Kanserin nedeni sadece sigara değildir.
Bunun en büyük nedeni: gözünü kâr hırsı bürümüş üreticilerdir.
Endüstriyel ve tarımsal alanda üretim yapan tüm firmalar, denetimsizliğin vermiş olduğu rahatlıkla halkın kanser veya diğer hastalıklara yakalanmasına neden olmaktadır.
Yaptığımız tarımsal ihracatın bir bölümü aşırı ilaç kalıntısı bulunması nedeni ile yabancı ülkeler tarafından geri yollanmaktadır.
Peki geri gelenler imha mı ediliyor?
Asla!.
İç piyasaya sürülüp satılıyor.
Ekonomik olarak çaresizlik içindeki halkımız ise ucuz ne bulduysa alıp, yiyor. Yediklerimizin zehir olduğu ancak ani zehirlenmelerde ortaya çıkmaktadır. Uzun vadedeki kalıcı rahatsızlıklar ise anlaşılamamaktadır. Kanser türü sinsi hastalıklar hiç belirti vermeden ilerler.
Hiç sigara içmeyen de gırtlak kanseri.
Alkol almayanda siroz gibi hastalıklara rastlanmaktadır.
Hastaneler hastaların çokluğundan panayır yerine dönmüştür. Yoğun bakımlarda yer bulmak imkansız hale gelmiştir. Herkesin evinde genç, yaşlı ilaç depoları oluşmuştur.
Kalp krizi riski 18 yaşına kadar düşmüştür. Hayat pahalılığı mutsuz ve hasta insan sayısını artırmıştır.
Antidepresan ilaç kullananların sayısı inanılmaz boyuttadır.
Ayrıca bir çok kişi hastalığını bilmeden yaşamaktadır.
Şehirlerin betonlaşması, parkların ve yeşil alanların inşaat yapımı için arsaya dönüştürülmesi de halkın sağlığının bozulmasında önemli bir etkendir.
Tüm bu olanların tek nedeni; yönetim ve denetim hatalarıdır.
Her alanda yüksek kâr hırsı ile hile yapan üreticiler, halkı perişan etmektedir. Ülke toptan ruhsal ve bedensel hastadır.
Şayet önlem alınmazsa çok yakında herkes kanser olacaktır.
Bunların gerçek suçlusu halktır.
Zaten herkes birbirini kazıklamaktadır!.
Geleceğimiz çok karanlıktır.
Lütfen biraz dürüst olmaya çalışın.
Her şey para değil.
Çok acil ülkenin değişime uğraması şarttır.
AB ‘ye girmiş olsaydık, bunların hiç biri başımıza gelmeyecekti.
Ama biz yüzümüzü Araplara döndük.
Ve hapı yuttuk!.
Erdal Bıçakcı Porto’dan yazıyor.. 7 Kasım 2019 Lizbon/Portekiz
