Sonunda; ben ve benim gibi düşünenlerin çok gerikafalı, çağdışı insan olduklarını kabul etmek zorunda kaldım.
Bir Fransa ziyaretimde, Mukadder Tosun bana çevreyi gezdiriyordu. Bulunduğumuz yer; Sete yakınlarında bir yerdi sanırım. Sete; güney Fransa Akdeniz sahilinde İspanya’ya yakın küçük bir şehirdir. Bir binanın önünden geçerken Mukadder bana; ” bu bina ne biliyor musun” dedi.
Tahmin yapamazdım. Şehir dışında, iki katlı, lüks bir villaydı. Önünde de arabalar vardı. Tabela falan da yoktu. Düşündüğüm bir kaç tahmini söyledim, ama tutmadı.
Çok geçmeden de; sorduğu sorunun doğru yanıtını o verdi. “Burası, eş değiştirme kulübü” dedi. Çok şaşırmıştım. Nasıl dedim? O açıklamaya devam etti; “Fransızlar, eşlerini alıp böyle kulüplere gelir, birbirlerini beğenen çiftler, eşlerini değiştirerek, sevişir” şeklinde açıklama yaptı. Fransa’da buna benzer çok klüp varmış.
Şaşırmıştım.
Artık ilişkilerdeki boyutun çok ilerlediğini, ayıp ve günahın anlamsız kaldığını hissettim. Bana göre iğrenç bir durumdu.
Bugün Semen Şen Uğur; cinci hoca paylaşımımın altına; “alan razı, satan razı, bize ne” şeklinde yorum yapınca; aklıma bu olayı sizlerle paylaşmak geldi.
Evet, bu cin işine girenler bizden çok ilerici ve çağdaş insanlar olmasına rağmen biz onları anlayamıyor, boş boş: hatta alaycı, dalga geçen yorumlar yapıyoruk. Aslında onlar Fransız’lardan bile ileride, adeta çağın zirvesindeler. Fakat biz bunu farkedemiyoruz. Semen beni uyarınca; olaya farklı bir açıdan bakmaya başladım. (Çok teşekkürler Semen).
Niçin mi bizden ilerideler?
Çünkü Fransa’daki sistemde takas var.
Bir verip, bir alıyorsun.
Burada ise hiç bir karşılık beklemeden eşini bir başka erkeğe teslim ediyorsun. Din ve cin ise işin kamuflaj kısmı. Lütfen siz de iyi düşünün. Bir Fransız’ın gözünden değerlendirme yapmaya çalışın. Tekrar düşünün. Adamın eşi değişik bir uygulama istiyor. Beyi de; onu alıp, başka bir erkeğe götürüyor. Kapıda orgazm olmasını, yani rahatlamasını bekliyor. Hiç bir karşılık beklemiyor. Tek derdi karısının iyi edilmesi. İşleri bitince de mutlu bir şekilde evlerine gidiyorlar. Hatta kocası kadına “nasıl iyi geldi mi? Şimdi daha iyi misin? diye de soruyor. Bu kadar büyük fedakarlık yapabilen dünyada başka bir canlı türü var mıdır? Bence yoktur. Kedi, köpek, horoz bile dişisini kıskanırken; hümanizmin zirvesini yaşayan bu fedâkar kocaları kutlamamız gerekmiyor mu? Bizler çok çağdışıyız.
Çok gerikafılıyız, çoook.
Erdal Bıçakcı yazıyor
Karikatürler: Yasin Halaç
