Yaklaşık 1500 yıl önce kilise olarak inşa ettirilen Ayasofya, İstanbul’un fethinden sonra cami yapıldı. Kilisenin içindeki insan figürlerinin üstü-İslamiyete göre günah olduğu için- sıvalarla örtüldü. 1934 yılında Bakanlar Kurulu son derece yerinde bir kararla Ayasofya’yı müze haline getirdi. Sıvaların altındaki sanat eserleri ortaya çıkarıldı. UNESCO da Ayasofya’yı korunması gereken tarihi eserler listesine aldı.
Şu anda bölgede bir cami ihtiyacı yokken siyasi iktidar ekonomik ve siyasi sorunları unutturmak, belki de muhalefeti bölmek için bu konuyu gündeme getirdi. Ancak CHP zaten sesini çıkarmadığı için hesabın ikinci kısmı tutmayacak gibi görünüyor! İşin bir başka vahim boyutu Danıştay’ın aldığı kararın gerekçesidir. Ta 600 yıl önceden mülkiyetinin bir vakfa ait olması karara gerekçe olarak gösterilmiştir. Oysa ki cumhuriyet, çok yerinde bir kararla, Osmanlı Hukuku’nu kaldırmıştır. Bu karara göre, pekala Osmanlı soyundan birileri de ortaya çıkıp Topkapı Sarayı’nın mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu iddia edebilir.
Kısacası, bu kararın Müslümanların haklarını korumakla falan ilgisi yoktur. Siyasi iktidarın karşı-devrimci hamlelerinden biridir…
Mete Göenç yazıyor