Sevgili okurlar,
Seçimler bitti, bir başka “yerel seçimler” telaşı kapımızda..
O, “halay çekenler, havai fişekler eşliğinde dans edip, zafer çığlıkları atanlar, acaba ülkenin sosyal, ekonomik, siyasi gidişatı” hakkında ne düşünüyorlar?
Seçim bitti, iş bitti öyle mi?
Ya sorumluluk?
Halk tabiri ile “sizin oralarda havalar nasıl kuzum” demeden, kendini alamayanlar da çok!
Nasıl, durumu sorgulamasınlar?
“Yeni iktidar, yeni Cumhurbaşkanı, yeni bakanlar, yeni milletvekilleri, tamtakır, kuru bakır bir ekonomiyi, yani batık bir Türkiye’yi, elde bulmanın çaresizliği içinde”, arayışlarını sürdürüyorlar..
Bu durumu görüp, “Türkiye’nin geleceği, yarınları için muhalefete oy verenler”, elbette durumu sorgulamadan edemiyorlar?
İYİ Kİ MUHALEFET KAZANAMADI?
Hatta, daha ileri gidip,”iyi ki muhalefet kazanmadı, ellerindeki bu iflas etmiş ekonomi ve çürümüş siyasal zihniyeti, bir kenara ötelenmiş liyakat, aranan hak, adalet, yağmur gibi yağan zamlar, korunan tarikat, cemaat, vakıflar arasında, ülkeyi nasıl selamete çıkarabilirlerdi ki” diyerek, içinde bulununulan durumu özetlemekte ve izlemekteler..
Nasıl izlemesinler?
Zamlar, sağnak,sağnak!..
Gelsin zamlar..
Yükselsin maaşlar..
Düzenlensin maaş bordları..
Ah sizi gidi, “dış güçler”, ah!?
Ülkeyi, ne hale getirdiniz?
Tez elden, elinizi çekiniz Türkiye’nin üzerinden!?..
Vay ki, ne vay!
Ekmeğe zam,
Çaya zam,
Otobüs biletlerine, tren ücretlerine zam..
Alkole, sigaraya zam,
Zam, zam, zam!..
Bana dert değil, ne gam?
Diyebilen kaldı mı ki?
NEREDE O SENDİKALAR,ÖRGÜTLER?
Verilere göre, ayın en zamlanan sebzesi,” kıvırcık marul” olmuş!
Bu duruma Karadenizli hemşerilerim çok kızgın ve alınkan?
Nasıl kızmasınlar, fiyat yarışında, “kıvırcık marul, kara lahanayı” nasıl geçer?
Peki soğan, patates, biber, patlıcan?
“Mutfak ekonomisini sarsmaya”, devam etmiyorlar mı?!
Ve beklenti, maaşlar?
Devrin yazarı Abdülkadir Selvi, “zamlanan maaşları” yazdı?..
Zamlanacak maaşları?
Kulaklarımızdaki o sözü, unuttuk mu?
“ Çalışanları, emeklileri, dul ve yetimleri, velhasıl memurları, enflasyona ezdirmeyeceğiz!”
Sigortalı, yasal çalışanların işine konan, işinden eden, şu “Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Afrikalı kaçak işçiler”, ne olacak?
“Düşük ücret, sigortasız işgücü”, ne güzel hayat!
Gel, sen böyle bir ortamda, “hükümete ücreti” dayat?
Nerede,” o sendikalar, sivil örgütler, siyasi partiler, sözler, fikirler”, bayat!?
ŞU KOCAMA DÜNYADA?
Simit, kaç para lo!?
Ya, çay?
Sokaklar, caddeler, lokantalar, tatil beldeleri dolu mu lo?
Haydi, çıkart telefonunu?
“Ölürüm de Reis?”
“Soğan ekmek yeriz, illa da Reis?”
Ülkeden, arabesk manzaralar?
“Esterabim, esterabim,
Sağdan, soldan estarabim!
Çok memleketler gezdim,
Neler gördüm, görmedim,
Bu kocaman dünyada,
Senin gibi görmedim..
Tüyler bitti dilimde,
Nasil diyeyim bilmem?
Esterabim, esterabim!
Bu kocaman dünyada,
Senin gibi görmedim?..”
Vay be?
Ne güzel söylerdi, gitarı ile bu şarkıyı, çok sevdiğimiz sanatçı Erkin Koray!
Gençliğimizin, bir başka idollerinden di..
Haberiniz oldu mu, bilmem?
Sağlığa zararlı maddelere de zam gelmiş!
Oh ne ala, “ZAM şerefine içilir” artık!
( Alkol, sigara sağlığa zararlıdır!)
Neme lazım, böyle bir not düşelim!
Serde “RTÜK” var!
“Cezayı” dinlemez patlatırlar!
“Ceza” diyince, aklıma şu üç yıl önce, “Hendek İlçemizdeki facia” geldi..
HENDEK FACİASI?
Bizim Sakarya’daki arkadaşlara da teşekkür ederim..
“Facianın 3.Yılında, az da olsa, sembolük katılım ile düzenlenen anma ve tepkiyi” haberleştirmişler..
Hatırlamadınız mı?
O zaman gelin, Bizim Sakarya gazetesinden okuyalım:
“Hendek’te 3 Temmuz 2020 tarihinde Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda patlama meydana gelmişti.
Göz, göre, göre yaşanan katliamda, 7 İşçi hayatını kaybederken, 128 kişi de yaralanmıştı.”
Hatırladınız, değil mi?
Hayatlarını kaybedenlerin, yani mağdurların yakınları,” Hendek İçin Adalet” pankartı açarak, patlamada hayatlarını kaybedenleri unutmadıklarını gösterdiler..
Bu da, “bir vefa” örneği ya?
Bakınız, anma törenine kimler katılmış?
“Anmaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, Emek Partisi Milletvekili İskender Bayhan, CHP Milletvekili, Ayça Taşkent ile çok sayıda yurttaş katıldı.”
Nerede diğer vekillerimiz, sivil örgüt temsilcilerimiz?..
İşleri mi, çoook!
CAN ATALAY, BURADA YOK!
Bu sefer, “bu davanın avukatlarından, mağdurların canyoldaşı Can Atalay, Hendek İlçesi’ndeki eylemde” yoktu?..
Niye ki?
Nerede olduğunu, bileniniz var mı?
Hatay’da TİP Listesinden milletvekili seçilmesine rağmen, hala cezaevinde!?..
Niye mi?
Niye olduğunu, kim biliyor ki?
Hendek faciasında beklenen “adalet” gibi, “Can Atalay için de adalet beklentisi dillendiriliyor” ama, bu “adalet istemi” cezaevine ulaşmıyor?
Siyasi iktidardan, tık yok?
“Adalet süreci”, bekleniyormuş?
Adaletin, ses vermesi?
Nerede, nasıl, ne zaman?
“Elma dersem çık, armut dersem saklan” misali!
“Esterabim, esterabim, esterabim..
Sağdan, soldan esterabim..
Çok memleketler gezdim..
Senin gibi görmedim!”
Vay be, ne günler, ne?
Sahi ustam, sizin orada havalar nasıl?
Yusuf Cinal yazıyor, 5 Temmuz 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
