Sevgili okurlar,
Bir “Öğretmenler Günü” daha geldi, geçti!
Elbette söyleyeceklerimiz dilimizin ucunda kaldı!..
Öyle ya “Öğretmenler Günü”, öyle bir iki yazı, mesaj ile mi geçiştirilir?..
Ankara’dan Ortaokul ve Lise öğretmenim, Evliya Parlak, yazdığım son yazımın altına bir not düşmüş;
“Sevgili kardeşim, yazılarınızı zevkle takip ediyorum. !Öğretmenler Günü” nedeniyle yazmış olduğunuz bu düşüncelerinizden dolayı da tebrik ederim.
Özellikle bize gösterdiğiniz kadirşinaslığınıza da, çok, çok teşekkür ederim. Başarılarının devamını dilerim. Gözlerinden öperim”
Ne güzellik!
Yıllar sonra bile bir yazıda, bir anlayışta, bir “öğretmenler gününde” buluşmak..Hasretle, sevgi ve saygıyla ellerinizden öperiz öğretmenim!..
Başka dostlarımız, öğrencilerimizin de mesajları ulaştı..
Öğretmenini unutmayan, hatırlayan, bir iki kelime notu esirgemeyenlere, selamlar olsun!
Bugün sayfamı, bir başka liseden ve meslekten öğrencim, hemşerim Engin Şenol’a bırakıyorum..
ENGİN ŞENOL YAZIYOR!
“Benim Öğretmenlerim…
Köy çocuğusun.
Garipsin, çekingensin, yokluklar paçana yapışmış bırakmaz.
Zamanın boldur ama, israfta diz boyu!.
İstekleriniz çoktur, anlayışınızda, yeteneğinizde vardır ama, elinizle tutacağınız, yularınız olmayınca ne çare?.
İlginçtir kaderim gayrete aşıkmış, çocukluk çağımda şükürler olsun bizde vardı.
Sakarya-Karapürçek Ahmetler Mahallesi’nin daha ilkokul 5’inci sınıfında iken gazeteci olmaya karar vermiştim. İşte o yıllarda elimi tutan bir sıcak el, kafamı okşayan bir büyüğüm vardı: İlkokul öğretmenin Mustafa Çakır.
Minnetle ellerinden öpüyorum.
BEN GAZETECİ OLACAĞIM!
Sonra ortaokul, Sakarya Lisesi, siyasi kavgalar ve İstanbul Tophane’de kaçak yıllar. Hayatın gerçek yüzüyle karşılaştığım o zorlu aylar. “Ben gazeteci olacağım”kararlılığımı bilediğim açlık günlerim.
İstanbul’un en tehlikeli semtinde geçen, zor ama gerçekten zor adımlar.
Sonra Akyazı Lisesi’ne dönüş.
Belgelenmiş bir öğrenci olduğum halde derslere girip, yeniden hayata dönüşümü sağlayan, o sün’i teneffüsler. Yine bütün bedenimi kaplayacak kadar büyümüş ellerle arkamdan iten bir isim: İlkokul öğretmenim Mustafa Çakır.
Eğer kaderinizde varsa sebepleri kendiliğinden yola koyar yaradan.
YUSUF CİNAL HOCAM!
En büyük şansım lise 2 yıllarında karşıma Yusuf Cinal gibi bir ismin çıkması. Liseden öğretmenim de olan Yusuf Hocam Sakarya’da ki gazeteciliğin temelini oluşturan isimlerden biridir. Bugün Belçika’da yaşıyor ve mesleğini tüm yoğunluğu ile orda da sürdürüyor. 1978 yılında Akyazı’nın Sesi gazetesine – hadi spor yazıları yaz- demesi, mesleğe duyduğum aşkın ilk kıvılcımı oldu.
İlk yazım: Bugün Beşiktaş altyapı hocası olan ve en yakın arkadaşım Cengiz Aydın’la ilgiliydi.
MAHKEMELİK OLUYORUM?
Lise mezuniyetim sonrasında değerli Enver Girti abimle İlk Haber Gazetesi’ni çıkardık. Yazdığım bir başyazıdan dolayı Gölcük Sıkıyönetim Mahkemesi’nde zor günler yaşadım. Daha meslekte hayat suyu yeni verilmiş bir fidan misali büyümeye durmuşken çektiğim o acılı günler bu mesleğe olan aşkımı daha da perçinledi. Tabi 1982 darbesi tüm heybetiyle milletin üzerine çökmüşken, yaptığım iş büyük suçtu(!). Köşe yazımı merak ettiniz sanırım. : 1982 Anayasası bu ülkeye yakışmıyor.
Yani hep alaylı ve mektepliyiz meslekte. Hürriyet Haber Ajansı, Akajans muhabirliği. Sonrasında Marmara Üniversitesi o zaman ki adıyla Basın- Yayın, şimdiki İletişim Fakültesi. Türkiye Gazetesi, TGRT, kendi gazetem Livaneli ve kayyum sonrası Bugün Gazetesi’nde ki muhteşem bir 90 gün.
Her neyse. Yılmak yok yeni projelerle medya yolculuğuna devam.
BUGÜN ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Bugün Öğretmenler Günü. Hayatıma, yolculuğuma çok önemli katkı yapan bir çok öğretmenim oldu. İsmet Akagündüz, Karapürçek Ortaokulu’ndan rahmetli Güler Başnuh, Recep Tunçel, Kazım İleri. Akyazı Lisesi’nden merhum Mustafa Akdeniz, Mesut Papatya, bende çok emeği olan merhum Ali Sarıçiçek… ve Sevim ve İlhan Türemen öğretmenlerim. Söylemek istediğini anlamlı bakışlarla beynime yükleyen o güzel iki insan. Bu hocalarımla bugün de aynı sevgi ve saygı çerçevesinde görüşüyorum.
Dedim ya gazetecilik mesleğimde ilk adımlarımın güç vereni Yusuf Cinal hocamdır. Berzah alemine yolculuğa çıkmış öğretmenlerime rahmet diliyorum.
ÜNİVERSİTE YILLARI?
Üniversiteden de unutamadığım hocalarım oldu. Prof.Dr. İsmet Giritli. Tabi ki hem üniversiteden hem de profesyonel gazeteciliğe adım atmamı sağlayan değerli Kenan Akın. Bana Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde ki Güncel Gazetecilik derslerini teslim edecek kadar bize güvenen duayen.
Öğretmenler Günü ya bu gün. Daha ortaokul 3. Sınıfta iken Almanya’dan bana o dönemin en pahalı tele objektifli fotoğraf makinasını alarak –Yeterki sen iste. Sonuna kadar arkandayım- diyen babam. – Biz çileyi çektik. Yokluğu yaşadık. Siz yaşamayacaksınız. Onun için okuyacaksınız- diyen çilekeş annem. Torunu olduğum halde öğrencilik yıllarımda Sakarya’ya evime gittiğimde ayağa kalkıp, nezaket dersi veren, iyilik timsali Kezban didinenem.
ETKİLİ ÖĞRETMENLERİM OLDULAR?
Onlar benim hem anne-babam aynı zamanda en uzun ve en etkili öğretmenlerim oldu. Bugün Sakarya’da öğretmen kardeşim Adil ve Sakarya Üniversitesi’de öğretim görevlisi kardeşim Aydın Şenol’un öğretmenler gününü kutluyorum. Hayatta öğretmenin olan arkadaşlarında olur bazen. Batman’ın Zilan aşiretinin dost, vefakâr, beyefendi ve vefa örneği güzel insanı Nasır Bağdu. Benim hayatımın öğretmenlerimden biridir. Rahmetle anıyorum ağamı.
Öğreten…
Öğrendiğini öğreten.
Bilgi vererek mutluluk yayan güzel insanlar…
Öğretmenler.
Toplumu inşa eden güzel ustalar.
Ellerinizden öpüyorum…”
Ne yaşanmışlıklar, ne zorluklar, ne güzellikler!..
Herşeyden önemlisi yaşamak, mücadele etmek ve başarmak..
Engin Şenol bu, başaran, sevgi ve saygılı öğrencilerimizden oldu..
Üstelik kadirşinas ve vefa timsali!
Eline, yüreğine sağlık..
Bu ülkenin aksakalı, bilge insanı, sevgi ve saygı timsali, harcıdır öğretmen!
Böyle öğrenciler yetiştirdik,vatan hizmetine!
Böyle öğrenciler..
Selamlar olsun!
Yusuf Cinal, 28 Kasım 2022 Brüksel
Yorumlar kapalı.