Sevgili okurlar,
Türkiye, ekonomik manada bir çöküşe doğru gidiyor!
Üzülerek ifade edelim ki, gidişatın göstergeleri, bizi gelecek adına umutsuzluğu da sürüklüyor!
Bunun en belirgin göstergesi ise, para politikalarıdır..
Para politikaları, bir ülkenin herşeyinden öte, milletin geleceğidir de!?
Türk Lirası ardından “sıfırları silerek” işe başladık ama, hala paramızı ulusal piyasalarda “istikrarlı” bir hale getiremedik?!
Euro ve Doların Türk Lirası karşısında çıkışı sürüyor!..
Yani, burada aslında eriyen Türk Lirası olduğunu kabul etmemiz için ne söylememiz, ne yazmamız gerekir?
Kısacası paramız pul oldu!
Alım gücü düştü!
OK YAYDAN ÇIKTI!
İşçi, memur, emekli ve çalışanların maaşları eridi gitti!
Daha “asgari ücret” konusunda yaptığınız iyileştirmelerin meyvelerini almadan, çarşıda, pazarda ve diğer alanlarda “paramızın alım gücü” iyice dibe vurdu!
O, “halay çekenler” nerede acaba?
Bu yazıyı hazırlarken, ulusal piyasalarda para birimimiz “Türk Lirası karşısında Dolar, 17,15 ve Euro ise 18,39 TL’ye” dayanmıştı..
Ok yaydan çoktan çıktı da!
Şöyle, biraz girelere gidelim mi?
ÇÖZÜM OLDU MU?
Bakınız, o günkü haberlerde,” Türkiye bu sabah döviz kurunun ateşinin yeniden yükselmesiyle 2021 Aralık ayına uyandı. 20 Aralık 2021’de dolar 18 seviyesini görerek, euro ise 20 lirayı aşarak tarihi zirveyi gördü. Döviz kurunun tarihi değer kaybı sonrası düzenlenen kabine toplantısından dövize müdahale için çözüm olarak Kur Korumalı Mevduat (KKM) yürürlüğe konuldu. KKM’nin yürürlüğe girmesi piyasaların ateşini bir süreliğine düşürse de kalıcı çözüm olamadı. 21 Aralık 2021’de KKM açıklandı ve 22 Aralık 2021’de Dolar 12, 1220 liradan, euro 13,7080 liradan güne başladı.”
Bilgileri paylaşılıyordu.
Durum gerçekten vahim!?
HANİ ÇİN BÖYLE BÜYÜMÜŞTÜ?
Yine o eski günlere gidersek, söylenenleri, vatandaş ile paylaşılanlara bir bakarsak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Aralık 2021 Tarihinde yaptığı konuşmada, halka umut dağıtmaktan kendini alıkoyamadı?
Ne mi dedi?
Birlikte okuyalım:
Altı aylık bir süreç öngörüyoruz. Zor olanı seçtik ama 4-5 aya toparlanacağız, 6 ay sonra ise meyvelerini yiyeceğiz. Vatandaş da bunu hissedecek. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş. Biz onlardan daha avantajlıyız. Biz pazara daha yakınız.“
Şimdi bugünlere gelelim.
HANİ KUR DÜŞECEKTİ?
Yine Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Ocak 2022’deki açıklamasında ise, faizin düşürüleceğine dikkat çekerek, “Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek” dedi.
Konuşarak, faizi düşürmeye çalışan başka bir ülke var mı?
Hatta,”Bay Kemal, sen bu işleri bilmezsin” demenin ardındaki “bilgiçlik ile de bu işlerin düzelmediği” bir gerçek!..
Peki nereye gidiyoruz?
BAKAN GERÇEĞİ AÇIKLADI?
Ya da;”Türkiye, bu güvensizlik, bu istikrarsızlık, bu ekonomik, sosyal, kültürel çöküntü” ile nereye gidiyor?
İşte Bakan Nebati ağzındaki baklayı çıkardı?
Türkiye’de en çok kazananların ve kaybedenlerin kim olduğunu öğrendiniz mi?
Haberiniz mi yok!
Allah, Allah!
“Bu sistemden dar gelirler hariç, üretici firmalar ile ihracaatçılar kar ediyormuş!”
Desenize AK Parti bunun için iktidara gelmiş?
Zengini, daha zengin yapmak, fakiri, daha alaşağı etmek için ne kaldı ki?
Hani,”düşenin dostu olmazmış ya”, vurun tekmeyi?
Ya da, altta kalanın canı çıksın?!
Vay be Türkiye?
HEDEF 2023 HA?
Türkiye bu sarmaldan nasıl çıkar?
Öğreniyoruz ki, muhalefetin bu konuda projeleri, planları, geleceğe dönük projeksiyonları hazır!
Ama iktidar, “habire 2023” diyor, başka bir şey demiyor?
Niye desin ki?
Zengin edilen kesimin tuzu kuru!
Anladım, anladım,”2023 ‘te işler düzelecek, uzaya gideceğiz, Euro, Doların ateşi düşecek, artık beşli şirketlere ihaleler verilmeyecek, dar gelirlilerin de gelir düzeyi” yükseltilecek..
Kaşıkla verip, kepçeyle geri alacağız!
Şurada seçimlere ne kaldı ki?
Parayı basar, iyileştirmeler ile yine seçimi alır, keyfimize bakırız öyle mi?
ALLI TURNAM BİZİM ELE VARARSAN?
Bu karizma ile bu dik duruş ile bu itibar ile balık yan yatsa, gemiler batsa, ne olur?
Nasıl olsa, bizim için ölecekler çoook!
Masallar okumaya devam!
Bize ne Euro’dan, Dolar’dan, hukuktan, guguktan, patatesten, soğandan, etten, sütten, undan, şekerden!..
Vay be Türkiye!
Güne bir Neşat Ertaş türküsü düşelim:
“Allı turnam, bizim ele varırsan
Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle..
Gülüm gülüm, kırıldı kolum!
Tutmuyor elim, turnalar hey!..”
Yapılacak ne mi kaldı?
Verin oyu, iktidar olsunlar, neyimiz kaldı ki?!
Yusuf Cinal yazıyor, 9 Haziran 2022 Brüksel
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.