Sevgili okurlar,
Türkiye’de, seçimlere de damga vuran ve sandık sonuçlarına da yansıyan gelişmeleri, “sosyal hayatta da, artık rutin rastlanır olaylardan olarak” görmeye başladık!?
İslami değerler ötesinde, belli tarikat ve cemaat söylemlerinden hareket eden ve burada “ülkenin yüzde 99’nun Müslüman olmasından” hareketle, “kendine haklılık payı çıkaranların ayak seslerinin, birçok alanda kendini göstermeye başlaması, gelecek adına endişe yaratmıyor”, değil!
“Günah ve sevap, cennet ve cehennem, haram ve helal” bağlamında olduğu kadar, “giyimden, kuşama, alışkanlıklara kadar birçok alanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarını bile aşındıran, bunlara karşı yeni bir cephe oluşturanların, iktidarın gücünden beslendiğini”, açık ve net ortaya koyuyorlar..
KİM, KİME, DUM, DUMA?
Bu bağlamda Sakarya, “iktidarın kalesi konumunda olmasından fırsat bulan ve bu kalede, yeni kazanımlar elde eden, başta cami, dernek, tarikat ve cemaat yapılanmaları, ortaya koydukları, dini ritüel ve buluşmalar ile kendilerini göstermekte ve bu durum, halk nezdinde de hüsnü kabul” görmektedir!..
Elbette bu yapılanmalar, “yasalara uygun ise, çalışma ve faaliyetler gelecek açısından endişe yaratmıyor, vatandaş nezdinde de kabul görüyorsa”, kim ne diyebilir ki?
Öte yandan, “cemaat ve tarikat ile diğer sivil örgüt yurtları, kurs alanlarının, yeterli bir şekilde denetlendiğini” kim söyleyebilir?
Bu konuda elbette söylenecek, yazılacak çok şey var!
Kim, kime, dum, duma durumun özeti!
SAKARYA KALELERİ OLMUŞ?
Bu çalışmaları Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın düzenli olarak Sakarya’ya gelerek desteklediği, buluşmalara katıldığı, törenlere iştirak ettiğini bilmeyen mi var?
Sakarya’da köşe bucak etkisi yaşama yansıyan, “tarikat, cemaat ve diğer din adı altında çalışma yürütenlerin, kimlerin kol ve kanatları arasında palazlandığını” söylemeye gerek var mı?
Bu konuda bu yapılanmalara, belediyelerin de yardımları, destekleri göz ardı edilebilir mi?.
İktidarın siyasetleri bağlamında, “bu tür merkezlere, Valilik, kaymakamlık denetimlerine ilişkin haberlere” gazetelerde rastlanıyor mu?
PANDEMİYE RAĞMEN, AÇIK KALMADI MI?
“Pandemi”(Korana salgını) döneminde bile, tüm okullar kapatılırken, “Kur’an Kursları” adı altında, küçüklerin, bu alanlarda, bu merkezlerde toplanması serbest bırakılmadı mı?
Yani, o dönemlerde, “Kur’an Kurslarına, korona virüsünün girmeyeceğini savunanların”,sesleri kulaklarımızda yankılanmadı mı?
Şimdi bir kesim hemen, kulaklarını dikerek, “siz Kur’an kurslarına mı karşısınız” diyesi yedir?
Bilenmeli ki, biz Türkiye Cumhuriyeti Devlet yapılanması içinde, “her bireyin, anayasal haklarını irdeler, bu konudaki suiistimallere dikkat çeker, eşit yurttaş, hak, hukuk temelinde, yasaların uygulanmasını” isteriz, bekleriz!
O GÜNLER GEÇTİ Mİ?
“Geçti o günler, o günler çok gerilerde kaldı” diyenlere söyleyeceğimiz, “iflası ilan edilmemiş olan Türkiye Cumhuriyeti yasalarının, uygulanması ve bu görevi yürütenlerin görevlerini layıkıyla yapmasını istemek” olacaktır!
Türkiye’de büyük skandala neden olan ve küçük yaşta evlendirilen bir tarikat ehlinin, 6 yaşından itibaren yaşadıklarının davası hala sürmüyor mu?
Okumadınız değil mi?
Ya da haberiniz yok!
Ya, şu Akyazı Kuzuluk mahallesindeki rezaleti unuttuk mu?
İşte sıcağı,sıcağını Halk 54 sanal gazetesinde yer alan bir haber Türkiye gündemini sarsmaya yetti..
Haberi birlikte okuyalım mı?
76 YAŞINDAYIM!
“Adapazarı’nda yolda gördüğü genç kızın giyimine söz eden yaşlı adam, “Ya ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun” ifadelerini kullanmıştı. HALK54’ün gündeme getirdiği o görüntüler Türkiye’nin gündemine otururken, birçok isim tepki gösterdi.
AYCA TAŞKENT!
Türkiye gündemine oturan o görüntüye bir tepki de CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent’ten geldi.
Twitter’da HALK54’ün videosunu alıntılayan Taşkent, “Kadınların nerede, ne zaman, nasıl giyinecekleri sadece inanç özgürlüğü bağlamında ele alınamayacak kadar kıymetlidir. Haklarımızdan, özgürlüklerimizden vazgeçmeyecek; bu saldırgan eril dile hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Sakarya’daki bu tacizin sonuna kadar takipçisi olacağım. Bütün kadınlara sözümdür” ifadelerini kullandı.”
Bunlar Adapazarı’nda oldu..
ARAMIZDA YAŞIYOR?
Bizim memlekette, yani İran, Afganistan ve diğer ülkelerde değil!
Bunun devamı da şöyle,”99 Depremi oldu, öbür tarafta 45 Bin kişi öldü. 45 Milyon ölse değişen bir şey yok ya” diyen bu adam, ne yazık ki, Adapazarı’nda, aramızda yaşıyor!..
Bunlardan, çokları olsa gerek!?
Ya o minibüse yolcu olarak binen ve tacize uğrayan öğrenci kızımızı unuttuk mu?
Asıl olan,” bu kızımızın giyimi, kuşamı mı, yoksa bu vatandaşın,76 Yaşına gelmesine rağmen, hala nefsini ıslah edememesi ve aklının hala bilmem neresinde” olduğu mudur?
Depremleri, “kızlarımızın giyim, kuşamında arayana şu zihniyete” bakar mısınız?
12 YAŞINDA İNTİHAR?
Son olarak, Şanlıurfa’da, medreseye zorla gönderilen, 12 Yaşındaki erkek çocuğun akıbeti sizleri de üzmüştür!
Resmi bir kurumun uhdesinde olmayan, “bu medreseye gitmek, burada kalmak istemeyen, bu küçük çocuğun yaşamına son vermesi, inşallah yetkililerimizi harekete geçirir, ailelerin dikkatini çeker ve son kurban” olur!
Takibi ve incelenmesi gerek!
LÜTFEN, FARKINDA OLALIM!
Evet, bu konuda sorulması gereken, birçok soru var?
Kime, nasıl, hangi gerekçe ile soracağız ki?
“Tarikatların, bu tip kursların, cemaat yurtlarının, sözde medreselerin, siyasi koruma altında olduğu, dokunulmazlıklarının bulunduğu, işlerin hoşgörü ve tolerans adı altında yürütüldüğü” bilinmiyor mu?
Türkiye, bir yana eviriliyor ama, “o yanı herkesin bildiği halde, sesinin çıkmaması”, hayra alamet değil!
“Sanatçı Melike Şahin’in Bursa konserinin iptal edildiği, diğer bayan sanatçılarımızın tu-kaka edildiği ülkemizde, kadına, küçüklere şiddet ve tecavüzleri..” konu etmeye devam edeceğiz..
Unutmayalım ki, “Birinin özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter” denir!
Lütfen, farkında olalım!
Yusuf Cinal yazıyor,16 Haziran 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.