Son dönemde gün geçmiyorki bir kadın cinayeti yaşanmasın.Şiddete mağdur kalan kadın sosyal bir hukuk devletinde yaşadığına inanarak korunmak için devlete sığınıyor.Devletin yetkili kurumları karakol,savcılık ve mahkeme mağdurun kadın,şiddet ve emniyet olan hayat ücgeninde dördüncü bir köşe yaratmasını ve o köşeye sığınmasını istiyor.Yani anlayacağınız,kadının imkansızı başarmasını ve başının çaresine bakmasını istiyor.Üçgenin dört köşeli olmadığı ne kadar gerçek ise,kadın-erkek eşitliğininde olmadığı okadar gerçektir.Özellikle muhafazakar Yönetim döneminde kadın öyle bir kalıba kondu ki; özel hayatı olmayacak kadar geri plana itildi.
Kadın çalışamaz,kadın kariyer peşinden koşamaz,kadın mini etek giyemez,kadın yalnız dolaşamaz ve yalnız yaşayamaz.Kadının fıtratında erkekle eşit olmak yoktur,Anne olmayan kadın eksiktir, yarımdır
Siyasal İslamcıların,çocukların evlendirilmesi ve çocuk istismarına evlilikle meşruiyet kazandırma girişimlerinden vazgeçmeyen ilkel tutumla,Sırtında sopa,karnında sıpa”cı, feodal hastalıklı kafalar…
Seni ellere yar etmem,ya benimsin ya toprağın” ilkelliği,kabadayı patron,tacizci iş arkadaşı…Çünkü bütün bunlar Türk islam sentezine uymaz.Peki kadın ne yapar ? Bu zihniyete göre kadın anlaşsada anlaşamasada boşanamaz,evde oturur,şiddete karşı sesini çıkaramaz ve kendisinden istenen üç-beş çocuğu doğurmaya devam eder.
ABD vatandaşı Sierra nın İstanbul da öldürülmesi Olayını hatırlıyorsunuz sanırım. Sierra yı arama çalışmalarında denizden çıkan bir kadın cesedine de ” Çok şükür Sierra değilmiş.” diyen ilkel zihniyet…Nasıl öldürüldüğü belli olmayan ve kim olduğu bilinmiyen bu kadının bir önem arzetmediğinin bir kanıtı değil mi sizce ?Bir gün içerisinde 7 savunmasız kadın, kocası,sevgilisi veya platonik bir aşk besleyen birisi tarafından hunharca öldürülüyor.
Böyle bir ülkelerde kadın olmak,
anlaşamadığı için boşanmaya çalışmak,yalnız dolaşmak veya yalnız yaşamak ne kadar ürkütücü Bir empati kurmaya çalışmak bile meseleyi anlamaya yeter.Tabi duyarlı bir ınsan için.
Bakanlığın yaptırmış olduğu bir araştırmaya göre,Türkiye de 7 ayda 953 kadın erkek kılığına girmiş yaratıklar tarafından öldürülmüş.Ölümden kurtulmak için korunma talep eden kadınlar ise; bir hukuk devletine yakışmayacak bir yasa ile karşılaşıyorlar.Kadına yönelik şiddetin, “İnsana Yönelik Şiddet” olgusundan ayrı tutulamayacağı gerçeğinden hareketle ve toplumsal barışa giden yolun, bireysel sağlıklı ruh ve beden halinden geçtiği bilinciyle, cebinde taşıdığı kimlik kartında cinsiyet hanesinde “ERKEK”yazan herkesi, kadına şiddet uygulamanın,
erkeğin zavallılığı olduğunu söylüyor ve her gün bir veya bir kaç ölümlü ve yüzlerce yaralamalı şiddet karşısında,siyasi gücü elinde tutanları; politik argümanlarla süslenmiş ayak oyunları ile zaman kaybetmek yerine, somut ve gerçekçi adımlar atmaya davet ediyorum… Göğün yarısı sayılan kadınlarımıza hak ettiği değeri veren yüreklere bin selam olsun.
Zuhal Kayhan yazıyor
Zuhal Kayhan yazıyor
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
