Sevgili okurlar,
Türkiye’yi,” 15 Temmuz Darbe Kalkışması” eşiğinden alan güç, elbette “birlik ve beraberlik” olduğu bir gerçektir..
Bunu önceki yazılarımda, “milli birlik ve beraberlik” anlayışından ayrılmamamız gerektiğini uzun, uzun yazdım..
Hem Belçika’da, bu darbe kalkışması tarafının çalışmalarını görmüş, bu çalışmalara karşı kafa yormuş, karşı çıkmış, bir gazeteci olarak, aynı hassasiyeti memleketim Sakarya’da da gösterdim..
Son yazımda, 15 Temmuz 2016 akşamından, sabahına kadar yaşanılanları an itibari ile takip eden biri olarak, en çok Sakarya Valiliği’nde olaylar hala hatırımdadır..
Askeri kışlaların giriş kapılarına, “inşaat makinelerinin, kepçelerin, kamyonların konulma” görüntüleri de unutulacak gibi değil..
Sahi kimin fikriydi bu?
Yine Sakarya genelinde, birçok jandarma karakolu, darbe kalkışması sırasında, darbeye iştirak etmemiş, sağduyulu bir tavır takınarak, karşı hareket için emir beklemişlerdir..
Bunları hatırladınız değil mi?
Bir de yakalanan ve gözaltına alınan darbeciler var..
Onların, “zamanın Sakarya Valisi ile yine bir iktidar partisi eski belediye başkanı ve milletvekili tarafından tokatlanması” için hafızalardan çıkacak gibi değil..
Daha sonra merkezde, yani demokrasi meydanında buluşmalar devam ederken, aynı buluşmalar ilçelerde de gerçekleştirildi..
Bu buluşmaları da, yakından takip ettim..
Özellikle Adapazarı merkezde ve Akyazı’da yaşanılanlar, tekrar ekrana getirilse de, o gün kürsüye çıkanların seslerini, söylediklerini bir kez daha dinlesek?
FETÖ damgası yiyenleri bir daha görsek, anlasak?
Neredeler şimdi değil mi?
Şu gazetelerine abone olanlar, gezilerine katılanlar, himmet adı altında para yağdıranlar, kurbanlık bağışlayanlar, örgüt adına kavgaya bile hazır olanlar?..
Nerelerdeler sahi?
Sırra kadem bastılar değil mi?
Burada gördüğüm bir hususun altını çizmek gerekirse, “bu darbe kalkışmasının özellikle Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapıldığı yanılgısına düşenlerin” sayısı, o kadar az değildir..
Oysa, bu sinsi, yıllarca gizli, gizli emellerine ulaşmak, ülkeyi ele geçirmek için plan ve programlar yapan, ülkenin kılcal damarlarına sızan bir örgütü bilmemek, anlamamak demektir!..
Aradan 6 Yıl geçti, bu “FETÖ” denilen “Fetullah Gülen Cemaati’nin” gerçekleştirmek istediği, “15 Temmuz Darbe Kalkışması” için bakınız, zamanın deniz amirallerinden Doç. Dr. Cahit Yaycı, Habertürk TV’de bu, “hala iç yapısı bilenmeyen, gizli sırlar ihtiva eden ve ülkeyi ele geçirmek, mevcut iktidarı alaşağı etmek isteyen FETÖ yapılanması hakkında” neler söylüyor:
“-TSK ve mahrem yapılara nasıl sızdılar?
-Siyasi ihmaller?
-Ben bu mücadeleyi yetersiz buluyorum!
-Ankesör ve baylok ile bu örgütün çok azını tespit edersiniz!
-Bunlar her yere sızdılar!
-Sadece TSK, emniyette mi vardılar?
-Ya diğer bakanlıklardakiler?
-Sınav yolsuzluğu ile mücadele kadar diğer kurumlarda da gereken yapılmalı..
-Sınav yolsuzluğundan yola çıkılacak..
-Bunlar askeri öğrenci değiller!!
-FETÖcü olmayanlar harp okullarına alınmadı..
-Tek yumruk olmak lazım!
-Bu iş iktidar, muhalefet ve hepimizin işi..
-Önce ÖSM’yi ele geçirmişler..
-Boğaz ele geçirilmiş..
-O kadar cesaretliler ki?
-Askeri okullara patır, patır girdiler..
-Askeri okullar, harp okulları FETÖ tarafından ele geçirildi..
-TC Kimlik numaraları yanına aday numarası veriliyor..
-Bunu itirafla öğrendik!
-Örgüt evlerinde ÖSM soruları öğrencilerine veriliyordu..
-Biz Anadolu’dan öğrenci alıyoruz sanıyorduk, oysa örgüt elemanları askeriyeye doldurulmuş ve rütbelerini Gülen’in taktıklarını öğrendik..
-1990 ‘lı yıllar.. Adamlar rütbe takma törenleri düzenliyor..
-Daha sonra Fetullah Gülen’in alçı eli öpülerek rütbeler takılıyor..
-2011’den itibaren bunları biliyorduk..
-Yetkililerle de paylaşıyorduk..
-İstifamda bunları yazdım..
-Katalog evlilik yapılıyor!..
-İki kere görüşme yapılıyor..
-İkinci buluşmada karar veriliyor..
-Yani düğün davetiyeleri bile yok!
-Buraya gelmeden ölüm tehditleri yağmaya başladı..
-KPSS sınavlarında da sorular veriliyor. Böyle memur alımları yapıldı..
-Soru ve cevap hırsızlığı ile doktor olanlar nerede?
-Bunlar o kadar üçkağıtçı örgüt ki, uluslarası yayın yapan FETÖCü vardı..
-Devleti sınavlara girerek ele geçirmek istediler..
-Ankesör ve baylok ile FETÖcü temizlenemez!?..
-Bunlar kanserli hücreler devletten, devletin kılcal damarlarından temizlemeli..
-Örgüt örümcek ağı gibi ülkeyi sarmış!”
Bütün bunları detayları ile anlatan, Doç. Dr. Cahit Yaycı’yı dinledikten sonra, bildiklerimiz ile bu FETÖ denilen örgütün,” ne kadar organize, ne kadar gizemli bir yapı oluşturarak, yıllarca ivme ve mevkii kazandığını, vatandaşlarımızın iyi niyet duyguları yanında, devleti yönetenlerin ihmalleri ile yol aldıklarını” anlamak mümkün..
Bugün sürdürülen bu mücadelenin, ihmal edilmeden, “daha kapsamlı birliktelik içinde sürdürülmesinin mecburiyeti” ortadadır..
“Yaşanılan o günlerdeki ihmallere, suiistimallere, aldatmacalara, köşe kapmacalara, devleti ele geçirme oyunu içinde olanların tezgahladıkları kanlı darbenin şifrelerini çözmemiz için gereken iradeyi ve milli birlikteliği mutlaka, ama mutlaka” sağlamalıyız..
Bunu sıcağı sıcağına yapmadığımızda, yarın başımıza gelecekler için hazır olmalıyız!
Bilmem anlatabildim mi?
Yusuf Cinal yazıyor, 18 Temmuz 2022 Brüksel
Yorumlar kapalı.