Sevgili okurlar,
Kötü hava şartlarından, Sakaryalılar’da nasibine düşeni aldı, alıyor!
Elbette “iklim değişikliklerine” yapacak bir şeyimiz yok!
Sadece “tedbir noktasında” uyarılar geliyor, vatandaşımız da bu “uyarılar bağlamında” gerekeni yapıyor..
Olması gereken de, bu değil midir?
Dağlarla çevrili ovası içindeki yerleşim birimleri kadar, “dağ yamaçlarında, dere yataklarında ve sele maruz kalacak yerlerde ev kuranlar”, böyle anlarda, nasıl telaşa düşmesinler?
Sakarya, “yeşili, siyahı, dereleri, çayları, nehiri, gölleri, yaylalarının güzelliği kadar, sel ve diğer afetlerle de gündeme gelen iller arasında” bulunuyor..
Sakarya ovasının büyük bir bölümü zaten bataklık idi..
Türkiye’nin, “en çok su taşıyan nehri olarak bilinen Sakarya’nın, bu alanları bataklığa çevirdiği ve yatak değiştirdiği” yıllarca bilinir..
Bilinir ama, ya tedbir?
İşte size belge, tarihi bir eser olarak ,ayakta durmaya çalışan Justinyanüs köprüsü, bunun en belirgin kanıtıdır..
Verimli topraklara katılan, yarı çorak, bataklıkların, açılan kanallar ile tarımın hizmetine verilmesinin, tarihi ise çok yakındır..
BARAJLAR KRALI?
Adını Türk siyasetine “Brajlar Kralı” olarak yazdıran eski başbakan ve Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in, Devlet Su İşleri’ni(DSİ) harekete geçirdiği günler, yıllar unutulur mu?
Daha yakın zamanlarda Geyve’nin bazı köylerini sel aldığını bilmeyenimiz mi var?
İşte böyle günlerde, “ yaz geldi ama bir türlü ısınamadık” diyenlerin, o sözlerinin, kursaklarında kalması boşuna değildir..
Yaz geldi ama,” denize girmeyiniz” anonslarını nereye koyacağız?
Elbette önceliğimiz, insanımızı korumak olmalıdır..
Bakınız, Kaynarca, Karasu ve Kocaaili sahillerinde alının tedbirler nedeni ile “boğulma vakalarında “, önemli ilerlemeler sağlandı..
Demek ki,tedbir işe yarıyor?
“Kader” deyip işin içinden çıkmıyoruz, şimdilerde!
Bu yetmez?
Başta il merkezi ve ilçelerde, yüzme havuzları da yapmalıyız..
Çocuklarımıza, hatta yetişkinlerimize “yüzmeyi” öğretmeliyiz..
Bu da yetmez?
DİBİ GÖRÜNMEYEN SULAR?
“Dibi görünmeyen sulara girilmesinin, ne kadar büyük risk taşıdığını” anlatmalıyız!..
“Sakarya Nehri’nin boz bulanık, ürkütücü suyu konusunda”, onları bilgilendirmeliyiz!..
“Altı batak ve çumar olan göllerimiz, dalgaları güçlü ve hırçın olarak Karadeniz konusunda”, onları aydınlatmalıyız!..
Bunu elbette okullarımız, hatta yeni üniversitemiz ve işbirliğinde açılacak olan kurslar ile pekala yapabiliriz..
Yapılıyor ama, “yetersizliği” ortada!..
“Ağırdan, ağırdan” yapıyoruz işte!
Ağırdan, ağırdan!..
Birçok işimiz, bu bağlamda değer kazanmıyor mu?
Duayen siyasetçimiz Bülent Arınç’ın söylediği gibi, “kanırta, kanırta” öyle mi?
Değil tabii!?
Öyle ya, Türkiye bağırsaklarını temizliyor!
O da değil elbette!?
Kim mi, söylemişti?
Önemi mi, kaldı?
“Ülkemizdeki çarpıklıklara, dikkat çekmek istiyorum”, anladınız değil mi?
Afetler geldi mi, “telaşa düşüp, yapılması gerekeni şöyle göstermelik yapıyor, sonra kıçüstü oturup” bekliyoruz!?
Neyi mi?
“Sağnak, sağnak yağmurları, lapa lapa kar yağışlarını, sel olup akan suları, kayıp giden, canlara mal olan yolları, toprakları, trafik canavarını, mühendislik hatası kum tanesi gibi yıkılan binalarımızı, enkazlar!?..”
Hatırlatmadan olur mu?
Dostlar, “alış-verişte” görsün!
“Sağnak, sağnak yağmur” tanımlaması bana, ücretlere yapılan zamları hatırlattı..
Ama, ne zam ha?
YAPARSA, KİM YAPARMIŞ?
Tadını çıkarmadan, “pardon zamlı maaşları almadan, arkadan bir daha sağnak, sağnak bir başka zam haberleri ile” sarsılmadık mı?
“Güzel kuşum, kanayam,
Vatan, millet, Sakaryam!”
Pardon, nerede kalmıştık?
Daha seçimleri, yeni yapmadık mı?
“Yaparsa, o yapar” diyerek oylarımızı verdiğimiz, “21.Yılında tekrar desteklediğimiz, iktidara getirdiğimiz AK Parti ve ortaklarından beklenen” bu muydu?
Maaşlara zam, sağnak, sağnak!..
Hayatın ihtiyaçlarına zam, sağnak, sağnak!
Ne anladık, bu işten?
“Güzel kuşum kanarya,
Vatan millet Sakarya’m!”
Gelsin Zelenski, gitsin Putin, sıraya alsın, şu bizim Sisi?
Dış politikada bile,” bu inişler, bu çıkışlar, bu gelgitler hırpalar” bizi!
SABIR ET, ŞÜKÜR ET, VERSENE BORÇ?
Yaparsa, kim yaparmış?
Emeklilere yüzde 25 Zammı anladık da, bu 7 Bin 500 TL. ücret alanları niye ıskaladık?
Niye onlar, “bu artışlardan, bu zamlardan muaf” tutuldular ki?
Bilen var mı?
Bilen çok, elbette?
Sanal alem yıkılıyor..
Katıla, katıla gülen mi ararsın, birbirine laf yetiştiren mi?
Acı ama, ülke gerçekleri bunlar!
“Sabır et, şükür et” diyen mi?
“Ne yapacaklardı” diye, mazert uyduran mı?
“Kaşıkla verdiler, Kepçeyle geri aldılar” diyenler mi?
Ya, “yoksul kesime bindirilen”, vergiler!
Ülkenin başında, “bir başka yaz yağmurları da” bunlar!..
Hemi de sağnak, sağnak..
Kime, ne kadar zarar verir, anlayacağız?
Sanal ortamda, biri yazıyor:
Emekli bir arkadaşım bana “bayramda biraz fazla açıldık, 5 Bin lira borç verirmisin” dedi?..
“Kılıçdaroğlu, 15 Bin lira bayram ikramiyesi verecek dediğimde, ” soğan ekmek yerim, yine ona oy vermem” demişti..
Ona,” git soğan, ekmek ye” dedim, para falan vermedim..” diye paylaşımda..
OYNATMAYA, AZ MI KALDI?
Memleketin, bu halları da var!?
Ama en güzeli, zil takmış bir vatandaş şakır, şukur oynuyor, göbek te, atmaz mı?
Dilinde ise,” Gel kardaşım Alamancı kardaşım gel, gelirken viski, çukulata da getirmeyi unutma” diye, “Erik dalı gevrektir, getirmeyen dönektir” diye sallıyor, sallanıyor..
Yurdum insanı işte!
Hani, insan, o şarkıyı hatırlamadan edemiyor?..
“Oynatmaya az kaldı, paralar nerede?
Bu zamlar yüzünden, çıldıracağım!
Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede?
Bu kararlar yüzünden, çıldıracağım!”
Bakalım, ülkedeki bu siyasal, ekonomik, sosyal kararlar sonrası, tatil için Türkiye’ye akın eden Avrupalı Türkler, “gördükleri ve yaşadıkları ile hangi türküye eşlik ederler” göreceğiz?
Ama bildiğimiz bir durumdur bu, insanımız, “ne elim kırılsa”der, ne de ”yanlış yaptığını” söyler!
Son sözü mü?
Merhum Müslüm Gürses, ne güzel söylerdi:
“Dünya tersine dönse ,vazgeçmem!
Gökteki güneş sönse, vazgeçmem!”
Sağlıklı güzellikler ve iyi haftalar dilerim..
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Temmuz 2023TELE 1 TV SUSTURULAMAZ!
Söylediklerine katılmasak ta, TELE 1 TV Genel Yayın Yetkilisi Dr.Merdan Yanardağ’ın tutuklanması ve kanala verilen cezayı tasvip etmek mümkün değildir.
Özgür Türkiye, susturulamaz..
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici