Aşağıdaki yazı, değerlendirme sevgili Sakaryalı duayen emekli gazeteci Şaban Mergül’e ait.. Akşam Gazetesi’nden emekli olunca, Sakarya’da yaşamını sürdüren Şaban Mergül, kent yaşamını ilgilendiren konularda haber yapıyor, görüş ve düşüncelerini paylaşıyor..
Okuyalım mı?
“40 kere değil 140 kere de yazsan anlatamazsın
Efendim ben bu şehirde iki önemli deprem yaşadım. Biri 1967 diğeri ise 1999 da. Her iki depremin ardından şöyleler başladı, yapılan ise hiçbir şey olmadı. 67 depreminin ardından alınan bir karar ile bu şehre 2 kattan fazla ruhsat verilmeyecekti. Her yerel değişim sırasında çekmek kat, bodrum kat hikâyeleri ile 6-7 katlara ulaşıldı. 99 depremine gelindiğinde neler olduğu görüldü. Aynı hikâyeler günümüzde de yine başladı. Peki 99’dan sonra ne tedbirler alındı. Kırılan sütunlar sıvandı, boyandı, ardından da bazı öğrencilere veya dar gelirlilere kiralandı. Sevgili gazeteci arkadaşım gibi, bazı meslektaşlarımız konunun önemine dikkat çektilerse de değişen bir şey olmadı. Her 17 Ağustos gelince, kurum ve kuruluşlar “Unutmayacağız” mesajlarıyla, sözüm ona senede bir kere veya yaşanan son deprem felaketiyle, kısa hatırlamalar yaptılar.
Şimdi soruyorum. Giden Sayın valimiz aylarca deprem bölgesinde görev yaptı. Peki depremle ilgili Sakarya için ne yaptı. Sevgili Belediye başkanımız da günlerce oralarda dolaştı, hatta oraya gönderilen konteynerler sırasında Arifiye’de defalarca hareket memurluğu bile yaptı. Bununla da kalınmadı gerek Valimiz gerekse Başkanımız peşlerine taktıkları özel kameramanlarıyla sergilemedikleri şov bırakmadılar. Sakarya’ya gelince alınan hangi örneklerle halkımız bilinçlendirildi veya ne kararlar alındı. En önemli konuların başında gelen Deprem ve trafik sorunları dururken “Domates biber patlican” muhabbetleriyle günleri geçiriliyor. Ben sayın valiye Trafik sorunlarıyla ilgili, bir program yapmak istediğimle ilgili aylar önce mesaj yazdım, ve görüş istedim. Sayın Belediye Başkanımız ile bazı konularda görüşme talebinde bulundum. Yıllar geçti hala cevap yok. Sadece ikisiyle değil bazı vekillerimizle de görüşmek istedim. Seçim arifesine kadar ve gidene kadar boş zamanları yok. Bunun için diyorum ki sevgili gazeteci kardeşim Sezai Matur 40 kere değil 140 kere yazsan yeni bir depreme kadar kurum ve kuruluşlardan gelen “Unutmayacağız” hikâyeleriyle idare edeceksin. Saygılarımla Şaban Mergül”