Sevgili okurlar,
“Asrın felaketi” olarak adlandırdığımız o büyük “Marmara Depreminin” üzerinden, tam 24 Yıl geçti..
Dile kolay, tam 24 Yıl!..
Her, “17 Ağustos 1999’un yıldönümünde, acılar yeniden tazelenir, sevdiklerimiz yeniden hatırlanır, gözyaşları sel olur ve dualarla”, onları yad ederiz!
Elbette kolay değil?
Diyeceksiniz ki, “hayatta ne kolay ki?”
Haklısınız ama, insanın sevdiklerinden, vedalaşmadan apansız ayrılması kadar, acı ne ola ki?
O büyük felaket, ansızın bizleri can evimizden vurdu!
Bir gece yarısı ansızın!
Can evimizden!
Ta kalbimizden!
Yürek yarası geçer mi?
Elbette geçmez!
O zaman, bu büyük felaketten ders alarak, geleceğe hazırlanmamız gerekmez mi?
Bizim Sakarya Gazetesi, dün “ Acı ama gerçek! Hazırlıksızız!” manşeti ile çıktı..
Acaba, bu manşet, bu başlık, yetkililerimizin, insanımızın kulağına küpe olur mu?
Haber detayı gösteriyor ki, maalesef!
17 BİN KİŞİYİ KAYBETTİK!
Bu süreçte, açılan 695 Davadan 5 Kişinin ceza alması ne komik!?
17 Bini aşkın insanımızı enkaz altında bıraktık, 5 Kişi suçlu bulundu öyle mi?
Toplamda 2 Bin 100 Dava açılmış..
Çoğu sonuçsuz kaldı, çoğu sonuçsuz!
Vay be adalet?
O, asrın felaketinden bu yana kaç yıl geçti!
Kaç vali değişti, kaç belediye başkanı ve kaç yetkili, kaç vekil, kaç hükümet?
Bir kim, kime, dum, dumadır gidiyor!
Hasarlı binalara, ne oldu?
Hani, “değişim-dönüşüm” planları, kararlılığı?
Deprem için halkı bilgilendirme, bu konuda toplanma alanları, arama-kurtarma hazırlıkları?..
Ya, deprem sigortası rezilliği?
Hazine ve Maliye Bakanı, “deprem paraları ile yol, köprü, tünel yaptık” demedi mi?
Ya, kefen paraları?
Mezarlıkların bile yetersizliği, hala konuşulmuyor mu?
SADECE TÖREN HA?
Efendim, 17 Ağustos 1999 Deprem felaketi ile ilgili olarak, “Demokrasi Meydanında bir anma töreni” düzenlenecekmiş!!?
Mış, mış, mış?
Sık martavalları, sonra verilen sözleri unut, “tören düzenledik” diye çaka sat!?
Bakınız, Bizim Sakarya Gazetesi’nin sanal birinci sayfalarında yer alan haber başlığı,” 17 Ağustos’tan 6 Şubat’a enkaz altında kalan bir ülke” şeklinde!
İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Semih Uçar; ” 7 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası alınması gereken önlemler ve yapısal değişiklikleri ele aldık.
BİLİMİ ES GEÇMEK?
Tarihimizin en yıkıcı depremlerinden olan 17 Ağustos Marmara Depreminin üzerinden 24 yıl, 6 Şubat Depremlerinin üzerindense 6 ay geçti. Söz konusu depremlerin, coğrafyamızın gördüğü en büyük depremlerden olduğuna hiç kuşku yok. Ancak ortaya çıkan can ve mal kayıplarının nedeni olarak depremlerin büyüklüklerine vurgu yapılması, şimdiye kadar, çoktan alınması gereken önlemleri almayan, bilime ve mühendisliğe kulaklarını tıkayan anlayışın sığındığı bahaneden öte, bir anlam ifade etmemektedir” diye dünü ve bugünü özetledi..
Haydi, 17 Ağustos 2023 Marmara Depremi’nin şiddetini ve büyüklüğünü hesaplayamadık!?
Peki, 6 Şubat 2023 Tarihinde, ülkemizin bu sefer Güneydoğu illerini vuran depremi neden hesaplayamadık?
Haydi hesaplayamadık, “ bölgesel güç” olarak sunduğumuz, “TOGG görmelerinde koştuğumuz, İHA-SİHA uçurduğumuz, Uçak gemisi yaptığımız, görücüye çıkardığımız, tank, top teşhir ettiğimiz bu günlerde”, enkaz altında kalanların imdadına, niye koşamadık?
Kızılay’ı, AFAD’ı ve diğer birimleri ile bu ikinci asrın felaketinde, niye sınıfta kaldık?
Haydi, geç kaldık?
TOPLANAN YARDIMLAR?
Peki toplanan yardımları neden adresine ulaştıramadık ki?
Neden, siyasi Saiklerle hareket ettik, devreye yandaş sivil örgütleri soktuk, muhalefeti, muhalif belediyeleri bu yardım yarışında öteledik!?
Bilen var mı?
Kısacası,” bu beceriksizliğin faturasını”, masum insanlar ödemedi mi?
İşte bilim adamları, her gün farklı açıklamalar ile gelecek depremler ile ilgili bizleri uyarmıyor mu?
İnşallah, ders alırız diyorum ama, ders alan inanın ki yok?
Ne yetkililer, ne yetkisizlerin umurunda mı depremler?
Depremleri geçtik, ya şu diğer afetlerde kaybettiklerimiz?
Sele kapılıp gidenler, sel baskınlarında vurgun yiyenler?
İHMAL VE BECERİKSİZLİK?
Depremi, depremleri bizzat yaşamış bir birey, bir gazeteci, bir eğitimci olarak, bunları yazmak bile bana zül geliyor!
“İhmal ve beceriksizliklerin faturasını”, hep neden, masum insanlarımız öder ki?
Depremler, sadece Türkiye’de mi oluyor?
Elbette, hayır!
O zaman depreme, depremlere karşı top yekûn hazırlıklı olmak için, neden işi ağırdan alıyoruz!?
Deprem bir gerçek ise, deprem ile birlikte yaşamak için gerekeni neden yapmıyoruz, yapamıyoruz?
Bu ihmal ve umursamazlık nedendir?
Lütfen, sorumluluk!
Lütfen, sorumluluk!
Yoksa, bu yolda daha çok törenler düzenleyerek, ağlaşmaya devam ederiz!
Yusuf Cinal yazıyor, 17 Ağustos 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici