Sevgili okurlar,
Türkiye, “13.Cumhurbaşkanını” seçmek için, sandık başına gidecek ya, “tartışmaların, eksikliklerin, siyasi ayak oyunlarının”, ardı, arkası kesilmiyor!?..
En büyük sızlanmaların, şikayetlerin, tepkilerin başında ise,”sandık güvenliği” geliyor..
Mevcuk iktidar, “koltuğunu devretmemek” için her türlü yasal düzenlemeye başvurduğu gibi, basına yansıyan, “suistimaller” nedeni ile “seçim sonuçlarıyla” ilgili olarak, “bir endişeye, bir kaygıya düşmemek”, ne mümkün?!
Eğer bir ülkede,”sandık güvenliği” sağlanamıyorsa, niye seçim yapılır ki?
Sandık güvenliği?
Eski Türkiye’de, böyle bir sorunumz yoktu!
Ne saygın, güvenilir kurumlarımız vardı?
Yalan, talan, dolan, ne çok var inanan?
İŞ OLSUN,SANDIK DOLSUN!
“İş olsun, sandık oylarla dolsun” diye mi?
“Yasal süreç ve adet yerini bulsun” diye mi?
Bütün hile ve dalaveralar ile “biz sandıktan çıktık, bizi halk seçti” söylemlerini, gerçekmiş gibi göstermek için mi?
Bu konuda söylenecek, çok şey var!
Türkiye, bir cemaatin neden olduğu “darbe kalkışması “ sonucu, “sütü bırakın, yoğurdu üfleyerek yiyorsa”, mesele büyüktür demek!?
SANDIK GÜVENLİĞİ, SANDIK?
Bakınız, sadece “sandık güvenliği, adil ve eşit bir seçim vurgusu, endişesi, kuşkuları” nedeni ile buraya kadar geldik!..
“Seçim güvenliğini, kim sağlayacak” diyen okurlarımız var?
“Seçim güvenliğini” mevcut iktidar, yani İç İşleri Bakanlığı ile Yüksek Seçim Kurulu(YSK) birlikte sağlar, seçim için altyapıyı hazırlar, gereği belirlenen seçim süreci içinde gerçekleştirilir..
-Seçim listelerinin hazırlanması..
-Sandık kurullarının oluşturulması..
-Oy kullanılacak adreslerin belirlenmesi..
-Seçmenlere, gerekli belgelerin ulaştırılması ve duyuruların yapılması..
-Sandık başlarında oyların kullanılması..
Bütün bu işlemlerin resmi prosüdür içinde ele alınması sağlanır..
OLDU, BİTTİ, TARTIŞMA BİTMEDİ?
14 Mayıs 2023 Tarihinde sandık başına gitmedik mi?
Ne oldu?
Seçim sonuçları, hala ülkede tartışılmıyor mu?
Öyleyse, bir yerlerde, bir değil, birçok eksiğimiz var?..
Bunları dikkate almadan, yeni bir seçimi de “oldu, bitti, maşallahlar” arasında mı yapacağız?
Oldu,bitti,maşallah!
Ya da, “ya Allah, Allahu ekber bismillah!”
Yani, “imam bildiğini mi okuyacak” derler ya, onun gibi sandık önümüze konacak, “paşa, paşa gidip herkes oyunu kullanacak, sandıktan çıkan sonuca” razı olacağız?!
Devrin hakimi, böyle istiyor ya?
Bir taraf, “devletin tüm imkan ve kabiliyetlerini kullanarak vatandaşı yönlendirecek, muhalefet ise imkansızlık içinde seçim hazırlığını bile doğru, dürüst yapmadan” seçim ha?
TÜRKİYE USULÜ SEÇİM?
Sonra, tam seçim sonuçları açıklanmadan, Anadolu Ajansı(AA) bilgileri ile “ Atı alan Üsküdar’ı geçti” söylemi ile “evli evine, köylü köyüne dönecek” oyle mi?
Sonra, alanlara çıkıp, mikrofon başında, ekranda “ ne adaletli seçim yaptık..Ne büyük katılım oldu..Herkes sandıktan çıkan sonuca rıza göstermeli..”, gayri demokratik açıklamalar ile “olanın, bitenin üzerine perde çekmek” ha?
Bunları görmedik mi, yaşamadık mı?
Sonra, “çalsın, davul zurna, gelsin balkon konuşması” ha!
Tam da; “Türkiye usulü demokrasinin, kaymaklı seçim sonucu için”, haydi ekran başına?
“Muratgilin damından atlayamadım,
Liralarım döküldü toplayamadım!
Mektup yazdım yare yollayamadım!”
Sokaklar, bindirilmiş kıtalar hazır!..
Demedi mi?
Hazine Bakanı Nureddin Nebati ustam, “ kınayı yaptık, düğün için hazır olunuz” diye!
DEVLETİN TELEVİZYONU TRT!
“Kuralların, kulakarkası edildiği” bir seçim, daha kapımızda!
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu(TRT) ekranlarında, iktidar partisine tanınan sürenin onda biri, anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na ayrılmış..
Ne adaletli bir durum?
Ne adaletli?
Ülkenin milli, resmi televizyonu bunu yaparsa, diğer kurumların durumunu, siz düşününüz?!
Ama Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, çıktı TRT ekranlarından halka seslendi.
Rakibi Cumhur İttifakı ve AK Parti Genel Başkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a,” çık karşıma, seçim öncesi ülkenin meselelerini tartışalım. Halk hakem olsun..Hatta, istediğin gazetecileri al, onlarla gel..Hatta halk ta sorularını sorsun, böyle seçim öncesi kantara çıkalım” diyerek, şunları paylaştı:
HAYDİ ÇIK KARŞIMA?
“Erdoğan, sana devletin televizyonu TRT’den sesleniyorum.
Sen ki, kendine “reis” dedirten, sen ki bir dünya lideri, herhalde Bay Kemal’den çekinmezsin..
Çık karşıma ve milletimiz onun derdini bileni de, o dertleri kimin çözebileceğini de, bu vatanı kimin sevdiğini de görsün, varsın kararını halk versin..
Çünkü o da iyi biliyor ki, PKK’yla masaya oturan, gizli saklı müzakereler yürüten kendisidir.
Kahraman ordumuza kumpas kuranlara yol veren kendisidir..
Bu milletin namusu olan ordunun kozmik odasını teröristlere açan kendisidir.
10 Milyon düzensiz göçmeni bile isteyerek, vatanımıza sokan kendisidir.
Yabancılara el altından konut karşılığı vatandaşlık satan kendisidir..” diyerek meydan okudu, açık tartışmaya davet etti.
PAKISTANLI’YA DOMOZBAĞI?!
Seçim öncesi açıklamalara, tartışmalara, endişelere, kaygılara, kuşkulara rağmen, böyle bir tarza da ilk defa şahit olduk!
Bizler, tam da seçim tartışmalarının ortasındayken, İstanbul Esenlerde bir Pakistanlı olan Muhammet Tahir’in “domozbağı” ile öldürüldüğü haberi basına yansıdı..
“Domuzbağı”, sizlere, hangi terör örgütünü çağrıştırıyor?
Bilenler, bilmeyenlere söylesin?!
BEBEĞE CİNSEL İSTİSMAR MI?
Daha da kötüsü ve üzücü olanı Zonguldak’tan basına yansıdı..
“5 Yaşındaki bir bebeğin cinsel istismar sonucu öldürülmesi” ile ilgili 5 Kişi tutuklandı.
Ne acı, ne?
Bebeğin 8 Yaşındaki ablasının da aynı şekilde katledildiği konuşuluyor!
Kadına, küçüklere şiddet, taciz, istismar!?
Biter mi ki?
HÜDA-PAR’I SAVUNDU?
Ayrıca İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’da, dün akşam Habertürk TV’de, soruları yanıtlarken, “Hüda-Par” ile AK Parti arasındaki ilişkilerin tertemiz olduğunu, “Hüda-Par” partisinin terör ile bir ilişkisinin olmadığını, böyle bir şey olsa, kendisinin bilebileceğini, devletin hassasiyetini dile getirdi ve “Hüda-Par Partisi’nin, Günaydoğu ve Doğu Anadolu coğrafyasında bir denge unsuru “ olduğunu sözlerine ekledi..
Ne demekse?
Denge unsuru?
Kiminle, neden?
RAMİS HOCA’YI KAYBETTİK!
Son olarak, hemşerim, emekli öğretmen Akyazılı Ramis Seçken’in vefatını üzüntü ile öğrendim.
Bir zamanların Akyazısına damga vuranlar arasında yer alan ve “TÖBDER” Akyazı şubesinde görev üstlenen, “TİTOCU Ramis” lakabı ile anılan, Ramis Seçken, o dönemin Akyazısı’nda sevilen, sayılan eğitim camiasında olduğu gibi, spor camiasında da önder isimlerden biriydi.
Akyazı Gençlikspor bünyesinde olduğu kadar, Yağcılar Köyü ve kendi mahallesindeki gençleri, sportif manada bir araya getirmeleri, sosyal kültürel etkinliklerdeki girişimçiliği ile bilinirdi..
Vefatı, ailesi ve sevenleri arasında büyük üzüntü yarattı..
Allah gani, gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, Ailesi ve sevenlerinin başı sağolsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Mayıs 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.