi…
Yüzlerce Türk filminde…
Esas kızların hiç aşık olmadığı iyi adama veda zamanı!
Işıklar içinde uyusun…
Alman edebiyatçı goethe der’ki “Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay… Halbuki yaşanması o kadar zordur ki”…
#BüyükSanatçıSüleymanTuranAnısınaSaygıyla
Paylaşım; Mehmet Şerif