Sevgili okurlar,
Türkiye’de, önemli gelişmelere tanıklık ediyoruz..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Tele 1 TV Kurucusu, Gazeteci, Yazar Merdan Yanardağ ile ilgili olarak ” casusluk suçlaması”, FETÖ dönemi açılan davaları hatırlattı.
AK Parti iktidarı döneminde, olup bitenleri şöyle kantara vursanız, inanın şaşkınlığınız bir yana, “günahlar ve sevapları” hesaplamak mümkün değildir..
AK Parti ile birlikte hareket eden Fetullah Gülen Hareketinin, “devletin tüm kılcal damarlarına kadar girdiğini”, bilmeyenimiz yok!
Hele yaşanılanları anlatmak, neye yarar ki?
Hala, “bu devrin sancılarını yaşayanlarımız”, yok mu?
İşte Adapazarı ve Serdivan ilçeleri sınırları içinde bir zamanların milletvekili, futbolun kralı Hakan Şükür’ün yatırımları, ortada değil mi?
Aylar, ayları kovaladı, yıllar geçti, “yarım kalan bu konutları görenler, şaşkınlıklarını” gizleyemiyorlar?
İnanın, önünden geçerken içim cız etti!
Bu yarım kalan korku, hayalet ürünü konutların Hakan Şükür yatırımları olduğunu bilmiyordum!..
Arkadaşım Şaban Mergül, durumu anlattı..
Ne olacak, bu yarım kalan inşaatların hali?
Bu inşaatı yarım kalan konutlar, “böyle çürümeye mi” terk edilecek?
En azından, “bu yatırıma ortak olan, bu yatırıma para koyan, para yatıranların hakları korunsa”, iyi olmaz mı?
Haydi, Hakan Şükür hakkında ki karar belli!..
Ya, “diğer insanları mağdur etmek”, kime ne fayda sağlar?
Bunun gibi sürüncemede olan davaların,” biran önce bitirilmesi, yeni kapıların, pencerelerin açılması, aydınlık Türkiye imajı ile adaletin tecelli etmesine katkı sağlamak” zor mu?
Ne bekleniyor?
Milli servete, yazık değil mi?
Gelelim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Tele 1 TV Yorumcusu gazeteci, yazar Merdan Yanardağ davasına!
Bir kere, “bu tür davaların Türkiye imajına büyük zarar verdiğini, demokratik yapımızın sorgulandığını” söylememe, gerek var mı?
Ne gerek var, böyle davalara?
Ülkemiz insanını mağdur etmek, nedir?
Her gün, “bir başka dava ve suçlama ile insanları gözaltına almak, tutuklamak, hukuk kurallarını gözardı etmek”, inanın Türkiye’ye yakışmıyor..
Halkımızda, bu tür davalardan bıkkın!
“Türkiye, bu yönü ile gittikçe Rusya Federasyonu Lideri Putin’e benziyor” diyenler, haksız değiller..
Elbette, “suçlular yakalanacak, adalete teslim edilecek, yargılanacak”, buna kim, ne diyebilir?
Ama yasalar, “evet yasalar bu yönde atılacak adımlara yol gösterici” olmalıdır..
Dün İstanbul Çağlayan’a akın edenler kadar, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylediklerine kulak vermek, dikkate almak” gerekir..
Türkiye’de, bu tür davaların “siyasal Saiklerle açıldığını” söylemeyen kalmadı..
Yapılan anketlerde, bunu doğruluyor..
Alanlara gelenler ise, bunu belgeliyor..
Öyleyse, “bu siyasal çekişmeyi, kavgayı, çekişmeyi daha ileri götürmemek” gerekir..
Türkiye’nin geleceği, varlığı her şeyin üzerindedir..
“Kanla, irfanla bu toprakları vatan kılanların, Cumhuriyeti ilan edenleri, İstiklal Mücadelesini başarıya ulaştıranların, düşmanı yurttan kovanların hatıralarına” helal getirmemeliyiz..
“Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet ayakta tutmak, geleceğe taşımak için elbirliği yapmamız, birliktelikte karar kılmamız, siyasi çekişmeleri, sen-ben didişmesini bir kenara atmamız, ülkeye bir başka güç ve sükûnet” getirecektir..
Öyleyse, “iri, diri, bir olmak için”, ne sebep var?
Neyi, pay edemiyoruz ki?
Lütfen,” içte birlik, dışta dirlik” çok önemlidir..
“Atatürk ve silah arkadaşlarının, ortaya koydukları yenilikler kadar, Cumhuriyet’in faziletleri de”, bize yol göstericidir..
Başka türlüsü yalan!
Yusuf Cinal yazıyor, 27 Ekim 2025
