1. Haberler
  2. Dünya
  3. İstanbul Eyüpsultan’da Filistin’e destek mitingi

İstanbul Eyüpsultan’da Filistin’e destek mitingi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde Filistin’e destek mitingi düzenledi. Mitinge DEVA, Saadet ve Demokrat Parti liderleri de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM konuşmasını eleştiren CHP lideri Özel, “İsrail’e karşı -mış gibi yapılarak Filistin savunulamaz. Cesaretle, kararlılıkla savunulur” dedi.

Eyüpsultan'da Filistin'e destek mitingi

CHP İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto ve Filistin halkına destek için miting düzenledi. İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki mitingin ilk konuşmacısı Gazzeli Yusuf Barakat oldu. Barakat, “Filistin’in dostları, Gazze’nin gökyüzünde savaş uçakları değil barış güvercinleri uçsun diye bugün Eyüpsultan Meydanı’na Filistin bayrakları ile gelen Filistin dostlarına selam olsun. 1974 yılında Yaser Arafat BM’de ‘Sol elimde zeytin dalı var, sağ elimde de devrimcimin silahı var, direnme hakkımız var. Ey dünya elimizden zeytin dalını düşürmeyin’ dedi. Bugün de bir Gazzeli olarak şunu söylemek istiyotum. Evet sol elimizde barışın simgesi zeytin dalı var ama sağ elimizde de bugün Eyüpsultan ile birlikte bütün Türkiye’nin direnme hakkı var, direnme hakkımız var” ifadelerini kullandı. 

Barakat şöyle devam etti: 

“6 Eylül 2024’te Ayşenur Ezgi Eygi şehit edilmişti. Ayşenur asrımızın Deniz Gezmiş’idir. Tam Deniz Gezmiş gibi Filistin’e gidip Filistin halkı ile dayanıştı. Bunlar tarihe altın harflerle yazılacaktır. Bir gün sizleri özgür Filistin’de ağırlayacağımıza inanıyorum. Artık bütün Filistin halkı ile dayanışmak ve savaşı durdurmak için insanlık ittifakı kurulmalıdır. Ben 5 yıl Türkiye’de okudum ve şunu öğrendim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi bütün halklara örnek alınması gereken bir mücadeledir. ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Atatürk, Filistin davasında örnek alacağımız kişidir.”

İmamoğlu: İsrail’e açıktan cephe almak, küresel güçleri de karşına almayı gerektiriyor

Mitingde CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun mektubu okundu. İmamoğlu’nun mektubunda, ”Devletler, Filistin meselesine toplumlardan ya daha farklı ya da çok geç tepkiler vermektedir. Birçok devlet yönetimi, stratejik çıkarlar uğruna, bu meseleye kör-sağır kalmaktadır. Burada ‘stratejik çıkar’ diye üstü örtülen gerçek, yönetimdekilerin koltuklarının devamlılığıdır. Zira bugün İsrail’e açıktan cephe almak, İsrail lobileri ve savaş rantçıları tarafından çevrelenmiş küresel güçleri de karşına almayı gerektirmektedir. Bunu hepimiz biliyoruz” ifadeleri yer aldı. 

Babacan’dan Erdoğan’a: Netanyahu’nun en büyük destekçisine nasıl olur da dostum dersin?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, mitingde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. Babacan, “Bugün Netanyahu’nun en büyük destekçisi Trump. Trump’ın desteği olmasa Netanyahu bu şımarıklığı, hoyratlığı yapabilir mi? Ben buradan iki lafın başı ‘dostum Trump, dostum Trump’ diyen Erdoğan’a sesleniyorum. Netanyahu’nun en büyük destekçisine siz nasıl olur da dostum dersiniz? İnanın içim yanıyor içim. Alenen bir soykırımcının aleni desteğine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı dostum diyemez, dememeli” ifadelerini kullandı. 

Yarınki Trump-Erdoğan görüşmesine de değinen Babacan, “Yarın Erdoğan, Beyaz Saray’da Trump ile toplantı yapacak. Kendisine Gazze ile ilgili tavsiyelerimiz var. Birinci olarak Trump’tan ateşkes talep edin acilen. Çünkü Trump ‘dur’ derse İsrail kolay kolay hareket edemez. İnsani yardım koridorlarının derhal açılmasını ve sürekli açık tutulmasını isteyin, İsrail’e karşı etkili yaptırımların başlatılmasını talep edin. Savaş suçları için yargı süreçlerini derhal işletin. İki devletli çözümden asla taviz vermeyin” dedi.

Gültekin: Filistin davası iç siyasette kullanılacak bir propaganda malzemesi değildir

Demokrat Parti  Genel Başkanı Gültekin Uysal ise, “Meydanlarda ‘Filistinliyim’ diyenler, masalarda maalesef dolaylı yoldan da olsa İsrail’in menfaatini gütmüşlerdir. İşte biz bu iki yüzlülüğü kabul etmiyoruz. Filistin davası hiçbir iktidarın iç siyasette kullanacağı bir propaganda malzemesi değildir. Bu dava insanlık davasıdır. Filistinlilerin en temel hakkı insanca yaşamaktır. Bu hakkı görmezden gelenler tarih önünde suçludur ve bir gün bunun hesabını vereceklerdir. Gazze direnişi, insanlığın direnişidir” diye konuştu. 

Arıkan: Kendi iktidarınızın devamı için emperyalist planların taşeronu olmayın

Gültekin’in ardından söz alan Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan’ın da gündeminde Trump-Erdoğan görüşmesi vardı. Arıkan, “Amerika’da Trump ile masaya oturacak olanları uyarıyoruz: İsrail’in işgalini, soykırımını yok sayacak hiçbir girişimin ortağı olmayın. Filistin halkının ve Gazze’nin direnişini kıracak hiçbir adıma ortak olmayın. ‘Dostum’ dediğiniz Trump’ın Gazze’yi kumarhanelerle, otellerle, eğlence merkezleriyle işgal etme planına alet olmayın. Kendi iktidarlarınızın devamı için Büyük Ortadoğu Projesi gibi Büyük İsrail Projesi gibi, emperyalist, Siyonist planların sakın ha taşeronu olmayın” ifadelerini kullandı.

Politico 'Gazze zirvesi'ni yazdı: Trump'tan Müslüman liderlere 'Batı Şeria' sözü
Filistin’e destek mitinginde son olarak CHP lideri  Özgür Özel konuştu. Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı eleştiren Özel, “Trump’a bir kelime eleştiri yok. İsrail’e karşı -mış gibi yapılarak, Filistin dostuymuş gibi yapılarak savunulamaz. Cesaretle, kararlılıkla savunulur” dedi. 

Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

“Peygamberimizin sancaktarı Eyüp Sultan Hazretleri’nin huzurundayız. Fetih duasının kabul edildiği topraklardayız. Semt-i Mukaddes’in, İstanbul’un kalbindeyiz. Bu sokaklar sabrı da bilir, zulme dayanmayı da bilir, şükretmeyi de bilir, direnmeyi de bilir. İçinde bulunduğumuz, Türkiye’nin içinde bulunduğu, partimizin içinde bulunduğu bu zorlu günlerde hepimizin gözünün, kulağının orada olduğu, Filistin’de olduğu; bir insanlık ayıbının, dramının, bir soykırımın yaşandığı Filistin’de, Gazze’de çarpan yürekler için bugün 56’ncı buluşmamızı, 56’ncı eylemimiz Eyüsultan’da, Filistin için yapıyoruz. Geçtiğimiz pazar günü, partimizin olağanüstü kongresi sırasında kürsüden bu toplantıya, bu eyleme, İsrail zulmüne karşı bu dayanışmaya sizleri Türk bayrakları ve Filistin bayraklarıyla davet ettiğimizde o sesi duyan, o davete icabet eden, bugün buraya koşan, biraz önce sizlere ayrı ayrı hitap eden Saadet Partisi’nin, DEVA Partisi’nin ve Demokrat Parti’nin Sayın Genel Başkanlarına, teşkilatlarına, üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Bugün burada olmasalar da dayanışmalarını ileten ve yürekleri burada olan İYİ Parti’nin, Gelecek Partisi’nin, Yeniden Refah Partisi’nin, Türkiye İşçi Partisi’nin değerli Genel Başkanlarını saygıyla selamlıyoruz. Gönüllerimiz bir, yüreklerimiz bir.

“Sumud insanlığın vicdanıdır, o filoyu koruyun”

Bugün buraya her hafta olduğu gibi koşup gelen siyasi partilere, sendikalara, derneklere ya da bu mücadeleyi bizimle birlikte vermek için koşup burayı dolduran bütün yüreklere minnettarım. Bugün burada mazlumların yanında durmaya geldik. Haksızlığa, katliama, soykırıma itiraz etmeye geldik. Bugün buraya, 710 gündür Gazze’de devlet eliyle yapılan bir soykırıma, buna yol verenlere, göz yumanlara itiraz etmeye, tarih önünde tarihin doğru tarafında olmaya, katliamın karşısında durmaya geldik. Çoğu çocuk ve kadın, 65 bin Filistinli’yi katlettiler. 165 bin yaralı var, gazi var. O günden bugüne 147’si çocuk, 420 Filistinli açlıktan öldü. Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık ilan etti. Giden insani yardımlara engel olanlar, yardım dağıtım sıralarında uzaktan keskin nişancılarla evladı için un, yağ bekleyen annelere, babalara, gencecik evlatlara ateş açanlar var. Biz bu vicdansızlığa karşı buradan sesimizi yükseltmeye geldik. Onlarca gemiden oluşan gönüllülerin, aktivistlerin içinde olduğu Sumud Filosu Gazze’ye doğru ilerliyor. Dün akşam Girit açıklarında saldırıya uğradı. Buradan Erdoğan’a, buradan bu ülkeyi yöneten herkese sesleniyoruz: Sumud, insanlığın vicdanıdır. Sumud, hepimizin vicdanıdır. O filoya sahip çıkın. O filoya destek olun. O filoyu koruyun, ne olursa olsun.

“Filistinlileri yalnız bırakmayacağız”

Son dönem dünyadan yükselen tepkiler var. İngiltere’nin, Fransa’nın, Kanada’nın, Avustralya’nın son dönemde Filistin’i tanımaları son derece önemli. 150’den fazla ülke, iki devletli çözümü savunmaya başladı. Bunun uluslararası alanda takipçisi olmak, bu çabaları yüreklendirmek ve Filistin için bunu en kararlı şekilde sürdürmek çok önemli. Görevde olduğum, ikinci başkanlığını üstlendiğim Sosyalist Enternasyonal’de, Avrupa’da Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin, sol-sosyal demokrat partilerin oluşturduğu Avrupa Sosyalist Partisi’nin (PES) kongrelerinde, liderler toplantılarında bugüne kadar olduğu gibi, ekim ayı boyunca en üst düzeyde gayreti göstermeye, en doğru metinlerin ortaya çıkması, en katı yaptırımlar için mücadele vermeye devam edeceğiz. Filistinliler bizim kardeşimiz, onları yalnız bırakmayacağız.

“Trump’tan randevu dilenenler, İsrail’in yaptığı zulme engel olamaz”

Peki bu yapılanlara dünyada 150 ülke karşı çıkıyorken kimden, nereden, nasıl cesaret alıyor İsrail? Buradaki cevabı aslında herkes biliyor. Netanyahu’ya ‘savaş kahramanı’ diyen, ‘Gazze’yi boşaltacağım. Oralara oteller yapacağım, kumarhaneler yapacağım’ diyen ve esas niyeti Gazze’nin önündeki zengin hidrokarbon yataklarına çökmek olan Trump, İsrail’e yüz vermektedir, yol vermektedir. Bunu tespit etmeden, bunu cesaretle söylemeden Netanyahu ile kayıkçı kavgası yapıp Trump’tan randevu dilenenler İsrail’in yaptığı zulme engel olamazlar, Filistin’in kardeşi olamazlar. Sorumluluk anlayışı içinde 719 gündür iktidarı uyardık, uyarıyoruz ama bizi dinlemek yerine, Türkiye kamuoyunu yanıltmayı, oyalamayı tercih ediyorlar. Biraz önce konuşan tüm Genel Başkanlar, bu meydana selamını yollayan herkes defalarca söyledi, söyledik: ‘İsrail ile ticareti kesin’ dedik. ‘Yok’ dediler, inkar ettiler. Ama aylar sonra yaptıklarını kabul ettiler. 2024 yılında, ‘İsrail ile ticaret yok’ dedikleri yılda İsrail’in kayıtlarına göre İsrail’e en çok ihracat yapan beşinci ülke Türkiye oldu. Onlar ticareti kesmek yerine, ticareti protesto eden gençleri gözaltına aldılar. Filistin’e destek yürüyüşlerini yasakladılar. İl Başkanlığımızın ‘Nehirden Denize Özgür Filistin’ yürüyüşlerine izin vermediler. Eğer Erdoğan ailesinden biri başvuruyorsa, AK Parti’ye yakın bir yapı başvuruyorsa yollar açık, meydanlar açık. Yeter ki onlar yasak savsın, günah çıkarsın. Gerçekten Filistin’in dostları yollara düşmek, meydanları doldurmak istediğinde Türk polisi eylemcilerin karşısına geçiyor. Buradan iktidarı uyarıyoruz: Filistin’in dostlarının değil, İsrail’in karşısına dikilin.

“Tüm genel başkanlar ‘Filistin’e gidelim’ dedik. Erdoğan’dan tık yok”

İsrail ile ticaretin tamamen kaldırılmasını ve ağır yaptırımlar getirilmesini öngören Bogota Bildirgesi imzalandı. Bizimkiler bildirgeyi imzalamadan kaçtılar. Eleştirdik, TikTok’çu Hakan Fidan dedi ki ‘Özgür Özel, Yunan tezlerini savunuyor. Biz eğer Bogota Anlaşması’na imza atarsak Yunanistan ile deniz hukukunda geri düşeriz.’ Dedik ki ‘Kimi kandırıyorsun? Oraya bir şerh düşeceksin. Bu maddeye karşıyım, diyeceksin. Filistin’in arkasında duracaksın.’ Yukarıdan yukarıdan konuştular. Güya bizi iş bilmemekle suçladılar. Toplumun tepkisini görünce gittiler, tıpış tıpış anlaşmayı imzaladılar. Buradan açıkça söylüyorum: Meclis’i toplantıya çağırdık bütün muhalefet birlikte. Birlikte hareket ettik, dedik ki ‘Gelin bakalım. Hep birlikte İsrail’in karşısında Filistin’e sahip çıkalım.’ Önerilerde bulunduk, en önemlisi ‘Tüm genel başkanlar hep birlikte Filistin’e destek için gidelim, Filistin’e ziyarette bulunalım. Cesaret gösterelim. Kararlılık gösterelim’ dedik. Herkes kabul etti ama Erdoğan’dan yine tık yok.

“Filistin’e destek, Trump’tan korkmadan olur”

Filistin İzleme ve Destek Komisyonu kurulmasını önerdik, yaklaşmadılar. Bakın, Fransa ile Suudi Arabistan, BM toplantısının hemen öncesinde Filistin meselesine çözüm bulunması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik bir konferansa öncülük etti. Türkiye’den de bunu beklerdik ancak Fransa’nın yaptığını, Suudi Arabistan’ın bile yaptığını yapmayacak pozisyonda kaldılar. ‘İsrail’i uluslararası alanda meşrulaştıran hiçbir yapıda bunları kabul etmeyelim. Bunların uluslararası müsabakalara katılmalarına izin vermeyelim. Eğer onlar varsa, biz gitmeyelim’ dedik. Duymazdan geldiler ama o önerimizi duyan biri oldu. Dostumuz, değerli yoldaşımız Pedro Sanchez açıkladı: ‘İsrail, uluslararası hiçbir organizasyona gitmemelidir. 2026 Dünya Kupası’nda İsrail varsa, İspanya yok’ dedi. Eğer Filistin’e destek vereceksen böyle kararlılıkla olur. Yaptırımlardan korkmadan olur, Trump’tan korkmadan olur. Trump dün BM’de konuştu. Filistin’i tanıyan ülkelere tepki gösteriyor. Diyor ki, ‘Bunlar Hamas‘ın yaptıklarını ödüllendiriyorlar, yanlış yapıyorlar. Onlara kızıyorum’ diyor. Ardından Erdoğan çıktı. Hepimiz döndük, baktık. ‘Hadi bakalım ne diyeceksin’ dedik. Tek kelime Trump’a eleştiri yok. Trump’a bir kelime eleştiri yok. Tanıyan ülkelere kafa tutan Trump’a, dönüp de bir şey söylemek yerine, kendince hepimizin bildiği fotoğrafları oradan göstererek iktidar medyasının köpürtmeleriyle -mış gibi yapıyorlar. İsrail’e karşı -mış gibi yapılarak, Filistin dostuymuş gibi yapılarak savunulamaz. Cesaretle, kararlılıkla savunulur.

“Daha sözün mürekkebi kurumadan Gazze’ye yeni saldırı başladı”

Dün, sekiz Müslüman ülkeyle Trump toplantı yaptı. Toplantı çıkışında Erdoğan’a sordular, ‘Çok memnun kaldım’ dedi. Daha bu sözün mürekkebi kurumadan Gazze’ye yeni saldırı başladı, 30 masum insan öldü. Ben buradan Erdoğan’a sesleniyorum: Çok memnun kaldığın toplantıdan dakikalar sonra 30 Filistinli katlediliyorsa, bu memnuniyet niyedir, orada alınan kararlar nedir? Trump’ın oyuncağı olmanın, o toplantıya ana gündem diye Trump dönüyor, İsrail askerlerinin, esirlerin geri getirilmesini söylüyor. Açlığı, kıtlığı, öldürülen Filistinli bebeleri değil de İsrailli esirleri konuşmaya gitmiş oraya. Olacak iş değil. Bir muhtaçlık ilişkisi içindeler. İç politikada Trump’ın desteğine muhtaçlık duyuyor. Kurduğu ilişkide ilke yok, prensip yok. Maalesef karşılıklı çıkar ilişkileri var. Buradan Erdoğan’a soruyorum: Elbette başaramayacaksın ama diyelim ki başardın, Trump’ın desteğini aldın, Türkiye’de iktidarını sürdürdün. Filistinli 65 bin canın gitmesine değer mi senin iktidarın? Olmaz olsun öyle iktidar.

“Jest için 150 milyon dolar vergiden vazgeçti”

Trump‘tan randevu alabilmek için gizli gizli Trump’ın oğlunu İstanbul’da kabul etmeler, onunla Boeing uçakları üzerinden pazarlık yapmalar, onun üzerinden Amerika’da canlı yayında Boeing siparişi vermeye söz vermeleri… Bunlar inkar etti, Trump kabul etti. Hepimizin gözünün içine baka baka 50 milyar dolarlık siparişi randevu karşılığında verdiği yetmezmiş gibi dün akşam Trump’a jest olsun diye bir şey almadan, sırf masaya otururken Amerikan mallarından vergileri kaldırdı. Cevizden bademe, pirinçten alkole ve kömürden makyaj malzemesine, otomobile vergileri kaldırdı. Aynı gece Çin mallarına vergi getirdi. Trump’ı memnun etmek için hiçbir şey almadan masaya otururken Trump’a jest yapmak için 150 milyon dolar vergiden vazgeçti. Yoksulluğu milletin sırtına yükle, Trump’ın vergilerini sil. Emekliye zam yapma, asgari ücretliye zam yapma, Trump’ın vergilerini kaldır. ABD’nin menfaatlerine, Trump’ın hoşuna gidecek işlere, Türkiye’nin kaynaklarını çarçur etmekten geri durmayan Erdoğan’a açıkça şunu söylüyorum: Randevu için paramızı harcadığın yetmedi, ülkenin itibarını da harcıyorsun.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na bu lafı söyleyecek adamın alnını karışlarım”

Erdoğan Filistin meselesinde, ‘Trump savaşı bitirecekti, henüz bitiremedi’ dedi diye Amerikan televizyonuna, Dışişleri Bakanı çıktı diyor ki kasıla kasıla, üstten üstten alay ederek ‘Bunlar böyledir. Konuşurlar, sonra da kapımıza dayanırlar. Erdoğan da bunlardan biri. Randevu için yalvarıyorlar. Beş dakika görüşmek, el sıkmak için yalvarıyorlar.’ Erdoğan bu ülkede cumhurbaşkanlığı makamını işgal ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na bu lafı söyleyecek adamın alnını karışlarım ama maalesef bunlardan yine tık yok. Bakın, mevkidaşı; TikTokçu Hakan, ağzını açıp da bir kelime söylemedi Amerikan Dışişleri Bakanı’na. Kelli felli Ömer Çelik, çıktı televizyonlar karşısına, Amerikan Dışişleri Bakanı’na konuşacağına bu durumu eleştiren muhalefet milletvekillerine laf yetiştirmeye çalıştı. Ey Ömer Çelik; bulunduğunuz görevler gelir, geçer ama Amerikan Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’na, ‘Bizden randevu dileniyorlar’ diyecek ve sen susacaksın. Yazıklar olsun.

“Trump’a, ‘Netanyahu savaş suçlusudur’ de, seni Esenboğa’da karşılayacağım”

Erdoğan’a Eyüpsultan Meydanı’ndan son çağrımdır: Sana, ‘Aptal olma’ diye mektup yazdı, sustun, yuttun. ‘Ekonominizi mahvederim’ diye tehdit etti, duymadın, sustun, yuttun. ‘Rahip Brunson’u ver’ dedi. Sen, ‘Bizim papazı vermeden bu can bu bedende durdukça o rahip gitmeyecek’ dedin. Rahibi söktü, aldı. Oval Ofis’te yanına kattı. Sana oradan alaycı gülüşlerle ‘Akıllı adam, rahibimi istedim, hemen yolladı’ dedi. Bunların hepsinde sustun. Şimdi yarın Trump’un karşısındasın. Trump’ın karşısına geç ve de ki ‘Ey Trump, Netanyahu senin dediğin gibi bir savaş kahramanı değil, savaş suçlusudur. İnsanlık suçu işliyor. Amerikadakilerin eline, Filistinli masumların kanı bulaşıyor. ‘Gazze’yi boşaltacağım’ sözünü kabul etmiyorum. Katliamın da karşısındayım tehcirin de karşısındayım. Dışişleri Bakanın ayağını denk alsın. O kim oluyor da öyle konuşuyor’ de. Bunları diyebilirsen Amerika dönüşü Esenboğa’da, Ana Muhalefet Lideri olarak seni karşılayacağım, seni tebrik edeceğim.”Kaynak: ANKA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İstanbul Eyüpsultan’da Filistin’e destek mitingi
Yorum Yap