DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen’den Ramazan Ayı Mesajı
Dünyanın Ramazan’ın huzur ve barış iklimine ihtiyacı var
Yüce Allah, insanoğluna dünya ve ahiret mutluluğu için kitaplar göndermiştir. Bilindiği üzere bunların sonuncusu da Kur’an-ı Kerim’dir. İşte böyle bir Ramazan ayında Kur’an ayetleri Peygamberimiz (s.a.s)’e nazil olmaya başlamıştır. Nitekim Allah-u Teâlâ; “O Ramazan ayı ki; İnsanlar için bir hidayet rehberi, hak ile batılı bir birinden ayıran ve doğru yolun apaçık delilleri olan Kur’an’ın indirildiği aydır.” buyurmaktadır.
Kur’an ayetlerinin kalplere hayat vermesinden sonra onun aydınlığıyla hidayete eren insanlar, cehalet karanlığından kurtulup, saadet devrine kavuştular. Bilgisizliğin esiri haline gelmiş bir toplum, “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” emrini kendilerine düstur edinerek büyük medeniyetler kurdular. Kur’an-ı Kerim’i bize tebliğ eden Hz. Peygamber’in ortaya koyduğu esaslar çerçevesinde onu doğru anlayıp uygulayanlar huzur ve güven içerisinde yaşarken; onun yolundan uzak kalanlar üzüntü ve kederden kurtulamadılar. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; “Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve sâlih amel işleyen müminler için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” buyurulmaktadır.
Kur’an-ı Kerim muttakiler için bir hidayet kaynağıdır. O bir taraftan dünya hayatında ihtiyaç duyulan esasları, huzurlu ve mutlu bir hayat yaşamanın yollarını açıklarken diğer taraftan da bu geçici hayatın mutlak gaye olmadığını ifade edip, ebedi hayatın önemine dikkat çeker ve onun kazanılmasının yollarını öğretir. Bunun için Hz. Peygamber (s.a.s.); “Sizin en hayırlınız Kuran’ı öğrenen ve öğretendir.” buyurarak Kur’an eğitimini teşvik etmiş, “İçinde Kur’an’dan bir şey bulunmayan kişi harap ev gibidir.” buyurarak da ondan uzak kalmanın sakıncasına dikkat çekmiştir.
Öyleyse Ramazan, en başta Kur’an’la bütünleşme ayı olmalıdır. Kur’an sadece elimizde ve dilimizde değil, yüreğimizde, aklımızda, hepsinden öte hayatımızda olmalıdır. Kur’an’ın hayatımızda olması için, düşüncelerimizi, aklımızı ve kişiliğimizi Kur’an’a göre inşa etmeli, ruhumuzun en güzel gıdası olan Kur’an-ı Kerim’i yeni nazil oluyormuş gibi okumalı, anlamı üzerinde tefekkür etmeliyiz. Ayrıca Ramazan ayına mahsus olan teravih namazlarını ailelerimizle birlikte katılmalı, namazlarımızı cemaatle kılmaya özen göstermeliyiz. İftar sofralarımızı misafir ve ihtiyaç sahipleriyle süslemeye gayret etmeli, Ramazan ayının güzelliklerini içinde yaşadığımız toplumdaki çeşitli inanç ve kültürlerle paylaşma yoluna gitmeliyiz.
Geliniz, gönül dünyamızı hayırlı amellerle zenginleştirelim. En önemlisi de Ramazan-ı Şerif ayında okuyarak ve dinleyerek feyz aldığımız mukaddes kitabımız ile bağımızı kuvvetlendirelim. Yüce Rabbimiz cümlemizi, çoluk çocuğumuzu Kur’an’dan ayırmasın, onun nuru ile aydınlanıp gösterdiği yoldan gitmeyi cümlemize nasip eylesin!
Özellikle iftar ve sahûr vakitlerinde, dünyamızın savaş mağduru, mazlum ve masum milletleri ve tüm İslam dünyası için dualar edelim. Yüce Rabbim Ramazan’ı bizlerden memnun ve razı ve hakkımızda hayırlı eylesin