Sevgili okurlar,
“Ülkemizdeki gelişmeleri, yenilikleri, sorunları ve açıklamaları, sizlerle paylaşmaya ve dilimiz döndüğünce yorumlamaya”, büyük özen gösteriyoruz..
Siyasi alandaki gelişmeleri, sizlere aktarmaya devam ediyoruz..
Özellikle, “siyasi iktidar ile muhalfet arasındaki gerginlik”, hayra alemet değil..
“Karşılıklı atışmalar, tartışmalar” devam ediyor..
Bilhassa, “anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e atılan şamarın yankıları” büyük oldu..
Bu manada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarını, bir durum analiz ile okurlarımıza aktardık..
Nereden gelirse, gelsin, “şiddete, ayrımcılığa, güç gösterisine, hukuksuzluğa karşı olduğumuzu” hep dillendiriyoruz..
Bizim görevimiz,” insanımızı bilgilendirmek ve haberdar” etmektir..
Bu münasebetle, “bizim bir tarafı kollamamız, diğer tarafı yermemiz” mümkün değildir..
Bu durum, “bizim etik değerler bakımından anlayışımıza da” terstir..
Ama, “umarız ders alırlar” sözü de, irdelenmeye muhtaç?
Neden mi?
Şiddetten, ne ders alınabilir ki?
Allah korusun, “bu sabıkalı katilin şamar yerine, eline geçirebileceği bir silah ile de” saldırabilirdi!
Burada, “iktidara yürüyen bir kesimi korkutmak, ürkütmek, yolundan alıkoymak, men etmek olduğu” aşikardır..
Demek ki, “ortada bir gözü kara durum” mevcuttur!
“Bunu aydınlatmak, gerçekleri ortaya çıkarmak”, yetki erkinin görevidir..
Kaldı ki, saldırı sonrası gelişmeler de, ibret vericidir..
YANLIŞLAR VE DOĞRULAR?
Bizim bu noktada, “yanlışlara işaret etmek, doğruları söylemek” gibi bir görevimiz var..
Bunu, “ülkemizin yarınları ve insanımızın geleceği için” yaptığımız, gün ışığı gibi gerçektir.
“Ne saldıran, ne şiddetten mağdur olan tarafa” bir yakınlığımız yok..
“Adaletin tecelli etmesi” şiarımızdır..
Temennimiz, “bütün bunların hukuk içinde çözüme kavuşturulması ve ülkemizin bu tür olaylarla oyalanmaması, huzur ve güvenin sağlanması, artan hayat pahalılığı karşısında, gereken tedbirlerin de” alınmasıdır..
ADRES BELLİ?
Bunu yapacak, adres bellidir..
Ülkemizde, yönetimi elinde bulunduran “Cumhur İttifakı( AK Parti ile MHP)” bütün olumsuzlukların çözümünü sağlayacak, tek adrestir..
Bu manada, “denetim görevi de” anamuhalefet partilerinindir..
Anamuhalefet partilerinin yanı sıra, sivil örgütlere, önemli kurum ve kuruluşlara ve vatandaşlarımıza da, bu denetim görevinde, önemli roller düştüğü bir başka realitedir..
Neymiş?
Denetim görevi!
SİSTEMDE Mİ SORUN?
Üzülerek ifade edelim ki, ülkemizde “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” içinde, bu denetim görevini de, siyasi iktidar üstlenmiş gibi bir durum sözkonusu..
Yani, “biz biliriz, biz yaparız, kimse bizden hesap soramaz ve denetime de gerek yok” anlayışı, yediden yetmişe vatandaşımızın dilinde!..
Muhalefet belediyeleri, başkanları, çalışanları büyük denetim baskısı altında!…
Ama iktidar belediyelerine uğrayan ve soru soran yok?
Hatta, “siyasi parti liderleri bile operasyonlardan payına düşeni alıyor, kimi de hapse atılıyor, ardından iddianameler” hazırlanıyor..
Karmaşık, içinden çıkılır bir durum, değil!
Bu manada sistem, sorgulanmıyor değil!
KAYYUMLAR ATANIYOR?
Şurada, “geçmişe dönük davalar açılıyor, ama her nedense, AK Parti Belediyelerinde başkanlıktan azledilen başkanlar serbest, haklarında bir soruşturma yok ve bir davada” açılmıyor?
Nedenini, bilen var mı?
Kayyumlar atanıyor, başkanlar gidiyor!?..
Hapishanelere tıkılanlar, ” hak, hukuk, adalet” diye, “siyasi iktidarın gözüne” bakıyor..
Ekonomik alanda ise, “daha farklı bir kaos” yaşanıyor!..
“Sabit gelir erbabı, emekliler, çalışanlar, her gün değişen ve artan fiyatlara, yetişmekte büyük güçlük” çekiyor..
“Ekonomik kriz”, ülkeyi yangın yerine çevirdi!..
ANKARA’DAKİ SAKARYALI?
Bakınız, Ankara’da Türk-İş’in başındaki Sakaryalı hemşerimiz, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’ne ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Atalay, 22 bin 104 lira olan asgari ücret ile 1 hafta bir geçinilemeyeceğini ifade ederek, “Ayda 2 milyon maaş alanlar bizi konuşuyor. Bizim bu günahı çekmeye takatimiz yok” dedi.(Bakınız Bizim Sakarya Gazetesi)
Daha ne demeli bilen var mı?
ÖLÜMÜ GÖSTERİP, SITMAYA RAZI ETMEK?
Yine Başkan Ergun Atalay, ülkenin içinde bulunduğu durumu ise,“Son 30 senedir görmediğim bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya kaldım.
Özellikle afetlerde, depremde, yangında, savaşta ilk bedeli kadınlar ödüyor, çocuklar ödüyor, çalışanlar ödüyor.
2 Sene evvel, kamu sözleşmesini yaptığımız zaman, özellikle, ifade ediyorum; bazı basın organlarında ‘İşçi müdürü geçti, çöpçü genel müdürü geçti’ haberlerini beraber izleme imkanı bulduk”diyerek, işverenlerin, “ölümü gösterip, sıtmaya razı ettiklerini” söylemesi gerçekten manidar!
HAL VE GİDİŞ?
Neresinden tutarsanız, tutun, “ülkede hal ve gidiş gelecek vaadetmiyor ve iş dünyası da pılısını, pırtısını toplayıp, başka ülkelere” gidiyor!..
Hep, deriz ya?
Gitsinler, değil mi?
Allah, insanımızın yardımcısı olsun!
Yusuf Cinal yazıyor,10 Mayıs 2025